Anayasa Mahkemesi, HDP'li Diyarbakır Sur Belediye Başkan Vekili Azize Değer Kutlu ve DBP'li Diyarbakır Hani Belediye Başkanı Abdurrahman Zorlu'nun görevden uzaklaştırılmaları nedeniyle haklarının ihlal edildiğine yönelik bireysel başvuruların reddine hükmetti.
Resmi Gazete'de yer alan karara göre, Sur Belediye Başkanı S.N, hakkındaki terör soruşturması kapsamında 2015'te tutuklanmasının ardından İçişleri Bakanlığınca görevden uzaklaştırıldı. Belediye Meclisince S.N'nin yerine Kutlu belediye başkan vekili olarak seçildi. Yaklaşık bir yıl sonra Diyarbakır Valiliğinin oluruyla vali yardımcısı B.N. belediye başkanı olarak görevlendirildi ve Kutlu'nun görevi sona erdi.
Hani Belediye Başkanı Abdurrahman Zorlu da 9 Eylül 2016'da hakkındaki terör soruşturması sonucu gözaltına alındı. Tutuklanan Zorlu, İçişleri Bakanlığınca 5 Ekim'de görevden uzaklaştırıldı.
Kutlu ve Zorlu'nun, idarenin kendilerine yönelik işlemlerinin haksız olduğunu ileri sürerek açtıkları davalar, idare mahkemesince reddedildi.
Yaptıkları itirazları da reddedilerek kararların kesinleşmesi üzerine Kutlu ve Zorlu, anayasal haklarının ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundu.
Başvuruyu inceleyen Yüksek Mahkeme, ihlal iddialarının kabul edilemez olduğuna karar verdi.
Kararın gerekçesindenAnayasa Mahkemesinin kararında, başvurucuların doğrudan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) hükmüyle değil, KHK ile verilen yetkiye istinaden tesis edilen idari işlemlerle belediye başkanlığı ve belediye başkan vekilliği görevlerinden uzaklaştırıldığı belirtildi.
Değer yönünden yapılan değerlendirmede, idare mahkemesinin tutuklanan Sur Belediye Başkanı S.N'nin yerine 5393 Sayılı Belediye Kanunu hükümlerine göre görevlendirme yapılmasında hukuka aykırılık bulunmadığına hükmettiği kaydedilen kararda, şöyle denildi:
"Başvurucu tarafından bireysel başvuruya konu edilen davaya ilişkin olarak ileri sürülen iddialar derece mahkemesince delillerin değerlendirilmesi ve hukuk kurallarının yorumlanmasına ilişkin olup, gerekçeli kararda yer verilen hukuki tespitler ve dayanaklar irdelendiğinde, derece mahkemesi kararında bariz takdir hatası veya açık bir keyfilik oluşturan bir durumun da bulunmadığı dikkate alındığında ihlal iddialarının kanun yolu şikayeti niteliğinde olduğu anlaşılmıştır."
Zorlu'nun ise hakkındaki soruşturma nedeniyle savunmasının alınmadan görevden uzaklaştırıldığı ile diğer iddialarını inceleyen Yüksek Mahkeme, Zorlu hakkında yerel mahkemenin, tesis edilen işleme dayanak alınan hususları ve 5393 sayılı kanun hükümlerini birlikte değerlendirerek karar verdiğine hükmetti.
"Yalnızca davalı idarenin ileri sürdüğü hususlar kapsamında karar verilmesi gibi bir durum söz konusu değildir." denilen kararda, bu durumun aksine yönelik bir bilgi ya da belgenin başvurucu tarafından gösterilmediği ifade edildi.
Başvurucuların masumiyet karinesinin, özel hayat ve aile hakkına saygı haklarının ihlal edildiğine yönelik iddialarının "açıkça dayanaktan yoksun olduğu" kaydedilen kararda, serbest seçim hakkının ihlal edildiği iddiasının ise "yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğu"na hükmedildi.