Eylem Tok ile 17 yaşındaki oğlu T.C., iddiaya göre 1 Mart 2024’te Kemerburgaz’da kullandığı lüks otomobille bozulan ATV’lerini yol kenarına çeken kişilere çarpıp Oğuz Murat Aci’nin (29) ölümüne neden olurken annesi Eylem Tok tarafından Mısır’a oradan da ABD’ye kaçırılmıştı. Olayın üzerinden yaklaşık 3,5 ay geçerken kırmızı bülten de çıkartılan anne ve oğul ABD’de yakalandı. Dün ABD’de hakim karşısına çıkan anne ve oğlu hakkında ayrı ayrı tutukluluk hallerinin devamına karar verilerek duruşmaları 20 Hazirana ertelenmişti. Duruşma sonrası vefat eden Oğuz Murat Aci’nin annesi Pervin Aci ve babası Özer Aci ilk kez konuştu.
“Eylem Tok çok uyanık”
Murat Aci’nin acılı annesi Pervin Aci, Eylem Tok’un oğlu T.C.’yi ABD’de okula verdiğini söyleyerek “Çocuğunu okula veriyor, oraya yerleşmeye kalkıyor. Nasıl olsa ben burada 21- 22 yaşına kadar idare ederim. O çocuk Boston’da niye okula yazılsın? Çocuk nasıl olsa ABD vatandaşı, Eylem Tok çok uyanık. O çocuk derse girdiği zaman aklı nerede olur? Benim oğlumda olur” dedi.
“Amerika’da da Türkler benim için orada bulundular, saatlerce yol gittiler”
Bayramda oğlunun elini öpemediğini belirten anne Pervin Aci, “Bayramda sevinemedim, hep üzüldüm, hep ağlamakla geçti ama benim elimi tüm Türkiye, bayramımı tüm dünya kutladı, bundan çok memnun oldum. Herkese çok teşekkür ederim. Önce Adalet Bakanımıza, Cumhurbaşkanımıza, Kürşat Bey’e ve adı geçen tüm Bakanlara sonsuz teşekkür ederim. Dün çok iyi anladım ki, Amerika’da da Türkler benim için orada bulundular, saatlerce yol gittiler, hepsine teşekkür ediyorum. Eylem Tok, sağına soluna bakmış avukatından başka kimsesi yok. O şimdiden üzülsün, tüm Türkiye benimle” şeklinde konuştu.
“Vahşice telefonları gasp ettiğini, ambulansı aramadığını, yaralılara yardım etmediğini, bu nedenden dolayı oğlumun öldüğünü herkes ve kamuoyu biliyor”
Acılı baba Özer Aci, Eylem Tok’un avukatıyla anlaşmazlık yaşadığını ancak ABD’nin sistemine göre avukat değiştirme hakkının olmadığını belirterek “Avukatını değiştirebilir, fark etmez. Sonuçta suçlu suçludur. Onun vahşice telefonları gasp ettiğini, ambulansı aramadığını, yaralılara yardım etmediğini, bu nedenden dolayı oğlumun öldüğünü herkes ve kamuoyu biliyor. Sonunda biz bunu da Amerikan adaletine de bir şekilde anlatacağız. Onlar da anlayacaktır, nerede hata yaptığı, neden yargılandığı ortaya çıkacaktır. Daha sonra büyük ihtimalle iade edileceklerdir diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
“Kırmızı bültenin sonuç vermesi devletimin, milletimin aynı zamanda benim çabalarımın sonucudur”
Baba Özer Aci, ABD’de çocuk hapishanelerini şartlarının iyi olmadığını, daha iyi yere geçirilmesini istediğini fakat hakim tarafından reddedildiğini bildiklerini söyleyerek “Ben tek değildim, yalnız değildim davada yoktum ama beni temsilen birileri vardı. Bu durumdan günler sonra yüreğimize serpilmiş oldu. Tutukluluk hali devam etmesi bizim hoşumuza gitti. Bunlar bir başlangıç, neler çekeceklerini görecekler. Ben tek değilim, sabrettim. Sabretmenin yanı sıra çalıştım, çabaladım. ‘Davamla ilgili ne yapabilirim?’ şeklinde araştırma yaptım. Sonuçlarına ve amacıma ulaşmak için her yolu denedim. Tabi ki devletim yanımda. 3 buçuk ay sonra kırmızı bültenin sonuç vermesi bile devletimin, milletimin aynı zamanda benim çabalarımın sonucudur. Kamuoyunun baskısıdır yoksa geçmişe bakıldığı takdirde bu kadar kısa sürede kırmızı bültenin sonuç vermesi mümkün görünmüyor gibi bir olaydı. Devletimiz gerçekten bizim yanımızda oldu, Adalet Bakanımız her zaman yanımızda oldu. Dün tekrar görüştük, sağ olsun akşamüzeri müsait olduğu bir anda davayı takip ettiklerini, yakinen ilgilendiklerini ve merak etmemem gerektiğini söylediler, bayramımı kutladılar. Ne şartta olursa olsun cevap veriyordu. En azından acımızı paylaştığını hissediyorduk. Hissettirmeye de devam edeceğini biliyordum” şeklinde konuştu.
“Takipçisi olacağız, ben pes etmeyeceğim”
Kendisinin hiçbir zaman ‘kamuoyuna mal ettim nasıl olsa’ deyip, yan gelip yatmadığını belirten baba Aci, “Çalıştım, boş zaman geldi ağladım, çaba gösterdim. Ne yapabileceğimi tek tek eşimle müşavere ettik. “Kimi arayabiliriz, ne söyleyebiliriz, telefonu açar mı, açmaz mı, cevap verir mi, vermez mi”? Ama isteyince oluyor. Biz amacımıza bir nebze de olsa ulaştık. Bu saatten sonra bir kısım orda yargılanırlar, bir kısım buraya gelir yargılanırlar, bu bir başlangıç, birinci aşama. Takipçisi olacağız, ben pes etmeyeceğim, vazgeçmeyeceğim” ifadelerini kullandı.
“Ben ölsem bile bu dava birileri tarafından takip edilecek”
Eylem Tok’un pes etmeleri için çok çaba gösterdiğini belirten baba Aci, “Bu üç buçuk ay bize çok uzun gelse de bu çok kısa bir zaman. Ben ölsem bile bu dava birileri tarafından takip edilecek. Artık sonsuz inandım. Çünkü dünkü davada yüzlerce insan benim davamı takip etmek için geldiler. O turuncu kırmızı elbiseler içinde sağa sola bakmış, ‘acaba benim tanıdığım biri var mı yok mu diye’ ama kin ve nefretle yüzüne bakmaya çalışan, göz göze gelmeye çalışan binlerce insanla karşılaşınca bence şok oldu, bu birinci şokudur. Ben çok şok yaşatacağım” dedi.
“Çocuğu ana kuzusuydu yanından ayrılmıyordu ama bugün dördüncü gün, yalnız kaldılar”
Kazaya sebep olan Eylem Tok’un oğlu T.C. için ana kuzusuydu yanından ayrılmıyordu diyen baba Özer Aci, “Çocuğu ana kuzusuydu yanından ayrılmıyordu ama bugün dördüncü gün, yalnız kaldılar. Bakalım kaç gün daha yalnız kalacaklar o zaman söyleyeceğim. Evladına ne kadar kötülük yaptığını kendi bir zaman sonra öğrenecek ama çok geç olmuş olacak” şeklinde açıklamalarda bulundu.
Ahmet Faruk Sarıkoç