Uzunca bir süredir ortak aday noktasında yürütülen müzakereleri neticelendiremeyen altılı masa heyeti, önceki gün seçimlere dönük mutabakat metnini kamuoyuna açıkladı.
244 sayfa, 9 ana başlık, 75 alt başlık ve 2 bin 300'den fazla vaadin yer aldığı metinde, AK Parti iktidarının Türkiye'ye kazandırdığı ıslahatlara yönelik hedef gösterici ifadeler dikkat çekti.
Tartışmalı birçok noktanın barındığı metinde, Kanal İstanbul projesinin iptal edilmesi ve İstanbul Havalimanı'nın gölgede bırakılması net bir şekilde ifade edildi.
ÇILGIN PROJEYE İPTAL, AVRUPA'NIN LİDERİNE PERDE
25 ve 26'ncı sayfaları kapsayan 'Ulaştırma ve Lojistik' alt başlığının 3'üncü maddesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 'çılgın proje' dediği Kanal İstanbul'un akıbeti için "Kanal İstanbul projesini göreve başladığımız gün iptal edecek, bugüne kadar yapılan iş ve işlemleri hukuki, ekonomik, ekolojik ve teknik olarak incelemeye alacağız" denildi.
Aynı bölümün devamında Atatürk Havalimanı'na atıfta bulunularak İstanbul Havalimanı'na gölge düşürücü beyanatlarda bulunuldu. "Avrupa'nın lideri" olmakla Türkiye'nin övünç kaynağı haline gelen İstanbul Havalimanı'na işaret edercesine Atatürk Havalimanı'nın tekrar kullanılabileceği ima edildi.
İlgili maddede, "Atatürk Havalimanını yeniden uçuşa uygun hale getirecek, Esenboğa Havalimanı’nın Anadolu şehirlerinin yurtdışına alternatif çıkış kapısı haline getirilmesini sağlayacağız" ifadelerine yer verildi.
Geniş bir kesimden tepki çeken bu iki maddeyi, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Feridun Bilgi okudu.
Peki altılı masanın gölge düşürmeye çalıştığı İstanbul Havalimanı'nın ekonomideki yeri ile Kanal İstanbul projesinin sağlayacağı olası katma değer ne boyutta? Dahası rakamlar ne diyor?
AVRUPA'DA LİDER, TÜRKİYE EKONOMİSİNE 27 MİLYARLIK KATKI
Altılı masanın Atatürk Havalimanı'nı açmakla nota verdiği İstanbul Havalimanı, faaliyet gösterdiği 2018 yılından bu yana Türkiye'ye pozitif anlamda girdi sağlayan istasyonlardan biri haline geldi.
Yıl içerisinde ortalama 128 bin kişinin istihdam edildiği mekan, son bir yılda ihracatımıza 5 milyar dolarlık katkıda bulundu. Faaliyete geçtiği 2018'den bu yana ise 27,8 milyar dolar getirdi.
Toplam yakıt ve zaman tasarrufu açısından 271,1 milyon dolarlık israfı önleyen İstanbul Havalimanı, Ocak 2023'ü günlük 1229 uçuş ortalamasıyla tamamladı. Bu ortalamayla beraber İstanbul Havalimanı, Avrupa'da lider konumuna yükseldi.
Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürlüğü'nün yayınladığı bilgiler doğrultusunda, 2022'de 64 milyon 486 bin 178 kişinin güzergahında İstanbul Havalimanı vardı.
Covid-19 etkilerinin kademeli olarak kırıldığı, seyahat engellerinin kaldırıldığı yılda yolcu sayılarında yüzde 73'lük artış meydana geldi. 2021'de bu rakam 37 milyon 181 bin 907'ydi.
İGA'nın (İstanbul Grand Airport) resmi internet sitesinde yer alan yazılı açıklamada, İstanbul Havalimanı'nın 2025'te 225 bin kişiyi istihdam edeceği vurgulandı. Üstelik Türkiye'nin ulusal ekonomisindeki payı ise yüzde 4,9'a yükselecek.
KANAL İSTANBUL: ÇILGIN PROJE
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde açıkladığı (2011) Kanal İstanbul projesi sayesinde 'üçüncü bölge' olarak tanımlanan İstanbul'un batısındaki alanda ticari faaliyetlerin artırılması, Boğaz'daki gemi trafiğinin azaltılması amaçlanıyor.
2020'de ihalesi gerçekleştirilen 'çılgın projenin' 2027 yılında tamamlanarak kullanıma açılması bekleniyor.
505 bin kişiye istihdam sağlaması düşünülen Kanal İstanbul vasıtasıyla her yıl 28 milyar dolarlık üretim yapılacak. Bunun GSYH'e yıllık katkısının 12 milyar dolar düzeyinde olması tahmin ediliyor.
Türkiye'nin ekonomik hedeflerine ulaşmasında kritik bir rol üstlenen Kanal İstanbul projesi, Boğaz'daki gemi trafiğine derman olacak. Diğer bir deyişle Boğaz'daki canlılık, gemilerin denizdeki baskı oranı ve çevresel zenginlik artışa geçecek.
Turizm, ara iş, gemi trafiği ve diğer birçok kalem hesaba katıldığında Kanal İstanbul'un faaliyete geçtiği ilk beş yılda 100 milyar dolarlık getiride bulunabileceği kaydedildi.
Ancak altılı masanın önünü almak istediği projeler sadece bunlarla kısıtlı değil. Mutabakat metni incelendiğinde şehir hastanelerinin, kur korumalı mevduat hesabının, yaz saati uygulamasının ve nükleer santrallerin hedef alındığı görülüyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Türkiye'ye kazandırdığı ve Covid-19 döneminde ne denli önemli olduğu anlaşılan Şehir Hastaneleri de mutabakat metninde yer aldı.
Cumhuriyetin sağlık alanındaki en büyük kazanımları arasında gösterilen Şehir Hastaneleri hedef gösterilirken, bu uğurda kapatılmış devlet hastanelerinin yeniden açılacağı ve devam eden inşaatların durdurulacağı aktarıldı.
Türkiye'de on binler, dünyada milyonlarca kişinin hayatını kaybettiği pandemi günlerinde şehir hastaneleri büyük bir rol üstlenmiş, yüzlerce yataklı yoğun bakım üniteleriyle sağlık sektörüne nefes aldırmıştı.
Birden fazla tıp dalının yer aldığı şehir hastanelerinde, tedavi olmak için gelen hastalar farklı bir hastaneye ihtiyaç duymaksızın tüm ihtiyaçlarını burada karşılayabiliyor.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise, yıllar önceki bir konuşmasında şehir hastaneleri için "Peki ülkemizde hastalık yoksa ne yapacağız?" diye konuşmuştu.
AVRUPALILARIN HAYRAN KALDIĞI KUR KORUMALI MEVDUAT KALDIRILACAK!
Mutabakat metninin "Ekonomi, Finans ve İstihdam" başlığında kur korumalı mevduat hesaplarının süreleri dolduktan sonra uygulamadan kaldırılacağı net bir şekilde ifade edildi.
İlgili alt başlığın 15'inci maddesinde kur korumalı mevduat girişimi için "İktidara gelir gelmez yeni Kur Korumalı Mevduat hesabı açılmasını durduracak, mevcut hesapları vade sonlarında kapatacağız" denildi.
Bizzat Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın himayesinde organize edilip onun sunumuyla vatandaşa anlatılan 'Kur Korumalı Mevduat Sistemi' ilk olarak 21 Aralık 2021'de hayatımıza girmişti.
31 Aralık 2023'e kadar açılan tüm hesapların kullanabileceği bu uygulama sayesinde, dolar ve enflasyon hiç de azımsanmayacak bir şekilde dizginlenirken ekonomide istikrar yakalanmıştı.
'Faizi yükseltmeden enflasyonun önünü alamazsınız' diyen muhalif ekonomistler dahi bu sistemin getirdiği olumlu sonuçlardan etkilenmiş, Merkez Bankası eliyle faiz oranı aydan aya düşürülmüştü.
Hollandalı ünlü ekonomist Joeri Schasfoort, "Erdoğan, Türkiye ekonomisini nasıl kurtardı?" başlıklı videosunda "Kur Korumalı Mevduat Hamlesi"ni övmüş, TL'nin tekrar talep edilen bir para birimi haline geldiğini belirtmişti.
Schasfoort, Erdoğan'ın ekonomideki bu stratejik hamlesine övgüde bulunarak, "Eğer burada başarılı olabilirse, uzun vadede eski rakiplerine olan enerji bağımlılığından dahi kurtulabilirler" diye konuşmuştu.
Mutabakat metninin 128'inci sayfasındaki "Enerji" alt başlığında, "Kalıcı yaz saati uygulamasına son verileceği" ifade ediliyor.
2016 yılında yürürlüğe giren 'Yaz saati uygulaması' sayesinde Türk ekonomisi, 6 yılda 6 milyar liralık tasarruf sağladı.
Türkiye'deki elektrik tüketimi göz önünde bulundurularak hayata geçirilen proje sayesinde, toplam 6,82 milyar kilovatsaat elektrik israfı önlendi.
Özellikle Ukrayna-Rusya savaşından ötürü enerji krizinin had safhada hissedildiği günümüz dünyasında yaz saati uygulamasının önemi bir kez daha anlaşılmıştı.
NÜKLEER SANTRAL PROJESİNE KET
Kamuoyunda tartışmalara neden olan mutabakat metninin "Enerji ve Madencilik" alt başlığında Akkuyu Nükleer Santral projesine de vurguda bulunuldu.
"Akkuyu Nükleer Santral Projesi’nin mevcut durumunu ve sözleşme detaylarını, anlaşma dışında verilmiş olan hakları veya üstlenilen yükümlülükleri gözden geçireceğiz" denilirken, sürecin tıkanacağına dair işaret verildi.
Mersin-Gülnar mevkiinde faaliyete geçmesi beklenen Akkuyu Nükleer Santrali, her yıl Türkiye'nin enerji ihtiyacının yüzde 10'una doğrudan katkı sağlayacak.
4 bin 800 megavatlık kurulu gücüyle hizmet etmesi beklenen bu merkez sayesinde doğaya salınan karbondioksit miktarında önemli ölçütte azalacak. Özellikle kömürün oluşturduğu tahribatın önü alınacak.
Akkuyu Nükleer Santrali, her yıl 36.000 GWH üretim yaparak İstanbul'un 3 yıllık ihtiyacını bir yılda karşılamış olacak.
Üstelik üretilen enerjinin depolama imkanı ve elde edilen verimliliğin Türkiye'ye enerji alanında seviye atlatacağı düşünülüyor.
Uzmanlar, enerji merkezi olma yolunda art arda atılımlarda bulunan Türkiye'nin "Nükleer Santral" hamlesini "100 yıllık projenin işaret fişeği" olarak yorumluyor.