Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesinde saat 4.17'de 7,7 öğlen ise 7,6 büyüklüğünde depremler olurken, Gaziantep'te de büyüklükleri 6,4 ile 6,5 olan iki deprem meydana geldi. Depremler Hatay, Osmaniye, Adıyaman, Kilis, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Malatya, Adana, Elazığ dışında; Suriye, Kıbrıs adası, Irak, Mısır ve Lübnan'da hissedildi ve yıkıma yol açtı.
Saatler, günler ilerledikçe, Türkiye'nin ne kadar büyük bir felaketle karşı karşıya kaldığının detayları daha da netleşiyor.
Uluslararası camia da şiddeti çok yüksek iki depremi uzman isimlere yorumlatıyor.
"JAPONYA'DAKİ 9,1'LİK DEPREMDEN DAHA FAZLA ENERJİ AÇIĞA ÇIKTI"
İspanya'da Bilimsel Araştırma Yüksek Kuruluna bağlı Geociencias Barcelona (Geo3Bcn) Enstitüsünde görevli sismolog Jordi Diaz, Kahramanmaraş merkezli depremlerin 9 saat arayla iki büyük deprem olduğunu ve bunun çok az görülen bir durum olduğunu belirtti.
Diaz, Japonya'da 2011'de "alışılmışın dışında, olağanüstü denilebilecek" Tohoku'daki 9,1 büyüklüğünde Türkiye'dekine benzer bir deprem olduğunu belirterek, "Ama Kahramanmaraş'ta 9 saat arayla 2 büyük deprem oldu. Bu, çok az gördüğümüz bir durum. Japonya'dakine göre salınan enerji miktarının 30 kat daha fazla olduğunu söyleyebiliriz" değerlendirmesini yaptı.
Olası İstanbul depremi hakkında da konuşan Diaz, "İstanbul, diğer birçok yer gibi büyük ve yıkıcı deprem olma riski olan bir yer. İstanbul, oldukça belirgin bir tehdit ama aynı şekilde Tokyo, Los Angeles, San Francisco, California'da da aynı şekilde büyük depremler bekleniyor. Risk var ve yapılacak şey en azından yeni binaların depreme en iyi şekilde dayanıklı olarak inşa edilmesi, lojistik desteklerin güçlendirilmesi ve kurtarma ekiplerinin her yönden hazır hale getirilmesidir" dedi.
"2008'DEKİ ÇİN DEPREMİNE BENZİYOR"
Witwatersrand Üniversitesi Yer Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi ve Güney Afrika Sondaj, Deprem ve Madencilik Sismolojisi Araştırmaları Başkanı Prof. Dr. Raymond Durrheim da Kahramanmaraş merkezli iki depremin, birbirlerine yakın bölgelerde ve kısa aralıklarla meydana gelmesi açısından "sıra dışı" olduğunu söyledi.
Durrheim, depremlerin dünya yüzeyindeki levhaların hareketleri tarafından yönlendirildiğine dikkati çekerek "Burada kuzeye doğru hareket eden Afrika levhasının, Arap levhasına çarparak onu Avrasya levhasına ittiğini gördük. Bunun sonucunda Anadolu levhası arada sıkışarak batıya, Akdeniz'e doğru kaymış oldu" dedi.
Durrheim, Türkiye'deki deprem felaketini, 85 binden fazla can kaybına yol açan, Çin'de 2008'de meydana gelen Siçuan depremine benzetti. Hint levhasının Avrasya'ya kaymasıyla yerin yaklaşık 19 kilometre altında 8 büyüklüğünde meydana gelen bu depremin, yaklaşık 300 kilometre uzunluğunda kırığa neden olduğunu belirten Durrheim, bu açıdan Türkiye'deki depremle büyüklük ve fay kırığı uzunluğu bakımından benzerlikler gösterdiğini belirtti.
Durrheim, "Çin'de 2008'de meydana gelen deprem bazı yönlerden Türkiye'dekine benziyor" dedi.