Uluslararası piyasalarda Türkiye ekonomisine yarayacak iki önemli gelişme ortaya çıktı. Biri doların değer kaybetmesi, diğeri de petrol fiyatlarındaki gerileme. İkisinde de fiyat yükselmeleri önceki aylarda Türkiye aleyhine gelişiyordu. Petrolde yaz aylarında başlayan gevşeme son haftalarda hızla düşüşe döndü. Dolarda da eylül sonrası gevşek seyir başladı.İşte Yıldırım'ın o yazısı;
Brent petrol fiyatları Rusya-Ukrayna Savaşı’nın etkisiyle Mart ayının ilk haftasında varili 140 dolara kadar çıktı. Sonra hafifçe düştü ama Haziran ortasında gelindiğinde 126 dolardaydı. Ağustos sonunda yine 100 dolardan işlem gördükten sonra eylülle birlikte düşüşe geçti ve dün akşam saatlerinde 80 doların da altına indi.
TCMB’nin son Enflasyon Raporu’nda ortalama petrol fiyatını 100.5 dolar almıştı. Gelinen son nokta bunun yüzde 20 altı.
Petrol fiyatlarındaki gerileme ekonomiye iki koldan yansıyor. Birincisi büyük ölçüde ithalata dayandığından ithalat faturası düşüyor.
İTHALAT FATURASI
Nitekim yılın 11 aylık döneminde enerji faturası toplamı 88.4 milyar doları buldu. Bu rakam önceki yıl 43.5 milyar dolardı ve buna göre artışı yüzde 103 oranında. 2021 yılının tamamında enerji ithalatı 50.7 milyar dolar olmuştu. 2020 yılında ise rakam 28.9 milyar dolardı.
Petrol fiyatlarının yüksek seyrettiği aylarda Türkiye’nin enerji ithalatı 10 milyar dolar civarındaydı. Rakam kasım ayında 7.7 milyar dolara kadar indi. 11 ayın ortalaması ise 8 milyar dolar.
Aralık ayındaki ile birlikte yılı 95-96 milyar dolarlık bir enerji ithalatıyla kapabileceğimiz anlaşılıyor. Bu rakam da şimdiye kadarki rakamların içinde en yüksek olanı.
Petrol fiyatlarının kısa sürede talebe bağlı olarak sıçraması beklenmiyor.
Çin ekonomisinin açılması ve vites yükseltmesi ise fiyatları artırıcı etkiye sahip olacak. Ancak Çin ekonomisi canlanırken aynı anda Avrupa ve ABD’de de durgunluk veya gerileme bekleniyor.
Küresel ekonominin 2023 yılında küçük oranlı büyüme sağlayabileceği bazı bölgelerin resesyona gireceği beklentileri petrol fiyatlarının düşmesine yol açıyor.
Ayrıca ABD’nin petrol fiyatlarını düşürme çabası kısmen sonuç veriyor.
ENFLASYONU DÜŞÜRÜYOR
Durum böyle devam edecekse birkaç ay öncesine kadar ithalat faturasını kabartan, dış açığı besleyen ana damar haline gelen enerji ithalatı ivme kaybedecek.
Büyümenin Türkiye’de çift haneli rakamlardan düşüşle yüzde 5’in altına gelmesi de enerji tüketimini sınırlayıcı, hatta düşürücü etkisini gösterecek.
Fiyatlar yönünden etkisini ise kasım ayı rakamlarında görmeye başladık. Enerji fiyatları üretici bazında yüzde 4.24 geriledi ve üretici fiyatlarını aşağı çeken ana kalem oldu.
Yine bu kaleme paralel elektrik, gaz üretimi ve dağıtımının fiyatları da yüzde 5.17 geriledi.
GEVŞEK DOLAR ETKİSİ
Ekonomiyi etkileyen ikinci pozitif gelişme doların gerileme eğilimine girmesi. Büyük paralara karşı doların değerini ölçen Dolar Endeksi DXY yıla 95 seviyesinden başladı, 114’ün üzerine çıktı ve şimdi 105 dolar düzeyinde seyrediyor. Yıl içinde değer artışının yaklaşık yarısını geri verdi.
Hafta başında da konuyu kısmen işlemiştik. Doların değer kaybetmesi genelde gelişmekte olan ülkelerin ve Türkiye’nin lehine. Çünkü şirketler de, devlet de dolar borçlusu. Borç geri ödemelerini değerlenen dolarla yapmak başka, değer kaybeden dolarla yapmak başka.
Doların değerlenmesi ve karşısında euronun değer kaybı ise dış ticaret ve hizmet ihracat gelirlerini de düşürüyor. TİM Başkanı Mustafa Gültepe bu kabı dün açıkladı. İhracatta pariteden dolayı 10 aylık kayıp 12 milyar dolar.
Eğer dolar 2023 yılında değerlenmeyecek ve gevşek seyredecekse ekonomi böyle bir kayıptan kurtulacak. Dış ticaret açığı parite kaybından dolayı uğradığı bozulmayı atlatacak.
Çoğu gelişmenin negatif seyrettiği bir dönemde Türkiye lehine iki pozitif gelişme dış dengede ve enflasyonu düşürmede avantaj sağlayacak.