Verdiği konserde imam hatip liselilere yönelik sarf ettiği sözlerden dolayı hakkında "halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama" suçundan soruşturma başlatılan ve gözaltına alınan şarkıcı Gülşen'e sanat camiasından tepki geldi.
İmam Hatip okullarını ve mensuplarını "İmam Hatip'te okumuş daha önce kendisi, sapıklığı oradan geliyor' gibi çirkin sözleriyle hedef alan Gülşen'e gelen tepkiler şöyle:
Türkiye Musiki Eseri Sahipleri Meslek Birliği Başkanı Recep Ergül: Sanatçıların üretimleriyle ve hakkıyla gündeme gelmesini isterim. Gülşen isimli bu arkadaş daha çok kıyafetleriyle, ailevi değerleri ve inanç değerlerini suiistimal ederek, hakaret ederek gündeme gelmek istiyor. Bunları reklam kokan hareketler olarak değerlendiriyorum. Hem giyim kuşamı hem de bu tarz söylemlerini şiddetle reddediyorum. Burada medyamızın çok önemli bir sorumluluğu ve suistimali olduğu düşüncesindeyim. Yıllardan beri medyada gerçekten bu ülkenin öz değerlerini, milli, manevi değerlerini, geleneksel değerlerini korumaya çalışan ve bu doğrultuda idealist çalışmalar yürüten sanatçılar bunların gördüğü kadar değer görmedi. Dolayısıyla bugün Gülşen yarın bir başkası olacak. Bir başka boyutu daha var. O da şu, Türkiye'de 2023 yılında bir Cumhurbaşkanlığı seçimi yapılacak. Yaklaşık 20 yıldır mevcut iktidarın olası değişikliği için de bir manevra alanı hazırlıyorlar diye düşünüyorum. Bunu biz hayatımızda görüyoruz. Oysa ki sanatçı omurgası sağlam insan olmalı, rızkı veren Allah'tır. Bu ülkenin çok büyük bir bölümü Müslümandır. İnsanların inançlarına saygı göstermek lazım. Başka inançlara da saygıyı göstermek lazım. Toplum içinde benim de imam hatip mezunu olan çok sayıda arkadaşım var ki, gayet namuslu, ahlaklı, erdemli insanlardır. Kimsenin haddine değildir, onlara dil uzatmak.
Usta sanatçı Bahadır Yenişehirlioğlu: Böyle bir şeyi kabul etmek mümkün değil. Bu aslında nefret suçu. Yargının müdahil olması lazım ve yargılanması icap eder. Çünkü toplumun içinde büyük bir kesimi hedef alıyor. Bireyi hedef almıyor. Bir camiayı hedef alıyor. Bütün İmam Hatipleri sapıklıkla itham ediyor. Dolayısıyla bir avukat olarak biliyorum ki bu cezayı gerektirir ve birçok insan bu konuda dava açabilir şahsi olarak ama devletin savcılarının da harekete geçmesi lazım. Onlar da görüyorum ki gereğini yapacaklar. Bu tip provokatif hareketlerinin sanatla bir alakası yoktur. Zaten sanat bambaşka bir şey. Bunlar popüler kültürün maymunu niteliğinde olan kişilikler. Onları sanatçı olarak kabul etmemiz mümkün değil. Gündemde kalabilmek için ya kutsal olan bedeni apaçık ortaya koyup pazarlamaktan yol alıyorlar ya da insanların değerleri üzerinden onları kışkırtarak yol almaya çalışıp gündem olmaya çalışıyorlar. Acizlikten, zavallılıktan, pespayelikten başka bir şey değil.
Ünlü oyuncu İsmail Hakkı Ürün: Bir sanatçı olarak onlara sanatçı diyemiyorum. Böylesi şarkıcılar veya sahne şovmenleri kendilerini gündemde tutmak için kutsal değerleri bile göz göre göre çiğniyorlar. Ona sanatçı payesi veren insanların şapkalarını önlerine alıp iyice düşünmeleri lazım. Kimlere, nasıl değer veriyorlar, kimleri nerelere getiriyorlar? Ve o bir yerlere getirdikleri insanlar, onların kutsallarıyla, değerleriyle nasıl dalga geçebiliyor? Bu özgürlüğü nasıl elde ediyor bunu düşünmeleri lazım. Ben şuna da karşıyım. İnsanlar sosyal medyada hemen Gülşen tutuklansın yok şöyle olsun yok böyle olsun yazıyorlar. Her şeyi devletten beklememek lazım. O şarkıcıyı oraya getiren halk neticede. Dolayısıyla onu oraya getirenlerin onu oradan indirmeleri lazım. Bunun gibi çok örnek var. Bu ne ilki ne de sonu olacak. Şahsiyetsiz birisi yani. Ne söylesek boş. Böyle insanların sanat camiasından kesinlikle ve kesinlikle uzak tutulmasını, insanların değer yargıları ne olursa olsun müspet veya menfi insanların değerleriyle kesinlikle kimsenin dalga geçmesi geçmemesini özellikle sanatçıların dalga geçmemesini istiyorum.