Haber7 – ÖZEL
Dünyanın merakla beklediği Türkiye seçimleri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhur İttifakı’nın zaferiyle neticelenirken, Erdoğan’ın düşmesini bekleyen çevreler hüsranını dile getiemeye devam ediyor. Seçim sürecinde Erdoğam karşıtı kara propagandada aktif rol alan İsrail’in Haaretz gazetesi, ikinci turda 2 milyon 300 binlik farkla gelen %52,18’lik galibiyet üzerine ilk analizini yayınladı.
Haaretz’de “Kendi mirasıyla karşı karşıya gelen muzaffer Erdoğan şimdi görülmemiş bir krizle yüzleşmek zorunda” başlığıyla yayınlanan analizde, muhalif üslup sürdürüldü.
KİNLERİ BİTMİYOR
Erdoğan iktidarını “otoriter rejim” olarak sıfatlandırmaya kalkışan İsrail gazetesi, “Gerilmiş olsa da Türk demokrasisi otoriter rejime bir beş yıl daha vermeyi tercih etti. Sadece en iyisini ümit edebilir ve sabırla beş yıl daha bekleyebiliriz.” ifadelerine yer verdi.
Erdoğan’ın deprem konutlarıyla ilgili vaadine “boş vaat” diye sataşılan İsrail analizinde, “Bir kez daha şubattaki korkunç depremde evleri yıkılan milyonlarca insan için bir milyon konut inşa etme sözü verdi. Seçmenler bunun boş bir vaat olduğunu bilmelerine rağmen ona destek verdiler. Ama seçim zaferiyle birlikte bu sözleri tutmanın aciliyeti azalmış görünüyor.” sözleri kullanıldı.İMZA: FAİZ LOBİSİ!
Faiz lobisinin sınır ötesineki merkezi olmakla eleştirilen İsrail’de yayınlanan analiz, bu tenkitleri haklı çıkaracak ifadelerle donatıldı.
Siyonist finans lobileri ve yerli işbirlikçilerinden gelen “faiz artırımı” baskılarına boyun eğmeksizin Türkiye Ekonomi Modeli’nin esaslarını uygulamaya devam eden Başkan Erdoğan’a bir kez daha faiz mesajı verilen analizde, AK Parti’nin bu konuda “bölündüğü” iddia edildi.
Haaretz’in faiz tamtamlığı yaptığı haberinde şu ifadeler yer aldı:
“Erdoğan nihayet ekonomi politikasını değiştirecek ve enflasyonla mücadele için faiz oranlarını yükseltmeyi düşünecek mi? Haberler, partisinin bu konuda bölündügünü ve bazı üyelerin politika değiştirilmezse istifa tehdidinde bulunduğunu belirtiyor. Erdoğan, önemli miktarda mevduatla döviz rezervlerini güçlendiren ve yatırım sözü veren Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden aldığı önemli yardımlara güvenebilir. Fakat bu yardım aynı zamanda diplomatik özgürlüğünü ve adımlarını kısıtlıyor.
Artık Erdoğan'ın kriz için kendisi ve hükümetinden başka suçlayacaşı kimse yok. Ancak Erdoğan suçu saptırmasıyla tanınır. Faiz oranlarını yükseltmesini talep eden sermayedarlara atıfta bulunarak ‘faiz mafyasını’ suçluyor. Yine Avrupa ülkelerini, kendisine siyaseten karşı çıkan Kürt vatandaşları da kapsayan ‘teröristleri’ barındırmakla suçluyor. Bunun haricinde ABD'yi Erdoğan'ın 2016'dan beri başarısız bir askeri darbe düzenlemekle suçladığı Müslüman din adamı ve eski müttefiki Fethullah Gülen'i barındırmakla itham ediyor.”