CHP lideri Kılıçdaroğlu, CHP Ankara İl Başkanlığı tarafından bir otelde düzenlenen dayanışma yemeğine katıldı. Kılıçdaroğlu, bir seçim çalışması sırasında Afyonkarahisar'da hiç oy almadıkları bir köye gittiğini ve seçimlerde oradan kendilerine iki oyun çıktığını anlattı. Daha sonra o köyden 8 kişinin partiye üye olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, esnafından çiftçisine herkesle kucaklaştıklarını söyledi.
Sandık güvenliği konusuna da değinen Kılıçdaroğlu, sandıkta görevli kişinin sigara veya yemek bahanesiyle sandığı terk etmemesi gerektiğini söyledi.
"Derhal partiden atılması lazım"Kılıçdaroğlu, "O gün sigara içmeyecek. 'Bana yemek gelmedi. O zaman ben burayı terk ediyorum.' Derhal partiden atılması lazım. Bu konuda çok kararlıyım. Bir yemek yemedin diye, sandık mı terk edilir." dedi.
İl ve ilçe başkanlarının görevlerini tam yapacaklarını söyleyen Kılıçdaroğlu, bundan 4-5 yıl önce yaptıkları bir araştırmada 10 bini aşkın partilinin sandığı terk ettiğini gördüklerini aktardı. Kılıçdaroğlu, şunları anlattı:
"Sorun dedim, o gün bir cenazesi olabilir, bir hastası olabilir. Kendisi hastaneye yatmış. Sorun böyle bir sorunu var mı yok mu? Sorunu olmayanların tamamını partiden attık. Bunlar partili falan değil. Seçim sırasında seçim sandığında görevli olan arkadaşların nasıl bir görev üstlendiklerinin farkına varmaları lazım. Sıradan bir demokrasinin, sağlıklı işleyen bir demokrasinin ortamında biz seçime gitmiyoruz. Baskının olduğu, yargının teslim alındığı, Türkiye Büyük Millet Meclisinin büyük ölçüde teslim alındığı bir ortamda biz seçime gidiyoruz ve biz bu seçim sürecinde çalışmak zorundayız.
Bakın Bursa hep içimde ukdedir, en rahat alacağımız yerde, büyükşehri en rahat alacağınız yerde Büyükşehir Belediyesi ile il başkanı arasındaki çekişme yüzünden kaybettik orayı.Parti bir bürokratik yapı değdir. Hepimiz eşitiz. Burası bürokratik yapının olduğu bir parti değildir. Burası halkın partisidir. Kim olursa olsun, hangi düzeyde olursa olsun elimizi uzatacağız ve 'merhaba' diyeceğiz. 'Acaba esnaf ayakkabı boyacısı, acaba elleri boyalı mı?' Ellerindeki boya, ayakkabı boyası onun onuru ve şerefidir ve biz elimizi uzatıp onunla tokalaşacağız. Siyaseti böyle yaparsak kazanırız. Hiçbir siyasetçinin halka tepeden bakma hakkı ve yetkisi yoktur."
Vatandaşın derdini dinlemek zorunda olduklarını vurgulayan Kemal Kılıçdaroğlu, "Sen derdini dinlemiyorsun 'her şeyi ben bilirim.' Yok kardeşim her şeyi ben bilirim' diyen aslında hiçbir şey bilmeyen kişidir. 'Her şeyi ben bilirim' diyen bir adam oturuyor zaten yukarıda ve memleketin ne halde olduğunu görüyoruz. Her şeyi bilen adam, bildiğini sanan adam ve bir ülkeyi felakete sürükleyen adam. Ekonomisini, dış politikasını, eğitimini felakete sürükleyen bir adam. İşi ehline vermek gibi bir kavram var. Bu çerçevede hareket edersek başarılı oluruz, niye olmayalım?" diye konuştu.