'Hocalı' mağdurları İstanbul'da anıldı

Ermeniler tarafından 26 Şubat 1992’de Azerbaycan’ın Karabağ bölgesinde bulunan Hocalı kasabasında gerçekleştirilen katliamın üzerinden 33 yıl geçti. 613 Azerbaycan Türkü’nün hunharca katledildiği, yüzlercesinin yaralandığı ve binlerce kişinin kaybolduğu bu insanlık dramı, Kozyatağı Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Hocalı Soykırımı Fotoğraf Sergisi ve Paneli" ile anıldı. 

Programın sunumunu İSTAD Genel Sekreteri Metin Yıldırım gerçekleştirdi. 

Türkiye ve Azerbaycan milli marşlarının okunması ve saygı duruşunun ardından Enver Bozkurt kuran tilaveti okudu. Programda ilk sözü İstanbul Türkiye Azerbaycan Dayanışma ve Kültür Derneği (İSTAD) Başkanı Sefer Karakoyunlu aldı. Acıların paylaştıkça azaldığını belirten Sefer Karakoyunlu, “Bazı acılar yüzyıllar geçse de unutulmaz. Bu eşi benzeri görülmemiş bir faciadır. Eli silah tutmayan insanların kasabasına saat 3’te ağır silahlarla insanların katledilmesi ve yeryüzünden yok edilmesi soykırımıdır. İnsanlar ayaklarına ayakkabı bile giyemeden soğuk havada evini terk ediyor. İnsanların ayakları donuyor ve birçoğunun ayağı kesiliyor. Aydan diye bir kızımızız var. O da dereyi aşmak zorunda. Sonra gözünü hastanede açıyor. Bakıyor ayakları kesilmiş. Kızımız yalvarıyor bana ayaklarımı verin diye. O ayaklarım olmasa ben iffetimi koruyamazdım diyor. Biz böyle bir katliamı yaşadık. Bir daha bu olaylar dünyanın hiçbir yerinde yaşanmasın. Karabağ, Hocalı insanlığın yok olduğu noktadır” dedi.

SOYKIRIMLAR YAŞANMASIN

Sefer Karakoyunlu’nun ardından söz alan Türkiye - Azerbaycan Dernekleri Federasyonu Başkanı Adalet Turan, “Bizlerin arzu ettiği adalet böyle bir adalet olmamalıydı. İnsanlar gecenin üçünde katlediliyor ve 613 can veriliyor. İstiyoruz ki o soykırımlar tekrar etmesin. 613 şehidimizin kanları yerde kalmamıştır. Karabağ zaferi ile topraklarımız kurtarılmıştır.  O şehitlerimizin kanları yerde kalmamıştır. Türk gücü bir olduktan sonra kimse bize karşı gelemez. Türk kardeşliği perçinleşmiştir. O gün yaşananlar insanları yüreğinden yaralıyor”  dedi.

RESMİ PLANLI SOYKIRIM

Turan’ın ardından söz alan Türkiye Azerbaycan İstanbul Konsolosu Kenan Abbasoğlu, o günleri yâd eden, acıyı paylaşan ve programda emeği geçen herkese teşekkürlerini sundu. Programda Hamit Ahmetzade şiir okudu.

Şiirin ardından panele geçildi. Panelde söz alan Prof Dr Ragıp Kutay Karaca, “Hocalı resmi planlı bir soykırım. Bosnalı Müslümanlara ne yapılmışsa, bugün Gazze’de İsrail Filistinlilere ne yapmışsa Hocalı’da aynıdır. Kadınlar tecavüze uğramıştır. Hamile kadınların karnından çocukları çıkarılarak katledilmiştir, evler yakılmıştır. İnsanlara koşmaları söylenerek bir avcı gibi ateş edilmiştir… Bu topraklarda gözü olanlar bundan sonra kimi getirirseniz getirin. O soykırım yapan ölmüş dedelerinizi mezardan kalkın getirin, yine o cesareti sizler bulamazsınız. Bu kadar basit... Bunun belgesel veya filim olarak yapılması niye düşünülmedi? Düşünüldüyse niye yapılmadı? Hocalı katliamı Türkiye'deki okullarda ne kadar okutuluyor? Pekala bizler dernekler olarak.  Ne yapıyoruz? Niye böyle bir proje yapmıyorsunuz?” diye sordu.

DUYARLI OLMAK GEREKİR

Karaca’nın ardından kürsüye gelerek söz alan Prof Dr Vugar İmambeyli, Hocalı katliamını görsellerle, kitaplarla videolarla anlatılan kısmına değinerek çarpıcı bilgiler verdi. Sanat dünyasının Hocalı’ya daha duyarlı bakması gerektiğinin altını çizen Eğitimci Yazar Mehmet Dağıstanlı ise, “Dünyanın ayakları yere basmayan kahramanları oluyor. Hemen onu Hollywood'da muhteşem bir allayıp pullayıp süslüyorlar. Dünya film piyasasına sunuyorlar. Biz ayıla bayıla burada seyrediyoruz. Bu salonlarda seyrediyoruz.  Biz ise dünyaya sesimizi duyurmamız gereken Hocalı’nın filmini yapmıyoruz. Kesinlikle yapılmalı” dedi.

İstanbul Türkiye Azerbaycan Dayanışma ve Kültür Derneği (İSTAD) Başkanı Sefer Karakoyunlu yaşanan acı dolu günleri panele katılan konuklara anlattı.

Tv Sunucusu Seide Ömer Hocalı ile ilgili şiir okudu çok programa çok sayıda Stk temsilcileri ve basın mensupları katıldı.