AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Nurettin Canikli, TBMM Genel Kurulunda, 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'nin tümü üzerinde AK Parti Grubu adına yaptığı konuşmada, eylül ayından itibaren agresif şekilde faiz oranlarının ısrarla düşürüldüğünü ve reel faizin ciddi anlamda negatif uygulandığı bir modelin hayata geçirildiğini dile getirdi.
"Klasik iktisat politikası uygulanmış olsaydı eylül ayının sonuna kadar nominal faizin en az yüzde 28-30'a çıkarılması gerekirdi" diyen Canikli, "Vatandaşın dolara gidişini engellemek için bu şekilde bir politikanın hayata geçirilmesi gerekirdi fakat böyle olmadı. Sayın Cumhurbaşkanı'mızın ısrarlı taleplerinin elbette bunda payının olduğunun kabul edilmesi gerekiyor" şeklinde konuştu.
Canikli, Hazinenin yüzde 10-11 yerine yüzde 86 oranından borçlanması durumunda 2022 bütçesinden en az 1,2 trilyon lira faiz ödemesi gerekeceğini kaydetti.
Son dönemde yaklaşık 23 organize sanayi bölgesinin açıldığını, yaklaşık 1 yıl içinde 2 bin fabrikanın faaliyete geçtiğini bildiren Canikli, "2021 sonu itibarıyla Türkiye'de çalışan kişi sayısı 28 milyon 797 bin. Ağustos 2022'de istihdam edilen kişi sayısı 31 milyon 344 bin. Çalışan sayısı 9 ayda 2 milyon 547 bin kişi artmış. Sanayi devriminin, insanlık dışı çalışma şartlarının yaşandığı dönem hariç tarihin hiçbir döneminde bu kadar kısa dönem içinde, toplam istihdamın yüzde 9'u oranında istihdam artışı olmamış. Bu bir dünya rekoru ve bu aynı zamanda düşük faiz politikasının bir madalyası" ifadelerini kullandı.
2001-2022 döneminde bir önceki 20 yıla göre üç kat fazla istihdam sağlandığını belirten Canikli, "Bu, iş, zenginlik, istihdam demek. Bundan dar gelirli vatandaşımız, işi olmayanlar faydalanıyor" dedi.
"FAKİRLEŞME YOK, ZENGİNLEŞME VAR"
Bir yıl önce asgari ücret ile 205,9 dolar alınırken bugün asgari ücretle 295 dolar alındığını söyleyen Canikli, asgari ücretin dolar bazında yüzde 43 oranında arttığını ifade etti.
Asgari ücretle 1 yıl önce 41 kilogram dana kuşbaşı alınırken bugün 42 kilogram satın alınabildiğini anlatan Canikli, "Çok artış yok ama düşmemiş. Bu dönemin dar gelirlileri, asgari ücretliyi perişan ettiği söylemlerinin gündeme getirildiği bir süreçte ortaya çıkan tablo bu. Söylemlerin önemi yok, rakamlarla ölçmemiz gerekiyor" diye konuştu.
"Hane halkı şu anda borç batağında" iddiasının da doğru olmadığını belirten Canikli, şöyle konuştu:
"Ağustos 2021'de 908 milyar lira olan hane halkının borcu Eylül 2022 itibarıyla 1 trilyon 311 milyar liraya çıkmış yani yüzde 44 oranında artmış. Bu rakam tek başına bir anlam ifade etmez. Vatandaş, borcun arttığı dönemde 400 bin adet kredili konut, 600 bin adet otomobil satın almış. 2 milyon liradan 400 bin konut 800 milyar; otomobili de 300 bin liradan hesaplarsak o da 980 milyar lira. Hane halkının son 1 yıldaki TL mevduatı 1 trilyon 546 milyardan 2 trilyon 325 milyar liraya çıkmış. TL mevduatı 779 milyar lira artmış. Hane halkının son 1 yıldaki döviz mevduatı ise 142,7 milyar dolardan 125 milyar dolara gerilemiş. Vatandaş dövizini bozdurmuş yani döviz tevdiatındaki hesabında 330 milyar azalma meydana gelmiş, TL mevduatında 799 milyar artmış. Son 1 yılda hane halkının bankadaki parası net olarak 449 milyar lira artmış. Bitmedi, vatandaş bu dönemde 241 ton altın satın aldı. Bunun değeri yaklaşık 260 milyar. 800 milyar konut, 180 milyar otomobil, 449 milyar mevduata, 260 milyar da altını ilave ettiğinizde bu dönemde 403 milyar borcu artan vatandaşın serveti 1 trilyon 689 milyar artıyor. Fakirleşme yok, zenginleşme var, rakamlar bunu gösteriyor. Bu rakamlara mobilya, beyaz eşya satışlarını da dahil etmiyorum."
"GELİR DE TÜKETİM DE ARTIYOR"
Canikli, 1 yıl önce kişi başına kırmızı et tüketiminin 23,05 kilogram iken son 1 yılda 22,9 kilograma düştüğünü, aradaki farkın son derece küçük olduğunu ifade etti.
"Bütün bu fakirlik edebiyatına rağmen kırmızı et tüketiminde azalma söz konusu değil" diyen Canikli, 1 yıl önce kişi başına 20,7 kilogram tavuk eti tüketilirken son 1 yılda kişi başına tüketilen tavuk eti miktarının 28 kilogram olduğunu dile getirdi.
Bir yıllık dönemde 737 bin 350 otomobil satılırken son 12 ayda satılan otomobilin 702 bin olduğuna değinen Canikli, "Geçen yıl 1 milyon 491 bin konut satılırken son 1 yılda 1 milyon 450 bin konut satılmış. Konut satışlarında da herhangi bir azalma yok. Süt ve süt ürünlerinde kişi başına yalnızca 0,5 oranında düşüş var. Domates tüketimi yüzde 2, elma tüketimi yüzde 4, kiraz tüketimi yüzde 8, muz tüketimi yüzde 7, portakal tüketimi yüzde 15, yumurta tüketimi yüzde 2,5, pirinç tüketimi ise yüzde 2 oranında artmış. Gelir artıyor, üretim artıyor, istihdam artıyor, tüketim artıyor, daha ne olsun" değerlendirmesinde bulundu.
"BU TOPRAKLARI SAVUNMAK İÇİN BÜYÜK PARALAR HARCIYORUZ"
Yüzde 10-11 civarındaki bütçenin içindeki faiz yükünün 2002 öncesinde yüzde 43 oranında olduğunu hatırlatan Canikli, şunları dile getirdi:
"Bunlar hayal değil yaşanan şeyler. Böyle bir tabloda o bütçeyle hiçbir şey yapamazsınız. Bırakın sosyal harcamaları memurun maaşını bile ödeyemezsiniz ama şimdi Türkiye bütün bu harcamaları, yatırımları yapıyor ve sosyal destek harcamalarında en ufak kesinti söz konusu değil. Çok konuşulmuyor, gündeme gelmiyor ama bu toprakları savunmak için büyük paralar harcıyoruz. Türkiye, üç ülkede toprak bütünlüğünü sağlamak için asker bulundurmak zorunda. Güvenlik için büyük paralar harcanıyor. Birkaç örnek vereyim: F-16'lardan atılan akıllı mühimmatın tanesi 400 bin dolardan 1,2 milyon dolara kadar çıkıyor. Yerli olarak geliştirdiğimiz nüfuz edici bombanın bir tanesinin maliyeti 1,2 milyon dolar. Sık sık fırtına obüslerinden, çok namlulu roket atarlardan atılan bir mühimmatın maliyeti 5 bin dolar. En ufak operasyonda binlercesi atılıyor. Bu zor şartlara rağmen güvenlikten en ufak taviz verilmiyor, bütçe açığı da hedeflenen rakamlarda kalıyor."
"BÖYLE BİR BÜTÇE TAM BİR YIKIM BÜTÇESİ OLUR"
Muhalefetin, "yüksek faiz politikasını alternatif olarak sunduğuna" dikkati çeken Canikli, yüksek faiz politikası hayata geçirildiğinde nasıl bir bütçeyle karşı karşıya kalınacağının çok net olduğunu kaydetti.
"Böyle bir bütçe tam bir iflas ve yıkım bütçesi olur." ifadesini kullanan Canikli, "Faiz oranlarını yüzde 85'e çıkardığınızda yatırım durur. Bu gibi durumlarda firmalar dahi paralarını, fonlarını yatırıma değil faize aktarır, şirketlerin faaliyet dışı gelirleri artar" dedi.
Yüzde 85 faiz verildiğinde yatırımın sıfırlanacağını, tarumar olacağını belirten Canikli, "Yalnızca bu değil, vatandaş bile tüketimi bırakır, parasını faize yatırır dolayısıyla talep de düşer. Yatırım düşünce istihdam düşer, insanlar işlerini kaybeder. Biz bunları geçmişte gördük. Böyle bir politikanın kaçınılmaz sonucu bu ama öyle görüyoruz ki ekip oluşturuluyor hatta Sayın Kılıçdaroğlu, 'Londra'dan temiz para getireceğim.' dedi. Bunun tercümesi şu; oradaki temiz paracılar hiç kimseyi kara kaşı, kara gözü için 'Gelsinler de şunları temiz paraya boğalım' diye beklemiyorlar. Temiz paracılar size bir adres gösterecek, o adrese gitmeden, uğramadan size para mara göndermezler. Adres: IMF. IMF'ye gideceksiniz, imzalayacaksınız" diye konuştu.