Türk Boğazların stratejik önemi, Rusya-Ukrayna savaşı sonrasında ortaya çıkan enerji kriziyle birlikte daha da anlaşılır hale geldi.
Avrupa Birliği (AB) yaptırımları nedeniyle Türk boğazlarından ham petrol yüklü olarak geçen gemilerin P&I sigortalarının geçersiz olması ve bir kaza durumunda sigortanın tazmin edilememesi söz konusu olması sebebiyle boğazda bekletilen gemilerin neden olduğu trafik dünyanın dikkatini çekmişti. Türkiye, teyit mektubu veren ham petrol taşıyan gemilerin Türk boğazlarından rutin olarak 1 Aralık'tan bu yana geçtiğini açıklamıştı.
Orta Doğu basınında yer alan analiz yazısında ise Türk boğazların küresel ticaretteki kritik rolü ele alındı.
İstanbul Boğazı ile Çanakkale Boğazı'nın hem stratejik hem de ticari açıdan hayati önem taşıdığı, iki boğaz arasındaki nakliye trafiği üzerinde kontrolün Türkiye tarafından sağlandığı ifade edilen analiz yazısında, "Karadeniz'i Akdeniz'e açan İstanbul Boğazı o kadar önemlidir ki kendi uluslararası antlaşması var. 1936'da yürürlüğe giren Montrö Boğazlar Sözleşmesi küresel ticarette çok önemli bir rol oynamaya devam ediyor. Türkiye'nin çok önemli bir jeopolitik oyuncu olmaya devam etmesinin birçok nedeninden biri de bu" değerlendirmeleri yer aldı.
Tarafı olmadığı bir savaş durumunda, tarafsız devletlerin savaş gemilerine Boğazları kapatan Türkiye'nin herhangi bir savaşın tarafı olması durumunda savaş gemilerinin Boğazlardan geçişi hususunda tümüyle dilediği gibi davranma hakkına sahip olduğu belirtildi.
Türkiye'nin Batı ve Rusya arasında hassas bir denge kurduğundan bahsedilen analiz yazısında, "Bir NATO üyesi olarak Türkiye, sularını güvenli tutmakla Rusya'nın ekonomisini ve ordusunu hedef alan Batı politikalarına uymak arasında hassas bir denge kuruyor. Türkiye'nin savaşta barış arabulucusu olma arzusu, durumu daha da karmaşık hale getiriyor. Örneğin Türkiye, BM ile birlikte Ukrayna ve Rusya arasında hayati bir tahıl anlaşmasına aracılık etti" denildi.
Boğazdaki gecikmeye işaret edilen yazıda şu ifadeler yer aldı; Ancak görünen o ki, daha sıradan sorunlar da bu çok önemli su yolunun operasyonlarını baltalayabilir. Gecikme normal zamanlarda bile istikrarı bozabilir. Güzergâhtan her gün milyonlarca varil petrol geçmektedir. Ancak enerji piyasaları çatışmanın etkilerinden sarsıldığından, bir duraklamanın sonuçları kritik olabilir.
Orta Doğu basınına konuşan analist Vandana Hart, boğazlardaki gelişmenin "ciddi bir jeopolitik krize" yol açabileceğini, ABD ve İngiltere'nin tedbirlerin gevşetilmesi için Ankara ile görüşmelerde bulunan güçler arasında yer aldığını söyledi.
Türkiye'nin ticaret yollarını uygun gördüğü şekilde yönetme konusunda egemenlik hakkına sahip olduğu vurgulanırken güçlü ülkelerin çıkarı olduğu bir bölgede sorumluluğun çok büyük olduğu kaydedildi.
Süveyş Kanalı'nda karaya oturarak deniz trafiğinin 6 gün boyunca durmasına neden olan "The Ever Given" isimli yük gemisine atıfta bulunan analiz yazısında, "Benzer bir krizi yönetebilecek herhangi bir ülke varsa, o da uzun bir küresel ticaret yönetimi geçmişine sahip olan Türkiye'dir. Bunu yapabilirse, zorlu bir kış boyunca dünyaya yardım etmiş olacak" ifadeleri kullanıldı.