Cansuyu ve AGD-MGV depremzedeler için bölgede

Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından 10 ilde ciddi yıkımlar gerçekleşirken depremlerden bölgede 13,5 milyon insan etkilendi. 6 Şubat tarihinde gerçekleşen depremin başlarında bölgelerde çalışmalara başlayan Cansuyu Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği ve Anadolu Gençlik Derneği-Milli Gençlik Vakfı (AGD-MGV) Genel Başkanları, çalışmalarına ilişkin olarak ortak basın açıklaması gerçekleştirdi. 

AFAD SAAT 6’DA HABER VERDİ İLK EKİPLERİMİZ SAAT 7’DE ENKAZLARDA ÇALIŞMALARA BAŞLADI

Depremin ilk anından itibaren deprem bölgelerinde çalışmaların devam ettiğini ifade eden Cansuyu Derneği Genel Başkanı Mustafa Köylü, deprem bölgesinde gerçekleştirdikleri çalışmalara değinerek, “Deprem saat 4.17’de gerçekleşti. AFAD saat 6’da bize haber verdi. Ekiplerimiz de saat 9’da yola çıktılar. Ancak Saat 7 civarında Adana’da bulunan Arama-Kurtarma ekibimiz enkazların başında faaliyete başladı. Dolayısıyla tabandaki teşkilatlarımız vasıtasıyla en süratli bir şekilde depreme müdahale eden bir yapı içerisinde yer aldığımızı memnuniyetle müşahade etmiş vaziyetteyiz” dedi.

HAKKIN RIZASINI KAZANMAK VE İNSANLIĞA HİZMET İÇİN KURULAN TEŞKİLATLARIZ

Türkiye genelinde yaygın teşkilatlanmaya sahip kardeş kuruluşlara dikkat çeken Köylü, yapılan çalışmalar ile ilgili bakış açılarının da aynı olduğunu ifade ederek, “Cansuyu derneği olarak arama kurtarma ekiplerimiz var, yardım organizasyonlarımız var. Ancak bunun yanı sıra bizim halkın içerisinde çok yaygın vaziyette teşkilatlanmış kardeş teşkilatlarımız var. Bunların başında da Türkiye’nin en güçlü gençlik teşkilatı olan Anadolu Gençlik Derneği (AGD)’miz gibi bir teşkilatımız var. Bunlara sahip olduğumuz için Allah’a şükrediyoruz. Bu teşkilatların hangisi açısından bakarsak bakalım bizim perspektifimiz aynıdır. Hem gençlik derneğimizin içerisinde hem öğretmen derneklerimizin içerisinde hem teknik adamlarımızın içerisinde bütün Milli Görüşçü Kuruluşların içerisinde perspektif aynıdır. Biz hakkın rızasını kazanmak ve insanlığa hizmet etmek için kurulmuş teşkilatlarız bu bakımdan her noktada gönlümüz rahattır. Bu sayede de çok hızlı bir şekilde olaylara intikal edebiliyoruz” ifadelerini kullandı.

BUGÜNDEN SONRA DA AFET BÖLGELERİNDE VAR OLACAĞIZ

AGD-MGV ile birlikte tüm Türkiye’de çalışmalarının devam edeceğini ifade eden Köylü, Türkiye’nin bir deprem ve felaket ülkesi olduğunun altını çizerek, “Bugünden sonra da afet bölgelerinde her zaman var olacağız inşallah. Sadece bölgede bulunan kardeşlerimize değil, Anadolu’ya, başka illere dağılan afetzedelerin de yanında olacağız inşallah. Depremin ilk anından itibaren bütün milletimizin kalbi bölgede mağdur olan kardeşlerimiz için attı. Ellerinden gelen gayreti milletimiz gösterdi. Ben bütün milletimize Allah razı olsun diyorum. Orada vefat eden kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyorum, yaralı kardeşlerimizin bir an önce şifayı bulması için Cenab-ı Haktan niyazda bulunuyorum, acısı olan kardeşlerimize Allah’tan sabırlar diliyorum. Bütün milletimize geçmiş olsun, bütün milletimizin başı sağolsun” ifadelerini kullandı.

Bu süreçte ben değil biz şeklinde hareket edilmesi gerektiğini söyleyen Köylü şu şekilde konuştu:

“Biz arazide Cansuyu, AGD ve tüm milkolarımızla beraber uyum içerisinde büyük bir çalışma gerçekleştirsek de, arazide sadece biz yoktuk; neredeyse ehli iman olan bütün stk’lar, bütün gruplar oradaydı. Ve ellerinden gelen gayretle çalıştılar. Böyle zamanlarda kimsenin ben demeye hakkı yok; herkesin biz demesi lazım. Biz kimiz? Biz 85 milyonluk bir milletiz. Erbakan Hocamızın dediği gibi; “biz tarihin en şanlı milletiyiz” Allah’ın izniyle her türlü problemin üstesinden, omuz omuza gönül gönüle vererek yaşadığımız sıkıntıyı aşmak için azami gayret gösterecek insanlardan müteşekkil bir milletiz. Hiç kimsenin milletimizin bu kıymetli çabalarını küçümsemeye, değersizleştirmeye hakkı yoktur. Bu davranışı sergileyenlerin etkisizliğini, kalitesizliğini milletimizin görmesi lazım.”

YARALARI SARMADAN, İHMALKARLIKLARIN HESABINI SORMADAN BÖLGEDEN AYRILMAYACAĞIZ

Hayatını kaybedenler için Allah’tan rahmet, yaralılara da acil şifa dileyerek konuşmasına başlayan AGD-MGV Genel Başkanı Salih Turhan, depremin ilk anından itibaren teşkilatlarının sahada olduğunu belirterek, “Bölgedeki her ilde lojistik ve koordinasyon merkezleri kurarak gelen yardımların dağıtımını, çadır kentlerin kurulumunu, aş evleriyle yemek dağıtımını sağladık. Cansuyu Derneğimizin profesyonel Arama-Kurtarma ekiplerinin takdire şayan çalışmalarıyla, Allah’ın izniyle enkazlardan birçok canlı vatandaşın kurtarılmasına hep birlikte sevindik. Çalışmalarımız ve tüm bu gayretlerimiz sona ermedi. Depremin meydana geldiği ilk saniyelerden itibaren tüm kardeşlerimiz ‘kardeşlerimizin yardımına nasıl koşabiliriz, ne yapabiliriz?’ diyerek bizleri aradılar. Allah hepsinden razı olsun. Bu acıları dindirmeden, bu yaraları sarmadan, sonrasında ise bu acılara sebep olan ihmalkarlıkların hesabını sormadan bölgelerden ayrılmayacağımızı ve bu meseleyi kapatmayacağımızı belirtmek istiyorum” dedi.

BU DÜZENİN SON BULMASI İÇİN ÇALIŞMALARIMIZI SÜRDÜRECEĞİZ

AGD ve MGV olarak önemli gördükleri alanlara ilişkin bilgiler aktaran Turhan, bugüne kadar olduğu gibi sonrası içinde çabalarının devam edeceğini belirterek, “Ahlak, maneviyat ve liyakat her insan için, her meslek için, her yetkili için, hayatın her alanında ve her anında gerekmektedir. AGD-MGV olarak bu nitelikte gençlerin yetişmesi için çabalıyoruz. Jeoloji, mimari, mühendislik, müteahhitlik alanlarında da ahlak, maneviyat ve liyakat sahibi insanların yetişmesi için çabalamaya devam edeceğiz. Deprem; toplumumuzun iyi niyetlerini suiistimal ederek ortaya konulan rant düzenini, kazanma ve para hırsıyla yükseltilen binaları ve bunlara sebep olan insanların iki yüzlülüğünü de gözler önüne sermiştir. Bu düzenin son bulması için toplumumuzun her kesimine ulaşarak gerekli çalışmaları yapacağız” ifadelerini kullandı.

EĞİTİM ALANINDA DESTEKLER VERİLECEK

Deprem nedeniyle eğitime ara verilmesi konusuna da değinen Turhan, eğitimin hiçbir koşulda aksamamasının önemli olduğuna dikkat çekerek, “Eğitim açığının giderilmesi için tüm sivil toplum kuruluşları da Milli Eğitim Bakanlığına, Yüksek Öğretim Kuruluna gereken desteği vermelidir. Üzerimize düşeni yapmak için hazır olduğumuzu da ifade etmek istiyorum. Üniversite sınavı ve LGS ye girecek gençlerimiz için yurtlarımızı kullanıma açtık ve bu gençlerimize dershane hizmeti verecek alt yapıları oluşturuyoruz. Üniversite teşkilatımız depremin ilk vaktinden itibaren arazide çalışmalarını yürüterek destan yazıyor. Bundan sonra bölge bulunan üniversite öğrencilerine ayrıca farklı illere hicret eden diğer gençlerimize eğitime destek çalışmalarını yürütecek” diye konuştu.

BUNDAN SONRAKİ ÇALIŞMALARA İLİŞKİN ADIMLAR ATILIYOR

Deprem bölgesinden başka illere göç etmek zorunda kalan vatandaşlara ilişkinde çalışmaların olduğunu ifade eden Turhan, bölgede ve diğer illerde her teşkilatın çalışmaya devam ettiğini belirterek, "Orta okullar komisyonumuz ‘Kaşifler oyuncaklarını paylaşıyor’ çalışmasını başlattı. Lisansüstü eğitim komisyonumuz akademisyenlerden oluşan bir ekiple deprem raporunu hazırlamaya başladı. Kadın kollarımız ve lise teşkilatlarımızda deprem bölgesinde gece gündüz çalışıyor. Bundan sonra yapılacak çalışmalarımızın alt yapılarını oluşturuyorlar. Deprem bölgesinden farklı illere hicret etmek durumunda kalan vatandaşlarımız için bütün yurt ve öğrenci evlerimizi kullanıma açtık.  Ayrıca kardeş ev çalışmasını başlattık. Birçok yeni ev açıyoruz. Bütün il ve ilçe teşkilatlarımızda arama kurtarma ekiplerinin oluşturulması hazırlıkları başladı” ifadelerini kullandı.

"ACILAR DİNMEDEN YARALAR SARILMADAN BÖLGEDEN AYRILMAYACAĞIZ"

AGD-MGV Genel Başkanı Salih Turhan'ın açıklamaları şu şekilde:

Kıymetli Cansuyu Derneği Genel Başkanımız Mustafa Köylü Bey, yönetim kurulu ve başkanlık divanı üyelerimiz, değerli basın mensupları.

6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli gerçekleşen ve aynı günde Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde 7.7 ve 7.6 şiddetinde meydana gelen depremin 13. günündeyiz.

Kahramanmaraş, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Adana, Adıyaman, Osmaniye, Hatay, Kilis, Malatya ve Elazığ olmak üzere 11 ilimizi doğrudan etkileyen ve ülkemizin tamamını, tüm vatandaşlarımızı derinden yaralayan depremde son açıklamalara göre 39 bin 672 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. Ayrıca Suriye’yi de şiddetli biçimde etkiledi ve Suriye’de de hayatını kaybeden kardeşlerimiz oldu.

Depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, ailelerine ve ülkemize baş sağlığı, yaralılara acil şifalar diliyoruz.

Mübarek üç ayların içerisindeyiz. Dün gece ise Miraç Gecesini ifa etmeye çalıştık. Peygamber Efendimiz çektiği birçok acıdan sonra Miraç ile mükafatlandırıldı. Bu mübarek günlerde duamız odur ki, Rabbimiz güzide milletimize bu acıları bir daha yaşatmasın. Yaşanan bu acıları ise bir an evvel dindirmemizi nasip etsin.

Depremin gerçekleştiği 04.15 saatlerinden itibaren, Anadolu Gençlik Derneği-Milli Gençlik Vakfı olarak Cansuyu Derneğimizle bir araya gelerek Afet Koordinasyonumuzu oluşturduk ve komisyonlarımız, şube başkanlıklarımız, temsilciliklerimiz başta olmak üzere tüm mensuplarımızla birlikte deprem bölgesine ulaştık, çalışmalara başladık. Bölgedeki her ilde lojistik ve koordinasyon merkezleri kurarak gelen yardımların dağıtımını, çadır kentlerin kurulumunu, aş evleriyle yemek dağıtımını sağladık. Cansuyu Derneğimizin profesyonel arama-kurtarma ekiplerinin takdire şayan çalışmalarıyla, Allah’ın izniyle enkazlardan birçok canlı vatandaşın kurtarılmasına hep birlikte sevindik.

Çalışmalarımız ve tüm bu gayretlerimiz sona ermedi. Depremin meydana geldiği ilk saniyelerden itibaren tüm kardeşlerimiz “kardeşlerimizin yardımına nasıl koşabiliriz, ne yapabiliriz?” diyerek bizleri aradılar. Allah hepsinden razı olsun.

Bu acıları dindirmeden, bu yaraları sarmadan, sonrasında ise bu acılara sebep olan ihmalkarlıkların hesabını sormadan bölgelerden ayrılmayacağımızı ve bu meseleyi kapatmayacağımızı belirtmek istiyorum.

Hayrın da, şerrin de, insanlığa önemli ve asla göz ardı edilemez mesajlar barındırarak Allah’tan geldiğine iman ediyoruz. Fakat acılara sebep olan ihmallerin de yer aldığı, toplumsal boyutlarıyla da ciddi etkileri bulunan böyle önemli hadiselerde hafızamızı diri tutmak ve unutmamak mecburiyetindeyiz.

Bu süreçte öncelik vereceğimiz ve toplumsal boyutlarıyla ele alacağımız şu maddeleri arz ederim:

Geçmiş olsun…