Batı'nın İslam ve Müslümanlara karşı sinsi planı! En çok korktukları senaryo...

Prof. Dr. Hayrettin Karaman, Batı'nın İslam ve Müslümanlara karşı planlarını çarpıcı şekilde deşifre etti. Karaman, Batı'nın Müslümanlara karşı uyguladığı planın 'Ne kendileri olsunlar, ne de bizden olsunlar' şeklinde olduğunu ifade etti.

Gündem - 1 yıl önce

Batı ülkelerinin İslam ve Müslümanlara karşı iki yüzlü ve düşmanca tutumları sıkça karşımıza çıkan sorunlardan biri... 

Yeni Şafak Gazetesi'ndeki köşesinde Batı'nın İslam ve Müslümanlara karşı tutumunu değerlendiren Hayrettin Karaman, " 'Dün sömürgecilik yolu ile yaptığı gibi bugün de yeni dünya düzeni/küreselleşme formülüne (hilesine) dayanarak İslâm ülkelerini sömürmeye, onları kendi menfaati istikametinde yönlendirmeye devam edebilmek için Batı’nın uyguladığı plan şudur: 'Ne kendileri olsunlar, ne de bizden olsunlar'." ifadelerini kullandı.

Kurulan bu düzenin Müslümanlar tarafından bozulması olasılığının Batı'yı ürküttüğünü söyleyen Karaman, "Safları sıklaştıralım, küfrün -İslâm'a karşı- tek millet olduğunu unutmayalım, sen ben davasını bırakalım, düşmanın oyununa gelmeyelim." çağrısını yaptı.

İşte Hayrettin Karaman'ın "Batı, İslâm ve Müslümanlar" başlıklı o yazısı; 

Batı diye ifade edilen kültür, medeniyet ve sistem havzası içinde yaşayan insanların dinlileri ve dinsizleri, her iki grubun da sonu gelmez çeşitleri ve farklı yönleri vardır. Bu farklılıklar içinde yer alan insanların İslâm hakkındaki bilgi ve kanaatleri, ona karşı tavırları konusunda genelleme yapmak hatalı olacağı gibi Müslümanların Batı insanı hakkında genelleme yapmaları da doğru değildir.

Kanaat, tavır ve ilişki, insanları ve gurupları doğru olarak tanıdıktan sonra belirlenmelidir. Batı’nın İslâm Doğu’ya karşı -kültür ve uluslararası ilişkiler politikası bakımından- tutumu Batı insanının tavır ve tutumu kadar karmaşık, teşhisi ve tayini güç bir mahiyette değildir. Batı, kendine göre kalkınmasını gerçekleştirirken ve gerçekleştirdikten sonra İslâm Doğu ile iyi/adil/insani ilişkiler kurmak yerine onu sömürme, gücünü ve zenginliğini onun zararı ve zayıflaması pahasına elde etme yolunu seçmiştir.

Dün sömürgecilik yolu ile yaptığı gibi bugün de yeni dünya düzeni/küreselleşme formülüne (hilesine) dayanarak İslâm ülkelerini sömürmeye, onları kendi menfaati istikametinde yönlendirmeye devam edebilmek için Batı’nın uyguladığı plan şudur: “Ne kendileri olsunlar, ne de bizden olsunlar”.

İslâm ülkeleri, hangi bütünleşme grubu içinde olursa olsun Batılı ile eşit hale gelirse sömürenler sofrasına çok nüfuslu yeni üyeler oturacak, pasta küçülecek, büyütme imkânları da daralacaktır. Müslümanlar kendileri olur, kimlik ve kişiliklerini bulur, öz kültür ve medeniyetlerine sahip çıkarlarsa dünyanın güç dengesi bozulacak, güdülen koyunlar çoban olacak, piyonlar şahlığa, vezirliğe soyunacaklar, Müslümanlar “kültürde, medeniyette, bilimde, teknolojide, askeri güçte, dünya nimetlerini meşru paylaşmada... biz de varız” diyeceklerdir.

Böyle bir oluşum bütün düzenleri altüst eder, düzenbazların oyunlarını bozar. Şu halde Batı ne edip edecek, İslâm Doğuya karşı uygulamakta olduğu planı engelleyecek her teşebbüsün, her gelişmenin önüne geçecek, bütün yolları deneyerek buna mani olacaktır.

Sömürgeci Batı’ya göre AK Parti’ye/Erdoğan’a iktidar olma şansı baştan verilmemeli idi, madem bu engellenemedi devamı engellenmelidir. Onun iktidara gelmesi, Türkiye’deki laik rejimin çökmenin eşiğine gelmesi ve Türkiye’nin Batı lehine olan ilişkilerinin tehlikeye girmesi anlamına gelir. Bu yüzden Türkiye’deki seküler güçler, İslâm tehlikesine karşı birleşmek zorundadırlar... Hâsılı:

Türkiye İslâm’a dönmemelidir, bu (İslâm) Batı için tehlikedir, laik (Batı’nın izinde) bir yol izlemelidir, Erdoğan/AK Parti iktidarı ülkenin adım adım İslâmîleştirmesi bakımından bir tehdit olduğu için bizim yolumuzda olanlar birleşmeli, bu iktidarı yıpratmalı ve düşürmelidirler. Eğer onların buna gücü yetmez ve millet kendine dönmek ve kendi olmakta ısrar ederse bizim yolumuz ve sistemimizin bekçisi olan güçler duruma müdahale etmeli ve değişimi engellemelidir. Bu da olmuyorsa Batı'nın bizzat işe el koyması, bazı liderleri öldürterek, ülkede karışıklıklar çıkararak, komşuları ülkenin üzerine kışkırtarak, ambargolar koyarak, daha olmadı doğrudan asker sevk edip ülkeyi işgal ederek değişim engellenmelidir…

Batı için tehlikeli olan, ülkede -kısmen- şeriatın uygulanması (bu mânâda ülkede şeriata dönülmesi) değildir; böyle olsaydı Suudi Arabistan başta olmak üzere ülkelerinde (kısmen) şeriatı uygulayanlar ile uğraşırlardı. Onlar için tehlikeli olan, sistemden (sömürü aracı olan dünya düzeninden) çıkmaktır, bu düzene karşı alternatif oluşturmaktır, bu düzenin bozucu, çürütücü, yozlaştırıcı plan ve eylemlerine karşı direnmektir.

Bütün bu olupbitenler karşısında bu ülkenin Müslümanları, hedefin belli bir parti değil, İslâm olduğunu, ülkeyi adım adım İslâm’a götürecek her örgüt, program ve eylemin Batı için tehlike oluşturduğunu, bugün Erdoğan’a karşı Batıcıları birleşmeye çağıran Batı’nın yarın İmam-Hatiplere, cemaat ve dernek faaliyetlerine, hâsılı her çeşit İslâmî hizmet faaliyetine karşı çıkacaklarını ve zinde güçlerini bunlara karşı kışkırtacaklarını -halen de gizli açık bunu yapmakta olduklarını- anlamayacak, hâlâ birbirleri ile uğraşmaya ve yekdiğerini çelmelemeye devam edecekler mi? Müslümanlar bu tefrika içinde güç harcarken atı alan Üsküdar’ı geçerse Allah onlardan bunun hesabını sormayacak mı?

Safları sıklaştıralım, küfrün -İslâm’a karşı- tek millet olduğunu unutmayalım, sen ben davasını bırakalım, düşmanın oyununa gelmeyelim. Her ülkenin şuurlu Müslümanları İslâmî hayatı güçlendirmenin ve en geniş çerçeveli İslâm kardeşliğini oluşturmanın yollarını arasın. Milyonların imanı ve birliği öyle bir güçtür ki, tarih boyunca onu sindirecek bir silah icat edilememiştir. “Hümanistler” bizim, Müslümanlar ve diğerleri diye ayrımcılık yaptığımızı, bütün insanların kardeşliğine çağırmak yerine İslâm kardeşliğine çağırmanın insani olmadığını düşünebilirler. Hayal değil de gerçeğin peşinde olacaksak kardeş olmak için insan olmanın yetmediğini görmemiz gerekir.

Bütün insanların tabii haklarını elde etmeleri ve adaletin hâkim olduğu bir dünyada yaşamaları, dünya düzenini, gerçek ve kâmil Müslümanların kontrol etmelerine bağlıdır.

Kaynak: HABER7.COM

Haftanın Öne Çıkanları

Kabine Toplantısı'nda 4 ana başlık masada olacak

2023-08-20 14:17 - Politika

Aliağa'da feci kaza: 2 ölü, 2 yaralı!

2023-08-27 10:08 - Gündem

Otomobil takla attı: 1 ölü, 2'si ağır, 4 yaralı

2023-08-27 12:47 - Asayiş

CHP Genel Başkanı Kemal KILIÇDAROĞLU... Atanamayan Uzman Çavuşlar Derneği Heyeti İle Görüştü...

2023-08-27 11:47 - Gündem

Husumetlisini öldürüp 2 kişiyi de yaraladıktan sonra jandarma ekiplerine ateş açtı

2023-08-26 09:07 - Asayiş

Samsun'da kahreden olay! Bir Uzman Çavuş şehit oldu, 7 yaralı

2023-08-25 18:27 - Gündem

Genk - Adana Demirspor! CANLI

2023-08-24 21:17 - Spor

Sivas'ta çaya giren 12 yaşındaki çocuk boğuldu

2023-08-22 21:03 - Asayiş

Cani koca kayınpederinin yaşamına son verdi, ayrılmak isteyen eşini yaraladı

2023-08-22 23:02 - Asayiş

Uşak'ta feci kaza: Yolcu otobüsüne çarpan otomobilin sürücüsü öldü!

2023-08-27 07:37 - Gündem

İlgili Haberler

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Erzurum'da öğretmen ve öğrencilerle buluştu

02:42 - Gündem

Makarna fabrikasındaki patlamada çok sayıda gözaltı

01:12 - Gündem

Burdur ve Karabük'te idare mahkemesi kurulması kararı Resmi Gazete'de

00:53 - Gündem

Malatya'da can pazarı! Freni boşalan kamyon iki araca biçti: Çok sayıda yaralı var

00:07 - Gündem

Karadeniz'e hızlı tren geliyor! Bakan Uraloğlu'ndan müjde

23:28 - Gündem

Günün Manşetleri

Prens Selman'dan 'Filistin' açıklaması! 'Diplomatik ilişki kurulmayacak'

03:17 - Dünya

Trump'a 3. suikast girişimi mi? Miting yapacağı alanda bomba bulundu!

22:53 - Dünya

Almanya'dan çarpıcı israil kararı! Resmen durduruldu

20:58 - Dünya

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Polonya Meclis Başkanı Holownia'yı kabul etti

18:32 - Politika

Cumhurbaşkanı Erdoğan pastanede vatandaşlarla sohbet etti

18:27 - Gündem