Hikmet Baydar, kurdaki hareketliliği ve yatırımcılara tavsiyelerini Haber7 muhabir Yavuz Selvi'ye açıkladı. Baydar, kurdaki hareketliliğin manipülatif olduğunu söylerken, yatırımcı için önemli uyarılarda bulundu.
"EKONOMİK GEREKÇELERLE OLMASI MÜMKÜN DEĞİL"
Ekonomist Hikmet Baydar, "Açıkçası seçimden önce 'dolar yükselecek, 25 liralara gelecek' gibi yorumlar yapılıyordu. 'Seçim sonucu ne olursa olsun bu olacak' denildi. Bende oturdum, doları bu şekilde yukarı taşıyacak bir mali gerekçe var mı diye baktım. Türkiye 10 milyar dolar borç ödemiş. 7.5 milyar dolar borçlanmış, önünde küçük bir borç ödemesi var. Türkiye'nin yurt dışına yapacağı bir borç ödemesi var mı diye de baktım, öyle bir sorun da yok. Sayın Mehmet Şimşek açıklandıktan sonra sanki dövizi yukarı itmek için organize şekilde güzel bir grafik çizmeye başladılar. Ufak ufak yukarı hareketler gördük. Nihayetinde ayın 7'sinde dolar %8 civarında prim yaptı. Böyle hareketlerin ekonomik gerekçeleri olması mümkün değil. Peki bu doları bir anda %8 yukarı itenlerin amacı nedir? Geçtiğimiz dönemlerde bunun örneklerini de yaşadık.
"MANİPÜLATİF ETKİLERİN OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM"
Morgan Stanley, JP Morgan, Societe General Bank, Wall Street'deki ekonomistlerin anketlerinde, 'Merkez bankası faizlerini haziran ayında 20'ye Ağustos'ta 25'e çıkaracağını tahmin ediyoruz' diye peş peşe açıklamalar yapıldı. Mehmet Şimşek'te rasyonel politikalar adı altında ortodoksa dönüş sinyalleri de verdi. Bankaların talebi faiz konusunda %25'dir. Daha önce Londra'da bankaların gece yarısı bir araya gelerek TL alarak dövizi yukarı ittiğini gördük. Hata bazı Türk bankalarını da Merkez Bankası uyardı. Kurun yukarı gitmesinde manipülatif etkinin olduğunu düşünüyorum. Bu konu ciddi şekilde incelenmelidir.
Büyük ihtimalle Merkez Bankası faiz artırımı yapacak. Ondan sonrada faiz maliyetleri yükseldiği için reel sektörün finansman giderleri artacak ve bu finansman giderleri maliyetlere gelecek. Kur yükselişi ile ithal maliyetleri arttığı için bu sefer ihracatçı yeniden 'kur artışı istiyoruz' diyecek. Çünkü kurdan dolayı kolay rekabet etmeyi seven bir ihracatçı yapınız var ise o zaman biz her zaman fakirleşeceğiz ki ihracatçı satış yapabilsin. Sistem bu tarafa doğru evrildiği sürece biz bu sorunu çözemeyiz. Enflasyonu düşürmedeki birinci yol, kura hakim olmaktan geçer. Cari açığı düzeltmek gibi hamleler, uzan vadeli politikalardır." dedi.
"GLOBAL EKONOMİDE BİR YAVAŞLAMA VAR"
Yeni Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan ve Bakan Şimşek'i değerlendiren Baydar," İkisi arasında bir uyum problemi olmaz. Talebi daraltıcı, kredi hacmi daraltıcı ve faizleri artırıcı politikalara dönülecektir. Bu politikalar, uygulayanlara ne faydalar sağlamış olarak bakarsak, ABD'de de enflasyon düşemedi. Bankalar battı. Dolayısıyla bu politikaların sonucu Amerika'da böyle, Avrupa'da resesyon oldu. Global ekonomide bir yavaşlama var. Bu da ihracatı zorlaştıracak. Bunun için pazar çeşitlendirilmesi lazım. Ölçeği de büyütmek ve rekabetçi maliyete ulaşmak lazım. Kur yukarı giderken ve maliyetler yükselirken nasıl bir rekabetçi bir maliyete ulaşılacak? Yapısal bir dönüşüm gerekiyor. Bu da en az beş yıl. Bu yapısal dönüşümü bugüne kadar yapamadık çünkü bizim reel sektörümüz bunu kabul etmedi." ifadelerini kullandı.
BAYDAR'DAN KÜÇÜK YATIRIMCIYA ÖNEMLİ TAVSİYELER
Yatırımcıya da önemli ipuçları veren Baydar, "Borsa dolar bazında çok ucuz. Yabancı yatırımcı gelirse borsa, dolar bazında yükselebilir. Faizler yükselirse bankaların tahvil portföylerinin de zarar yazma ihtimali var. O yüzden borsa için soru işareti koyuyorum. Böyle ortamlarda kur korumalı ve altın korumalı mevduat hesapları oldukça idealdir. Yukarı çıkışlarda farkı alırlar, düşüşlerde kaybetmezler. Altın alın demiyorum çünkü orada da dalgalanmalar yaşanabiliyor. Ama henüz altında yol bitmiş değil, yurt dışında merkez bankaları ciddi şekilde altın biriktirmeye devam ediyor. Demek ki parasal sisteme güvensizlik hala devam ediyor. Böyle bir ortamda altını da ihmal etmemek lazım. Faiz enstrümanlarından şuan için uzak durulmalıdır." açıklamalarında bulundu.