Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Para Politikası Kurulu (PPK) faiz kararını açıkladı. Banka gösterge faizi olan bir haftalık repo faizi yüzde 14 seviyesinde sabit bıraktı. Bursa Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yüksek Okşak, Merkez Bankası’nın kararını Ülke TV’ye değerlendirdi.
SELEFTİK KREDİ POLİTİKASINA UYGUN ADIMLAR ATILDI
Merkez Bankası’nın faizi değiştirmeyeceğine yönelik tahminleri olduğunu belirten Okşak, Türkiye’nin seleftik krediler konusuna dikkat çekti. Okşak, “Türkiye bir taraftan yatırımcıya ve ihracatçıya uygun şartlarda kredi finansmanı sağlarken diğer taraftan da enflasyonla mücadele ettiği için lüks tüketimi özendirici plasmanları pahalı hale getirmesi gerekiyordu. Gelinen noktada biraz geç kalınmış olsa da Hazine ve Maliye Bakanlığı,Merkez Bankası, SPK ve BDDK bu yönde adımlar attı. Bu kurumların hepsi seleftik kredi politikasına uygun adımlardı” değerlendirmesinde bulundu.
SERMAYE KITLIĞI ORTAYA ÇIKABİLİR
Yüksek Okşak, sözlerine şöyle devam etti:
"Çünkü enflasyon son 1,5 aylık dönemde hızını artırarak yükseldi. Bu nedenle talebi daraltıcı bir politika beklediğimizi söylemiştim. Buna yönelik kararlar da geldi. Seleftik kredi konusu ilgili bakanlık tarafından çok detaylı bir şekilde çalışılıp daha detaylı bir planla piyasaya kanalize edilmeli. Türkiye’de 2 milyon işletme olduğunu düşünelim. Bunların yüzde 95-98’i KOBİ. Bunlar 1-10 kişi arasında personel çalıştırıyorlar. Bu küçük işletmelerin yetersiz ve kırılgan bir yapısı olduğunu göstermekte. Kredi verilirken, bu krediyi kullanan ‘İşletme kendine bir araç mı yoksa bir makine mi alacak’ konusu iyi araştırılmalı. Dolayısıyla biz işletmelerin girmiş olduğu ve önümüzdeki günlerde daha sıklıkla konuşacağımız sermaye kıtlığı ortaya çıkacaktır. Bu sebeple mi kredi talep ediliyor yoksa lüks bir yatırım için talep ediyor. Burada kurunun yanında yaşı da yakmayan enstrümanlar geliştirmemiz gerekiyor"
İNDİRİM KONUSU BİRAZ DAHA ZAYIFLIYOR
Merkez Bankası kararının beklentiler doğrultusunda geldiğini aktaran Okşak, “Norveç Merkez Bankası dahil faizi 0,50 puan artırdık ki burada beklenti 100-1,25 bandında idi. Dolayısıyla faiz indirimine dönük önümüzdeki aylara ilişkin rahat hareket sahası her geçen gün daralıyor ve indirim konusu biraz daha zayıflıyor. Faizi sabit tutup seleftik kredi politikası gibi Türkiye, iki tarafı da idare etmeye çalışıyor. Bir yandan enflasyonla mücadele ve tüketime yönelik kredileri azaltmaya çalışıyor bir taraftan da hem yatırımcıyı hem ihracatçıyı hem de işletmeleri de üzmemeye çalışıyor. Bunun için onlara daha uygun şartlarda kredi sağlıyor” ifadelerini kullandı.
MERKEZ BANKALARI PARASAL SIKILAŞMAYA GİDİYOR
Tüm merkez bankalarının parasal sıkılaşmaya yönelik attığı adımlara dikkat çeken Okşak, “Bu hem Türkiye’de hem de diğer dünya ülkelerinde yabancı paranın daha da pahalı olacağı anlamına geliyor. Bu parasal sıkışma hamlesi tıpkı Türkiye’de gördüğümüz gibi hem dolarda hem Euro’da yukarı yönlü bir baskı işareti veriyor” yorumunda bulundu.
Pandemiyle birlikte ortaya çıkan küresel risklerin devam ettiğine vurgu yapan Okşak, “Pandeminin bitmesiyle Uzakdoğu’dan gelen ürünlerin lojistik maliyetlerinin düşeceğini beklerken Şangay’da tekrar bir kapanma oldu. Yani kriz ve kaos ortamı sürüyor. Gıda krizi de keza öyle. Tahıl tarafında büyük üreticiler olan hem Rusya hem de Ukrayna’da yaşanan bu sorunun da giderilmesi için mücadele ediliyor. Cumhurbaşkanımız da bu konuda ciddi girişimlerde bulunuyor. Bir tahıl koridoru oluşturulup dünyanın ihtiyacını gidermek için çeşitli adımlar atılıyor” dedi.
DÖVİZ FİYATLARINDA BASKI ARTACAK
Dünyanın döviz anlamında daha pahalı bir sürece doğru gittiğine dikkat çeken Yüksek Okşak, “Türkiye’nin de bundan sonraki hamlelerini ve adımlarını daha tasarruflu, talebi biraz daha minimize edecek, özellikle lüks tüketimin önünü kesecek şekilde sürdürmesi gerekiyor. Aksi takdirde bu döviz fiyatlarının üzerindeki baskı her geçen gün artacak” ifadelerini sözlerine ekledi.
KAYNAK : Haber7