Ali İhsan Karahasanoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ndan oy koparabilmek amacıyla seçim yaklaştıkça FETÖ ağzıyla konuşmaya başlayan ve "kaçacak" diyerek iftiralar atan ana muhalefet partisine tepki gösterdi.
Karahasanoğlu çarpıcı yazısında ülkenin cumhurbaşkanı hakkında bu çirkin ifadeleri kullanan muhalefet ve yancılarının gerçek kaçaklar hakkındaki övücü ve ön plana çıkarmak amacıyla kullanılan ifadelerini değerlendirdi.
"BU İFADE İÇİN NE KADAR ALDIN SAYGI?"
Sözcü Gazetesi yazarı Saygı Öztürk'e Türkiye'den kaçarak Fransa'ya sığınan Cem Uzan ile yaptığı son röportaj üzerinden yüklenen Karahanoğlu, şu sert ifadeleri kullandı:
"Kendi patronu Burak Akbay da yurtdışında kaçak yaşayan, Erdoğan düşmanı Saygı Öztürk..
Kesinleşmiş zimmet mahkumiyeti olan Cem Uzan’ı, CHP’li belediyeler tarafından reklama boğulan Sözcü gazetesinde bakın nasıl takdim ediyor:
"Genç Parti’nin kurucusu Cem Uzan CHP, İYİ Parti ve HDP’ye böyle seslendi: 12 ay sabredin, 25 Haziran’da zaten davul zurnayla göndereceğiz."
İfadeye bakın, "Banka hortumcusu" değil.. "Kaçak" değil.. "Mahkum" değil.. "Genç Parti’nin kurucusu!" Öyle mi, Saygı? Bu ifade için ne kadar aldın, Saygı?" Saygılar, Saygı..
İşte Ali İhsan Karahasanoğlu'nun "Boşverin 'Kaçacak' mavalını, kaçan sahtekarı aday mı yapıyorsunuz?" başlıklı o yazısı o yazısı;
Kemal Kılıçdaroğlu 4 yılda bir krizlere girip, Tayyip Erdoğan için "Kaçacak" diyor..
"Yurtdışına kaçacak, duyumlarım var" diyor..
Günler geçiyor, aylar geçiyor..
“Kaçacak” diye iftira attığı lider, daha büyük bir aşk ile bu ülkeye hizmete devam ediyor..
O utanmıyor, aynı yalanı tekrar vizyona sokuyor..
Kılıçdaroğlu, 2014’te bu iftirayı, FETÖ’nün televizyonunda, CIA’nin kuklası o örgütün kulağına üflemesi ile dillendirdi..
2018 Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde, “Seçim sonrasında kaçacak” iftirasını tekrar söyledi.
Şimdi “4 sene doldu. İftirayı tekrarlamam gerekir” dedi ve yeniden dillendirdi..
Oysa “Kaçacak” iftirasını attığı Tayyip Erdoğan, “Sabah” demiyor, “Akşam” demiyor, “Tatil” demiyor, “Bayram” demiyor, gece gündüz çalışıyor..
Ve bu süreçte, kimin ülkesinden kaçtığı, kimlerin ülkesinden kaçanlarla iş kotardığı daha net ortaya çıkıyor..
Mesela, Tayyip Erdoğan’a rakip olup miting alanlarında yarım ekmek döner dağıtarak, İbrahim Tatlıses'e ve başka şarkıcılara konser verdirerek oy toplamaya çalışan, başaramayınca ülkesinden kaçan kişi kim?
Cem Uzan!
Kim bu Cem Uzan?
Ülkesinden kaçan bir sahtekar..
Dolandırıcı..
Bankada resmi ve gayrı resmi olmak üzere iki hesap tutup, devleti de, milleti de dolandıran bir üçkağıtçı..
Onunla iş tutanlar kim?
CHP’liler..
Mesela büyük gazeteci, Sözcü’nün yazarı Saygı Öztürk..
Adeta maaşa bağlanmış birisi gibi, iki ayda bir Cem Uzan ile röportaj yayınlıyor..
Son röportajında da, 12 yıldır Fransa’da kaçak yaşayan, Türkiye’ye dönecek olsa 18 yıllık kesinleşmiş hapis cezasını çekmek üzere cezaevine girmesi gereken Cem Uzan üzerinden, Tayyip Erdoğan’a hakaretler edilmesini sağlıyor..
Adam, hakkında kesinleşmiş mahkumiyet kararı var iken, nasıl olabiliyorsa, cumhurbaşkanı adayı olacağı, hatta cumhurbaşkanı seçileceği müjdesini Türkiye’ye ilan ediyor..
Bu röportaj görüntülü ahlaksız konuşmayı, Sözcü’nün yayınlamasını boşverin..
Cumhuriyet’inden diğer sol medyasına kadar hemen hepsi, burjuva düşmanlığı ile kendilerini tanıtanlar dahil, yayınlıyorlar..
“Maksat, Erdoğan düşmanlığı ise.. Gerisi teferruattır” diyorlar..
Bırakın burjuvalığını..
Burjuvalığı yanında, bir de sahtekarlığı ile ünlü o adamı, nerede ise tepemize Cumhurbaşkanı olarak oturtturmak için, seferberlik ilan ediyorlar..
Bakın ahlaksızlığın kralını, nasıl sergiliyorlar..
28 Şubatçı darbeci generallerin yaşlılıktan dolayı cezaevinde kalmalarının büyük sakınca oluşturduğunu iki gün önce yazıp, tahliyelerini isteyen darbeci Saygı Öztürk..
Kendi patronu Burak Akbay da yurtdışında kaçak yaşayan, Erdoğan düşmanı Saygı Öztürk..
Kesinleşmiş zimmet mahkumiyeti olan Cem Uzan’ı, CHP’li belediyeler tarafından reklama boğulan Sözcü gazetesinde bakın nasıl takdim ediyor:
“Genç Parti’nin kurucusu Cem Uzan CHP, İYİ Parti ve HDP’ye böyle seslendi: 12 ay sabredin, 25 Haziran’da zaten davul zurnayla göndereceğiz.”
İfadeye bakın, “Banka hortumcusu” değil..
“Kaçak” değil..
“Mahkum” değil..
“Genç Parti’nin kurucusu!”
Öyle mi, Saygı?
Bu ifade için ne kadar aldın, Saygı?
Saygılar, Saygı..
Devam ediyor gazeteciliği, ahlaksızlığın zirvesine taşıyan takdim:
“Yurtdışında yaşayan Genç Parti kurucusu Cem Uzan..”
“Yurtdışında yaşayan” öyle mi?
Şöyle yurda da gelsin de, göreyim onun boyunun ölçüsünü..
“Kaçak” desene şu ahlaksıza Saygı..
Diyemiyorsun, değil mi?
Çünkü yıllarca, onun gazetelerinde çalıştın.. Televizyonlarından maaş aldın..
Patrona, “kaçak” nasıl diyeceksin..
Halkın içinden çıkan Erdoğan’a, Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte kurduğunuz orkestra ile “Kaçacak” dersiniz, siz..
Ama gerçekten kaçan yeni patronunuz Burak Akbay’a..
Eski patronunuz Cem Uzan’a..
“Yurtdışında yaşayan” dersiniz..
Milleti de aldattığınızı sanırsınız..
Devam ediyor, ahlaksız gazetecilik..
İmarbank hortumundan tek kelime etmeden..
GSM şirketindeki yolsuzluklardan, Çukurova’daki dolandırıcılıklara kadar..
Hiçbirisinden tek kelime etmeden..
Babası Kemal Uzan’ın 18 yıldır hayatta mı, öldü mü haber alınamadığından bahsetmeden..
Patronu Cem Uzan’a şöyle yağdanlık yapıyor, CHP’nin gazetecisi Saygı Öztürk:
“Bir dönem Türkiye’nin en büyük iş insanlarından olan, eski medya patronu Cem Uzan..”
Yaa.. Hatırladınız mı beyler..
“Türkiye’nin en büyük iş insanı..”
“Eski medya patronu..”
O “yurtdışında yaşıyor”, yanlış anlamayın sakın..
İstese yurdunda da yaşar ama..
Burası yaşanacak bir ülke değil ki arkadaş..
Onun için, Fransa’yı tercih ediyor..
Yanlış anlamayın yani..
İstese hemen gelir..
Ama istemiyor..
Tıpkı Sözcü’nün patronu Burak Akbay gibi..
Tıpkı FETÖ’nün başı Fetullah Gülen gibi..
Tıpkı yurtdışına kaçan Zekeriya Öz gibi..
Tıpkı, Kemal Kılıçdaroğlu’nun 2014’te “Erdoğan kaçacak” derken karşısında oturan FETÖ’cü Abdullah Abdülkadiroğlu gibi..
Evet, bunların hepsi kaçtı..
Erdoğan dimdik ayakta..
Yıllarca hortumuna seyirci kalınan, dokunulamayan, hatta çiftliğinde devletin bakanlarını, bürokratlarını, hakim-savcılarını ağırlayıp şantaj kasetleri oluşturan Cem Uzan’ı alt etti..
Kaçırttı..
40 yıldır devlete sızıp, kılcal damarlarında dolaşan, CIA’nin kuklası olmuş FETÖ’yü alt etti, kaçırttı.. Hakimleri, savcıları, bürokratları ile birlikte, hemen hepsi soluğu yurtdışında aldılar..
Erdoğan’ın alt edemediği bir medyadaki her renge bürünüp, kendisini kamufle eden Saygı Öztürk gibi tipler kaldı..
Kesinleşmiş mahkumiyet kararı olan bir hortumcu için, “Siyasi baskılarla karşılaşan Uzan’ın mal varlıklarına el konuldu, FETÖ’cü oldukları ortaya çıkan müfettiş, savcı ve hakimlerin kararlarıyla zor günler geçirdi. Hakkında değişik davalardan 42 yıl hapis cezası verilen Uzan, Türkiye’yi terk ederek Fransa’ya yerleşti. Halen Paris’te yaşayan Uzan, Sözcü’nün sorularını yanıtladı ve Genç Parti’nin cumhurbaşkanı adayı olacağını söyledi” ifadelerini kullanabildi..
Ne diyelim.. Azzz kaldı..
Saygı Öztürk gibi, “hortumcu”yu “işadamı” diye, “darbeci”yi “vatanperver general” diye tanıtan, kesinleşmiş yargı kararlarını bile takmayan gazeteci kılıklılardan da hesap sorulması için..
Azzz kaldı..