Çin ve ABD'nin yakından takip ettiği Tayvan'da yapılan seçimi, iktidardaki Demokratik İlerleme Partisi'nin (DPP) başkan adayı Lai Ching-te kazandı. Katılımın yüzde 60 olarak gerçekleştiği seçimde Lai, oyların yüzde 40'nı alarak zaferini ilan etti.
Çin'in üzerinde hak ettiği Tayvan'da yapılan seçimde sandıkların kapanmasının ardından oy sayımı yapıldı. Çin'e karşı ABD'nin destek verdiği ülkede gerilim içinde geçen seçimden iktidardaki Demokratik İlerleme Partisi ilk sırada çıktı.
Daha önce Tayvan'ın Birleşmiş Milletler Temsilcisi olarak görev yapan Lai, 19,5 milyon seçmenin bulunduğu ülkede 5 milyon oya ulaştı.
Lai'nin en büyük rakibi, Çin'e yakınlığıyla bilinen Kuomintang (KMT) Partisi'nin milliyetçi adayı Hou Yu-ih, yenilgiyi kabul etti. Hou destekçilerine, "Burada Lai Ching-te'yi seçilmesinden dolayı kutluyorum." dedi.
Lai, kendi kendini yöneten adada iktidarda olduğu dönemde komşu Çin ile sürtüşmeleri arttıran Demokratik İlerleme Partisi'nden geliyor. Pekin, oylama öncesinde Lai'nin seçilmesine karşı olduğunu açıkça belirtmişti.
Kamuoyu yoklamalarında da rakiplerinin önünde mücadele veren siyasetçi, koltuğu iki dönem görev yapan Başkan Tsai Ing-wen'den mayıs ayında devralacak.
Çin'in "barış ile savaş arasında bir seçim" olarak nitelediği sandıktan çıkan sonuç, iki taraf arasında gerilimin de sürmesi anlamına gelecek.
ÇİN-TAYVAN ANLAŞMAZLIĞI
Çin'de İkinci Dünya Savaşı'nın ardından Çan Kay-şek liderliğindeki Çin Milliyetçi Partisi (KMT/Koumintag) güçleri ile Mao Zıdong önderliğindeki Çin Komünist Partisi (ÇKP) güçleri arasında yaşanan iç savaşta galip gelen Komünistler, 1 Ekim 1949'da Çin Halk Cumhuriyeti'nin kuruluşunu ilan etmişti.
İç savaşı kaybeden Koumintag üyeleri ise Tayvan'a yerleşip 1912'de kurulan "Çin Cumhuriyeti" iktidarının Ada'da devam ettiğini ileri sürerek burada geçici hükümet kurmuştu.
Çin Halk Cumhuriyeti'nin kendi topraklarının parçası olduğunu savunduğu Tayvan, 1949'dan bu yana fiili bağımsızlığa sahip bulunuyor. Çin ana karası ile Tayvan arasındaki ayrılık hala sürüyor.
Pekin yönetimi Ada'nın ana kara ile yeniden birleşmesi için gerekirse güç kullanımını dışlamayacağını vurguluyor.