İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Genel Jeoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, kırılan fay uçlarındaki enerji transferinin, yeni depremlerin tetiklenmesine neden olduğuna dikkat çekerek, "Henüz kırılmayan bu sismik kaynakların varlığı nedeniyle özellikle Bingöl, Adıyaman, Malatya, Gaziantep, Hatay ve Adana illerinde depreme hazırlık konusunda acil önlemler alınması, halkın bilinçlendirilmesi hayati derecede önemli diye düşünüyorum" dedi.
DEÜ Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Genel Jeoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Elazığ'daki 8 Kasım'da meydana gelen 5 büyüklüğündeki depremi değerlendirdi.Kırılan fay uçlarındaki enerji transferinin, yeni depremlerin tetiklenmesine neden olduğunu belirten Prof. Dr. Sözbilir, "Doğu Anadolu Fayı'nın Pütürge segmentinin kırılmasıyla meydana gelen 6.8 büyüklüğündeki 24 Ocak 2020 Elazığ depreminin tetiklemesiyle, 3 yıl sonra 6 Şubat 2023 Maraş depremleri yaşanmıştı. İlk depremde Pütürge fayının hemen güneybatısındaki Erkenek, Pazarcık, Narlı ve Amanos segmentleri 7.8 büyüklüğünde bir deprem üreterek, Hatay Havalimanı'na kadar kırılmıştı. Bu deprem, 20 Şubat 2023'te, Hatay Havalimanı güneyinde 6.4 büyüklüğündeki Antakya-Defne depremini tetiklemişti. 16 Ekim 2024'te ise 6 Şubat depremi yüzey kırığının kuzey ucu ile 24 Ocak 2020 yüzey kırığının güney ucu arasında 5.9 büyüklüğünde Malatya-Kale depremi yaşanmıştı. Yaklaşık 1 ay sonra, bu sefer de Pütürge segmentinin kuzeydoğu ucundaki Palu segmentinde yeni bir deprem gerçekleşmiş oldu. Yani, 8 Kasım tarihinde 5 büyüklüğünde meydana gelen Elazığ depremi, 2020 yılında Pütürge segmenti üzerinde meydana gelen Elazığ depreminin tetiklediği bir deprem olarak düşünülebilir" diye konuştu.
'ADIYAMAN FAYININ SİSMOLOJİK VE JEODEZİK ANLAMDA İZLENMESİNDE FAYDA VAR'
Prof. Dr. Sözbilir, 2020'deki Elazığ depreminde Doğu Anadolu Fayı'nın Pütürge segmentinin kırıldığını söyleyerek, "8 Kasım'da ise 2020'deki enerji transferi nedeniyle Pütürge segmentinin kuzey ucundaki Palu segmentinin bir bölümü kırılmış oldu. O bölgenin 995, 1789 ve 1874 yıllarında 7'ye varan büyüklükte yıkıcı depremler yaşadığını biliyoruz. Fakat Palu segmenti son 100 yılda belirli aralıklarla çok sayıda 5 civarında deprem üretti. Palu segmenti 200 yılı aşkın süredir yıkıcı nitelikte büyük deprem üretmiyor. Palu segmentinin asismik nitelikte krip yaptığına dair ölçümler de bulunuyor. Yani sismik boşluk sınıfında değerlendirilen ve büyük deprem üretmesi beklenen faylardan biri. Bunun yanında Palu ilçesinden başlayıp güneybatıya Adıyaman iline doğru ilerleyen Adıyaman fayı var. Biz bu fayı 2 yıldır Fırat Üniversitesi yürütücülüğünde birlikte çalışıyoruz. YÖK-Araştırma Destek Programı kapsamında çalıştığımız bu projede, Adıyaman fayının da diri bir fay olduğunu saptamış bulunmaktayız. Bu fayın da 7'ye varan büyüklükte deprem üretme potansiyeli bulunuyor. Bu nedenle Adıyaman fayının sismolojik ve jeodezik anlamda sürekli izlenmesinde fayda var diye düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
'FAY SEGMENTLERİ ÜZERİNDE STRES BİRİKİMİ DEVAM EDİYOR'
6 Şubat 2023'teki 7.8 büyüklüğündeki Kahramanmaraş depreminin tetiklemesiyle 9 saat sonra kırılan Çardak ve Doğanşehir faylarının uçlarındaki Malatya fayı ve Savrun ile Saimbeyli faylarının da stres biriktirmeye devam ettiğine dikkat çeken Prof. Dr. Sözbilir, "Benzer şekilde 6 Şubat 2023 depreminde bir bölümü kırılan Narlı fayı güneyindeki Sakçagöz, Yesemek ve Hacıpaşa fayı gibi Ölüdeniz fayına ait fay segmentleri üzerinde de stres birikimi devam ediyor" dedi.
Prof. Dr. Sözbilir, "Henüz kırılmayan sismik kaynakların varlığı nedeniyle özellikle Bingöl, Adıyaman, Malatya, Gaziantep, Hatay ve Adana illerinde depreme hazırlık konusunda acil önlemler alınması gerek, halkın bilinçlendirilmesi de hayati derecede önemli diye düşünüyorum" diye konuştu.
#ESHAHABER.COM.TR