CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 8 saatlik gizli turunun yer aldığı ABD ziyaretinin ardından çıktığı İngiltere gezisi devam ediyor. İngiltere'nin başkenti Londra'da ikinci günü geride bırakan CHP lideri Kılıçdaroğlu, ilk ilk iki günde finans ve araştırma kuruluşu olarak görünen yapıların temsilcileri ile görüştü.
CHP Genel Başkanı, Londra ziyaretini 5 trilyon dolarlık bir soyut kaynaktan bahsederek “Bu parayı bulup getireceğim.” diye duyurmuştu. Genel Başkan Yardımcılarından Bülent Kuşoğlu da “Kılıçdaroğlu Londra’ya temiz para bulmak ve seçim sonrası tam bir felakete dönüşecek görünümde olan ekonomimizi kurtarmak için gitti.” açıklamasında bulundu.
KÜRESEL TEFECİLERDEN PARA ARIYOR
Aydınlık gazetesinin haberine göre Londra, uluslararası mafyalaşmış finans kuruluşlarının merkezi olarak biliniyor. Uzmanlar, siyasilerin ekonomi gündemli Londra çıkarmalarını, küresel tefecilerden para bulma yöntemi olarak yorumluyor. Londra ve benzeri merkezlerden edinilen paranın siyasal tavizler karşılığında verildiği belirtiliyor.
ŞÜPHELİ KURULUŞLAR, KAYNAĞI BELİRSİZ PARALAR
Kılıçdaroğlu birinci günde Entrepreneur First (EF) ve Creator Fund (CF) isimli finansal kuruluşlar ile Creative UK ve Alan Turing Institute isimli iki araştırma kuruluşuna gitti. İkinci gün ise Future Technology In Media, Local Globe VC (LGVC), Blenheim Chalcot (BC) ve Univercity Of The Arts London ile buluştu. Kılıçdaroğlu bütün duraklarını kısa videolar halinde yayınladı. Faik Öztrak da dün akşam bir basın toplantısıyla notlar paylaştı.
Dijital ve endüstriyel dönüşüm girişimcileri olarak kendilerini lanse eden LGVC ve CF’nin internet sitelerinde konuyla ilgili yeterli bilgi bulunmazken EF, birleşik portföy değerinin 10 milyar doların üzerinde olduğunu, BC de yönetimi altındaki varlıkların 1.5 milyar sterlin olduğunu öne sürdü. Araştırma kurumlarının da kaynaklarını açıklamadıkları yüksek miktarlı fonlar dağıttıkları görüldü.
İSTEYECEKLERİ ŞEY IMF'YE TESLİM!
Ekonomist Serhat Latifoğlu, Kılıçdaroğlu’nun ziyaret ettiği fon kuruluşlarına ilişkin, “128 milyar dolar söyleminin bir yalan olduğunu ifade etmiştik. Benzer şekilde Kılıçdaroğlu TCMB'nin net hata noksan kalemini iktisat literatürüne uygun olmayan bir şekilde yorumlayıp çarpıtarak sanki Türkiye'ye kara para girişi varmış gibi bir kara propaganda faaliyeti yaptı. CHP'nin bazı banka ve fonlarla görüşüp onlardan aldığı sözün ne olduğu ve neye karşılık bu sözlerin verildiği konusu çok da büyük bir sır değildir. Bu banka ve fonlar Türkiye'nin IMF'ye teslim olmasını, ekonomi politikalarını uluslararası mali oligarşinin ihtiyaçlarına göre şekillendirmesini yani yüksek faiz ödemesini talep ederler. Türkiye artık yüksek faize dayalı sıcak para ekonomisi defterini kapatmış yönünü üretim ekonomisine çevirmiştir.” şeklinde konuştu.
SICAK PARACILARIN ÇANTACISI!
CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun Londra seferini değerlendiren İktisat profesörü ve Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Eski Dekanı Ercan Enç, Kılıçdaroğlu’nun tefecilerin peşinde koşarak akıntıya karşı kürek çektiğini söyledi. Aynı zamanda Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı olan Enç, “Kılıçdaroğlu ne değişen dünyanın ne de değişen Türkiye’nin farkında.” ifadelerini kullandı.
Prof. Enç, şunları kaydetti:
“Eskiden iktidara aday olanlar Amerika’ya, İngiltere’ye koşarlardı ancak bu devir bitti. Atlantik sistemine yamanan değil, oradan uzaklaşan bir Türkiye var. Borç para getirenlerin, sıcak para bulanların yönetebileceği Türkiye devri geçti. Çünkü borçlanma ekonomisinin sonuna gelinmiştir. Önümüzde üreten bir Türkiye var. Yani borç batağında debelenenlerin, sıcak para komisyoncularının çantacısı olanların değil üretim devrimini hedefleyenlerin iktidarı var. Kılıçdaroğlu akıntıya karşı kürek çekiyor. Kayığı uçuruma doğru gidiyor. Kendi düşeceği uçuruma Türkiye’yi sürüklemesinin mümkünatı yoktur.”
NE VERİRLERSE FAİZİYLE ALIRLAR
Enç, Batı'da yaşanan krize de dikkat çekerek şöyle devam etti:
“Şunun da özellikle altını çizmek istiyorum. Sanki Türkiye’nin Batı'dan borç bulmak imkanı var da birileri oraya dönmek istiyor manasında söylemiyoruz bunları. Esasında Türkiye’nin öyle bir şansı yok. Doğrudan yatırımlar konusunda tarihimizde bir Adnan Menderes örneği var. ‘Dostumuz’, ‘müttefikimiz’ diyerek önce Amerika’ya, ardından İngiltere’ye koştu ama oralardan eli boş döndü. Sonra Türkiye, Sovyet Rusya ile bir şeyler yapabildi. Atlantik ittifakı Türkiye’nin sanayi alt yapısını kurma fikrine hiçbir zaman yanaşmadı. Onlar hep Türkiye’nin kendilerine bağımlı kalmalarını istediler. Verdikleri borç paraları faizleriyle geriye aldılar. Ayrıca Batı'nın borç verme şansı da yok. Avrupa ekonomisi allak bullak. Sonuçlarını kışın sertleşmesiyle daha da net göreceğiz. Avrupa önce kendi ekonomik sorunlarını çözmek durumunda.”