Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz'ın açıklamaları şöyle:
Türkiye son 20 yılda yıllık ortalamada küresel büyümenin 1,5 katı oranında daha yüksek büyüme oranlarına ulaşmıştır.
Yüksek büyümeyle beraber dolar cinsinden kişi başı milli geliri yaklaşık üçe katlayarak 2022 sonunda 10 bin 659 dolara ulaştırdık.
Yüksek 2003 2022 döneminde sanayi sektörümüz yıllık ortalama %6,1 oranında büyürken, imalat sanayi %6,4 oranında büyüme kaydetmiştir.
2021 yılı itibarıyla İstanbul’un milli gelir içindeki payı yüzde 30 civarındadır.
İstanbul’da sektörel katma değer içinde hizmetlerin payı baskın olmakla beraber sanayi ’nin üzerinde bir paya sahiptir.
Bu Orta Vadeli Programda diğer programlardan farklı olarak ekinde 7 öncelikli yapısal alana ve bunlarla ilgili somut tedbirlere yer verilmiştir.
Afet risklerinin azaltılması, depremlerin yol açtığı hasarların süratle giderilmesi ve deprem bölgesinde yaşayan vatandaşlarımızın ihtiyaçları için 2023 yılında 762 milyar TL; 2024 yılında ise 1 trilyon 28 milyar TL bütçeden kaynak öngördük.
Gelişmiş ülkeler büyümede belirgin ivme kaybederek 2023 ve 2004 yılında sadece yüzde 1,5 civarında büyümesi öngörülmektedir.
En büyük ticari ortağımız olan Avro bölgesinin 2023 yılında yüzde 0,7; 2024 yılında ise yüzde 1,2 oranında büyümesi beklenmektedir.
Sıkılaşan koşullar, küresel enflasyon sorunu ve jeopolitik gerilimler küresel büyümenin yavaşlamasında temel unsurlar olarak ön plana çıkmaktadır.
Türkiye ekonomisi 2022 yılında küresel olumsuz gelişmelerin yol açtığı şoklara karşı dayanıklılığını ispat ederek yıllık yüzde 5,5 oranında büyüme ile 13 yıl boyunca kesintisiz büyümeyi başardı.
Şu anda yıllıklandırılmış milli gelir seviyesi 1 trilyon doları aşmıştır.
Şu anda satın alma gücü paritesine göre 11 inci büyük ekonomi, nominal olarak 17 nci büyük ekonomiyiz.
2023 yılının ilk yarısında büyüme oranı 3,9 olarak kaydedildi.
Yılın ikinci yarısında turizm ve iç talepteki seyirdeki olumlu görünümle beraber 2023 yılında yüzde 4,4 büyüme öngörülmektedir.
2024 yılında ise yüzde 4,0 oranında büyüme hızına ulaşılarak küresel kriz sonrası dönemde kesintisiz büyüme eğiliminin devam etmesi beklenmektedir.
Önümüzdeki döneme ilişkin tahminlerimizde özelikle 2024 sonrasında tüketimin kontrollü artışı öngörülmüş, bu dönemde enflasyonu da desteklemeyen genel olarak milli gelir artışından daha düşük bir tüketim artışı olacağı tahmin edilmiştir.
Net mal ve hizmet ihracatının özellikle turizm kaynaklı hizmet ihracatı kaynaklı olarak önümüzdeki 3 yılda döneminde büyümeye pozitif katkı vermesi öngörülmektedir.
Bu kapsamda, 2025 yılında yüzde 4,5 ve 2026 yılında yüzde 5,0’lik bir büyüme hedeflenmektedir. Böylelikle 2024-2026 döneminde yıllık ortalama yüzde 4,5 büyüme hedefliyoruz.
Kişi başına gelirde 2024’te 12 bin 875 dolara, 2025 yılında 13.717 dolara ve 2026 yılında 14.855 dolarla yüksek gelir grubu ülkeler sınıfına girmeyi hedefliyoruz.
2026 yılında milli gelir olarak 1,3 trilyon doları aşmayı hedefliyoruz.
3 yıllık dönemde istihdamı yıllık ortalamada 900 bin kişi; 3 yılda ise 2,7 milyon kişi artıracağız.
Bu dönemde işgücüne katılım oranını 2 puan artırırken işsizliği yüzde 9,3 seviyesine indireceğiz.
2024 yılında OVP’de yılsonu enflasyon hedefini yüzde 33 öngörmekle beraber son enflasyon raporunda Merkez Bankası’nın enflasyon hedefi yüzde 36 civarındadır.
Orta Vadeli Programda öngördüğümüz tedbirlerle beraber 2026 yılında enflasyonu tek haneye düşüreceğiz.
2026 yılında 300 milyar doları aşan ihracat geliri, 70 milyar doları aşan turizm geliri hedefliyoruz.
2023 yılında yüzde 4 olan cari açığı 2026 yılında yüzde 2,3’e düşüreceğiz.
Katma değeri yüksek, ihracat potansiyelimizi artırıcı yatırımlara yönelik olarak Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi’nin uygulama detaylarını yakında kamuoyuyla paylaşacağız.
Önümüzdeki dönemde orta yüksek ve yüksek teknolojili ürünlerin hem üretimdeki hem de ihracattaki payını artırmayı hedefliyoruz.