Avrupa Parlamentosu'nun (AP) Strasbourg'da devam eden genel kurul toplantılarında Avrupa Birliği'nin (AB) ortak dış, güvenlik ve savunma politikalarıyla ilgili iki ayrı rapor görüşüldü.
BİRİNCİ RAPOR
Bir dönem Fransa'da Avrupa İşleri Bakanı olan Nathalie Loiseau'nun raporunda, Türkiye'nin, "AB ve komşuları için birçok endişe alanında çoğu zaman istikrar bozucu rol oynadığı ve böylelikle bölgesel barış, güvenlik ve istikrarı tehdit ettiği" iddia edildi.
Raporda Türkiye'nin, "başta Yunanistan ve Kıbrıs olmak üzere AB üyesi devletlere karşı ve Doğu Akdeniz'deki yasadışı faaliyetleri ve askeri çarpışma tehditleri ile Yunanistan ve Güney Kıbrıs'ın deniz yetki alanlarında ilan ettiği yeni yasadışı faaliyetlerin son derece kaygı verici" olduğu görüşü not edildi.
Türkiye'nin, Akdeniz'de Yunanistan ve GKRY bağlantılı faaliyetleri yasadışı olarak tanımlandı ve kınandı.
İKİNCİ RAPOR
AB’nin Ortak Dış ve Güvenlik Politikası hakkında Hristiyan Demokrat Grup üyesi Alman parlamenter David McAllister tarafından hazırlanan raporda ise, Türkiye'nin (AB) üyelik perspektifinin mevcut şartlarda "gerçekçi olmadığı" mesajı verildi.
Türkiye'deki "olumsuz gidişatın derhal ve tutarlı biçimde tersine dönmemesi halinde" 2005'te başlayan katılım müzakerelerinin askıya alınması için Avrupa Komisyonu'nun öneride bulunması istendi. Türkiye ve AB'nin, "ilişkilerin mevcut çerçevesini, işleyiş kapasitesini ve gelecekteki ilişkileri için alternatifleri ve olası ilişki modellerini, gerçekçi davranarak ve üst düzey diyalog yoluyla gözden geçirmeleri" görüşü dile getirildi.
Türk dış politikasının AB çizgisinden uzaklaştığı mesajı verilen raporda, Doğu Akdeniz'deki ihtilaflara kalıcı çözüm için diplomatik diyaloğun yeniden başlatılması çağrısında bulunuldu.
Türkiye'nin "AB için önemli stratejik çıkar ifade eden bir ülke" olduğuna da vurgu bulunulan raporda, ilişkilerin "ortak çıkar alanlarında yoğunlaşması gerektiği" savunuldu.
İklim değişikliği, terörle mücadele, göç, güvenlik ve ekonomi gibi alanlara öncelik verilmesi istendi.
KAYNAK : Deutsche Welle