Kişisel verileri toplama ve işleme yöntemleriyle reklam modelleri tartışma konusu olan teknoloji devi şirketler, ulusal otoriteler tarafından da kullanıcı mahremiyeti açısından yakından takip ediliyor.
Son olarak AB'de kişisel verilerin korunmasından sorumlu Avrupa Veri Koruma Kurulunun (EDPB), Facebook, Instagram ve WhatsApp gibi dijital platformları bünyesinde bulunduran Meta'nın, kullanıcı onayı almadan kişiselleştirilmiş reklam gösteremeyeceğine hükmetmesinin kullanıcılara ve şirkete etkilerinin ne olacağı tartışılıyor.
Ussal Danışmanlık Yönetici Ortağı Ussal Şahbaz, Facebook, Instagram gibi platformların reklam modelinin, kullanıcıların dijital ikizini yaratmaya ve ona yönelik reklam göstermeye yönelik olduğunu söyledi.
APPLE'IN KISITLAMASI FACEBOOK'A BÜYÜK DARBE VURMUŞTU
Bu modelin geçen yıl Apple'ın getirdiği bazı kısıtlamalarla ciddi sekteye uğradığını anımsatan Şahbaz, "Apple kendi telefonlarından kişilerin takip edilmesini kısıtlamıştı. Bu da Facebook'un gelirlerine darbe vurmuştu. Zaten bu sene Facebook'un hisse senedi değerinin de ciddi bir şekilde düştüğünü gördük. Şimdi de EDPB'nin kişiselleştirilmiş reklam gösterebilmek için kullanıcıların açık rızasını alma şartını getirmesi, birçok kullanıcının reklamları engelleyebilmesi için fırsat olacak." ifadelerini kullandı.
Şahbaz, bu kararla birlikte kullanıcılar konum ve tarayıcı geçmişi gibi bilgileri sosyal medya platformlarıyla paylaşmaya onay verse bile bu verilerin reklam amaçlı kullanılması için ayrı bir onay alınması gerektiğine işaret ederek, EDPB'nin kararının İrlanda'daki ulusal otorite tarafından nasıl uygulanacağının da beklendiğini bildirdi.
Kişisel verilerin mahremiyetinin Avrupa'da en önemli konular arasında yer aldığına dikkati çeken Şahbaz, şöyle konuştu:
"Birçok kişinin burada rıza vermemeyi tercih edeceğini öngörebiliriz. Bu da reklam gelirlerinin daha da azalmasına yol açacaktır. AB'nin bu kararının dünyadaki diğer ülkelere yayılıp yayılmayacağı da önemli bir konu. Genelde teknolojiyle ilgili düzenlemelerde gördüğümüz AB'nin koyduğu kuralların bir süre sonra diğer ülkeler tarafından da kabul edilmesi. Bu çerçevede Türkiye'de de önümüzdeki yıllarda benzer düzenlemeler getirilmesini bekleyebiliriz."
"DEVLETLERDEN BÜYÜK ŞİRKETLER"
İstanbul Medeniyet Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cahit Suluk, Facebook gibi teknoloji devi şirketlerin ekonomik büyüklük anlamında devletleri aştığına işaret ederek, "Bu şirketlere bağımlı olmadan dijitalde iş yapmak hayal haline geldi. Bu şirketler tüm dünyada kullanıcıların kişisel verilerini reklamlardan para kazanmak amacıyla işliyorlar." şeklinde konuştu.
Tüm dünyada kişisel verileri korumaya yönelik hukuki düzenlemeler yapıldığını, Türkiye'de de Kişisel Verileri Koruma Kanunu bulunduğunu ifade eden Suluk, sosyal medya platformlarına üye olmak isteyenlerin kullanıcı sözleşmelerini onaylamak zorunda olduklarını hatırlattı.
CAYDIRICI CEZA OLMALI
Suluk, bu onayın kişisel reklamların gösterilmesinde "açık rıza" olup olmadığının tartışıldığını belirterek, "Dev sosyal medya şirketleri dijital reklam pazarını domine etmiş durumda. AB de bununla baş edebilmek için rekabetin, kişisel verilerin gizliliğinin ihlali gibi nedenlerle bu şirketlere cezalar kesiyor. Şirketlerse 'Cezaları öde, eyleme devam et' politikası izliyor." değerlendirmesinde bulundu.
EDPB'nin kişiselleştirilmiş reklamlara yönelik kararı üzerine bir ceza kesilmesi beklentisi olduğunu dile getiren Suluk, şunları kaydetti:
"Verilen idari para cezaları elbette canlarını sıkar ama bu cezalar reklam gelirlerinin çok altında kalıyor. Sosyal medya platformlarını kapatılması sansür, haberleşme hakkının engellenmesi gibi değerlendirilebileceğinden söz konusu olmuyor ancak caydırıcı cezalarla kişisel verilerin etkin bir şekilde korunması sağlanabilir."