Haber7 - ÖZEL
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu terleten sorularıyla dikkat çeken Ulusal Kanal muhabiri Ülkühan Doğanbey’e, İmamoğlu’na yakın Odatv’nin kirli teklifi gündeme bomba gibi düştü. CHP'li İmamoğlu’nu köşeye sıkıştıran sorularının ardından muhabir Doğanbey’e Ulusal Kanal’dan ayrılması için “yüksek ücretli” ve “bütün imkanların sağlanacağı” yönünde teklifler sunulduğu ortaya çıktı. Gazeteci Doğanbey’in Odatv’yi reddetmesi üzerine “başka yerde iş bulma vaadi”nin devreye sokulması, kirli önerinin sıradan bir iş teklifi olmadığını gözler önüne serdi.
Haber7’ye konuşan muhabir Ülkühan Doğanbey, İmamoğlu’na soru yöneltmesinin 1 gün sonrasında Odatv’nin kendisini aradığını, ilk teklifin Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Can Özçelik’ten geldiğini, daha sonra İmtiyaz Sahibi Soner Yalçın’ın devreye girdiğini aktardı. Aydınlık gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mustafa İlker Yücel, kirli teklifi “Arkadaşımızı susturma girişimi” olarak yorumladı. Odatv ise vahim iddiaları doğrulayarak “profesyonel iş teklifi” argümanının arkasına sığındı.
İMAMOĞLU’NU TERLETEN SORULARDAN 1 GÜN SONRA…
Süreci bütün ayrıntılarıyla Haber7’ye anlatan gazeteci Ülkühan Doğanbey, “Sayın İmamoğlu’nun 28 Aralık’taki basın toplantısında 2 soru sordum. 4 Ocak’taki basın toplantısında da kendisine 2 soru yönelttim. 28 Aralık’ta sorduğum 2 soru vardı, bir tanesini cevaplamadı. O da ulaşım zamlarıyla ilgili olan soruydu. Hemen ardından şunu sordum; ‘HDP ile bir ortaklık mümkün mü? Terörle iltisaklı İBB çalışanlar arasında HDP’liler var mı? İşe alımda bir ortaklık söz konusu mu?’. İmamoğlu, mümkün olmadığını söyledi.” dedi.
Doğanbey, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sonraki hafta 4 Ocak tarihinde HDP’li Pervin Buldan hemen bir gün öncesinde şöyle bir açıklama yapmıştı; ‘İstanbul’u nasıl kazandıysak İstanbul Sözleşmesi’ni de öyle kazanacağız’ dedi. Bu sözlerin ertesi günü İmamoğlu bir basın açıklaması yaptı. Pervin Buldan’ın beyanatı, ortaklık ve iltisak olduğu yönündeydi. Biz de şunu sorduk; ‘Siz geçen hafta mümkün değil dediniz ama HDP ile bir ortaklık var mı? Kamuoyuna yansıyan ve HDP’den yapılan açıklama bu şekilde değil’ dedik. O da, “Pek çok partiden destek aldık” dedi. Ben de dedim ki, “Seçmen kitlesini bahsetmiyorum. Doğrudan partiyi kastediyorum.” dedim. O da, ‘HDP’ye destekleri için teşekkür ederim’ dedi.
Yine bir itfaiye eri sorusu vardı. Süreci şu şekilde savundu İmamoğlu, ‘Bazı yasalardan ötürü arşiv soruşturması yapamadık. O yüzden işe aldığımız kişilerden biz sorumlu değiliz.’ şeklinde bir açıklama yaptı. Ben de ‘Tamam, siz sorumlu olmadığınızı söylüyorsunuz ama şu an ortaya çıkan ve kırsal alanda sorumluluk yapmış terörle doğrudan bağlantılı olan bir itfaiye eri var. Bu kişinin ortaya çıkmasının ardından neden hala göreve devam edeceğini söylüyorsunuz?’ dedim. O da ‘Söylediğim gibi, görevinden almayacağız. Bu isim görevine devam edecek. Gerekli soruları siz Soylu’ya sorun’ dedi. Bu şekilde arka arkaya gelen sorulardı.”
ÖNCE ÖZÇELİK, SONRA YALÇIN
Ülkühan Doğanbey, Odatv’nin teklifinin, İmamoğlu’na yönelttiği sorulardan bir gün sonra geldiğini belirtti..
Doğanbey, “5 Ocak’ta Odatv’nin Yazı İşleri Müdürü Can Özçelik, görüşmek istediğini dile getirdi. O hafta müsait değildim. Bir sonraki haftanın Pazartesi günü yani 9 Ocak’ta görüştük. Birkaç gün sonra da Soner Yalçın tekrar aradı. Bu şekilde ilerledi süreç.” diye konuştu.
Doğanbey, kendisine yapılan teklifin “profesyonel iş teklifi” olmadığını, şu sözlerle ifade etti:
“Bu, sıradan bir görüşmesi olmuş olsaydı, süreci bu şekilde ilerletmezdik. Kesinlikle sıradan bir iş görüşmesi değildi. Çünkü hiçbir zaman muhabirin önüne açık çek konulmaz. ‘Ne istersen söyle sonra gel hemen başla’ cümlesiyle karşılaşmaz. O nedenle bu sıradan bir iş görüşmesi değildi. Buradaki maksat tamamen beni ikna etmek ve buradan koparmaktı. ‘İBB’ye veya İmamoğlu’na karşı bu şekilde süreç daha fazla ilerlemesin. Sen oradan çık.’ manası vardı.”
ISRARIN SEBEBİ ‘SORU SORMA TARZI’YMIŞ!
Doğanbey, “Çok fazla seçenek sunuldu, çok fazla şeyler söylendi. ‘Neden bu kadar ısrarcısınız’ diye sordum. ‘Soru sorma tarzını beğendik’ denildi. Bir muhabirin soru sorma tarzı beğenildiği için kimseye böyle yüksek miktarlarda iş teklif edilmez.” dedi.
Ülkühan Doğanbey, “Tabi ki bir yerlerden iş teklifi gelebilir, bunlar olağandır. Ama Can Özçelik ile konuşmamdan sonra Soner Yalçın’ın ısrarla araması ve tekrardan reddetmeme bu kadar şaşırması normal değildi. Takdir edersiniz ki, iş görüşmeleri bu kadar yüksek makamlardan da olmaz zaten.” ifadelerini kullandı.
“NEREDE ÇALIŞMAK İSTERSEN SÖYLE!”
Odatv’yi reddeden gazeteci Doğanbey, kariyer ve ekonomi yoluyla ikna edilmeye çalışıldığını ifade ettiği konuşmasında, tekliflerini reddetmesine de çok şaşırdıklarını vurguladı. Doğanbey, teklif aşamasını şu sözlerle aktardı:
“Yüksek meblağı teklif eden Can Özçelik oldu. Soner Yalçın ise kariyer odaklı ve Ulusal Kanal’da devam etmemem yönünde bir teklif yaptı. Neden reddettiğimi sordu. Ben de ‘Ulusal Kanal’da çalışıyor olmamızın amacı para değil. Can Özçelik bana buradan bir teklif yaptı. Bizim için para önemli değil. İnandığımız şey için mücadele ediyoruz. Bu yüzden gazeteciyim’ dedim. O da ‘Ben sana oradan söylemiyorum. Ben sana başka bir şey söylüyorum. Bak çık oradan, ufkun genişlesin. Özgür bir gazetecilik var. Başka nerede çalışmak istersen söyle, orada çalış.’ dedi. Bu tür şeyleri Soner Yalçın söyledi.”
ODATV ‘İMAMOĞLUTV’ OLUNCA…
Konuyu “İmamoğlu’nu terleten muhabiri satın almak istediler” şeklindeki manşetiyle kamuoyuna duyuran Aydınlık gazetesi olmuştu. Haber7, Aydınlık gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mustafa İlker Yücel’le de görüştü. Okurlarımıza özel açıklamalarda bulunan Mustafa İlker Yücel, teklif sürecini “Odatv’nin arkadaşımızı susturma girişimi” sözleriyle özetledi.
Odatv’nin “İmamoğlutv” gibi hareket ettiğini vurgulayan Gazeteci Yücel, “Odatv, ‘İmamoğlutv’ olunca biz buraya büyüteç tuttuk. Tahmin ettiğimiz gibi arkadaşımızı susturma girişimi Odatv üzerinden geldi. Biz Aydınlık’ta İmamoğlu’nun İngiltere’de Chatham House’da toplantı yaptığını yazdık. İmamoğlu cephesi bize cevabı Odatv üzerinden vermişti. Yani aslında Odatv ve Soner Yalçın, uzun süredir İmamoğlu’nun üzerine gelen okları engelleyen kalkan rolüne bürünmüştü. Mesela Selahattin Demirtaş’ın eşi ve diğer HDP’lilerle İmamoğlu’nun ağaç dikme etkinliğini, PKK’yı meşrulaştıran hamlesini sert bir şekilde eleştirmiştik. Soner Yalçın, o zaman da bize Aydınlık’ı doğrudan hedef alarak yanıt verdi.” dedi.
PROFESYONEL TEKLİF BÖYLE Mİ OLUR?
Odatv’nin “profesyonel iş teklifiydi” şeklindeki savunmasını da yorumlayan Yücel, şunları kaydetti:
“Odatv bir açıklama yaptı. ‘Profesyonel iş teklifini çarpıttılar’ denildi. Önemli olan nokta şu; Ülkühan, arka arka sorularla İmamoğlu’nu terletmeseydi, arkadaşımıza böyle bir teklif gelmezdi. Bu, Soner Yalçın’ın İmamoğlu hassasiyetiyle doğrudan bağlantılı. Çünkü kamuoyunun da yakından bildiği gibi Soner Yalçın, Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı adayı olmasını istemiyor. Yazdı da birkaç kez. İmamoğlu ile de çeşitli reklam ilişkilerini artırdı. Sitelerinden de anlaşılıyor bu. Yüzlerce haberi inceledik, İmamoğlu’nun aleyhine yer vermiyor.”
Yücel, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir diğer önemli husus ise arkadaşımıza sunulan teklifin şekli. Hem Odatv’nin yazı işleri müdürü söylüyor hem de Soner Yalçın söylüyor. Diyor ki, ‘Başka bir kurum da olabilir, illa Odatv’yi düşünme.’
BUNUN ADI SUSTURMA GİRİŞİMİ
Şimdi profesyonel bir iş teklifiyse, bu nasıl bir şey? Başka bir kurum da olabilir”, mesela neresi olabilir? Aslında nereyi kastediyor? Madem profesyonel bir iş teklifi, Ülkühan’ın önüne ne koyuyorsunuz siz? Yani, “Odatv’ye gelmek istemezsen, sana da güzel yüksek maaşlı, başka bir yerde iş ayarlayabiliriz” diyorlar. Şimdi bu susturma girişimi değil de nedir?
Burada Odatv doğru söylemiyor. Madem profesyonel bir iş teklifi sunuyorsa, başka kurumlar adına niye konuşuyor? Başka kurumlar adına konuşuyorsa bu susturma girişimidir.
_____________________SOYLU: İBB KAYNAKLARIYLA HERKESİ SATIN ALABİLECEKLERİNİ DÜŞÜNÜYORLAR!
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, konuya ilişkin olarak sosyal medya hesabı üzerinden bir paylaşım yaptı. Twitter'dan Aydınlık Gazetesi'nin bugünkü manşetini yayınlayan Bakan Soylu, “Bu ahlaksız teklif doğru mu? İBB kaynaklarıyla televizyon / gazeteler, internet siteleri, gazeteciler, köşe yazıları / manşetler satın alanlar herkesi satın alabileceklerini düşünüyorlar. Bedeli ne olursa olsun sizinle sonuna kadar mücadele edecek, bu Millete gerçek yüzünüzü göstereceğiz” dedi.