İsveç'in Türkiye ile geçtiğimiz yıl haziran ayında imzaladığı 'Üçlü Muhtıra' metnindeki maddelere uymaması, terör örgütü PKK'nın eylemlerine göz yumması iki ülke arasındaki ilişkileri farklı bir boyuta taşıdı.
Son olarak Danimarkalı bir siyasetçinin Stockholm'deki Türkiye Büyükelçiliği binasının önünde Kur'an-ı Kerim'i yakması ve İsveç Hükümeti'nin manevi değerleri hiçe sayan bu eylemi 'İfade özgürlüğü' kapsamında değerlendirmesi tansiyonu artırdı.
Irkçı Rasmus Paludan, Kur'an-ı Kerim'i yaktı: Türkiye'den jet açıklama
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, "Ukrayna Savunma Temas Grup Toplantısı"nın akabinde kameraların karşısına çıkarak İsveç Savunma Bakanı Jonson'un 27 Ocak'ta Türkiye'ye yapacağı ziyaretin iptal edildiğini duyurdu.
Bakan Akar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la sürece yönelik istişarede bulunduklarını belirterek, Jonson'un ziyaretinin iptalini şu şekilde açıkladı:
"Geldiğimiz noktada İsveç Savunma Bakanı Jonson’un Türkiye’ye 27 Ocak’ta yapacağı ziyaretin önemi de anlamı da kalmadı. Bu nedenle ziyareti iptal ettik.”
Skandal sonrası Türkiye'den İsveç resti: İptal ettik!
Haber 7, iki ülke arasındaki son gelişmeleri Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Milli Savunma Komisyonu Sözcüsü ve AK Parti 27. Dönem Gaziantep Milletvekili Mehmet Sait Kirazoğlu'na sordu.
Aynı zamanda AGİT (Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı) Asamblesi olan Mehmet Sait Kirazoğlu, Türkiye'nin uluslararası düzlemde izlediği son politikaları Haber 7'ye anlattı. İşte, Kirazoğlu'nun açıklamaları:
"ÇOK İYİ ANLAŞILMADIĞINI GÖRDÜK"
TBMM Milli Savunma Komisyonu Sözcüsü Mehmet Sait Kirazoğlu, Türkiye'nin güvenlik noktasındaki hassasiyetinin NATO ülkelerince gerekli ölçütte anlaşılmadığını söyleyerek açıklamalarına şu sözlerle başladı:
"Türkiye, bölgesinde jeopolitik konumu gereği dünyanın üç sıcak noktası olarak nitelendirilen Ortadoğu, Kafkaslar ve Balkanlar’ın tam ortasında, oldukça stratejik bir noktada bulunuyor. Üstelik bir NATO üyesi… Türkiye, 40 yıldır terörle mücadele eden, Suriye krizi nedeniyle çok ciddi bir mülteci akınına uğramış bir ülke olarak, tabii ki kendi milletinin güvenliğini sağlama noktasında, hükümet olarak Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde her türlü tedbiri almaya gayret ediyoruz. Bu anlamda Türk Silahlı Kuvvetleri’nin güçlü olması, her türlü teçhizatla donanması, hem terörle mücadele açısından hem NATO topraklarının korunması açısından hem de bölgedeki istikrarın korunması bağlamında çok kıymetlidir. Ancak 15 Temmuz süreci öncesinde de bu durum böyleydi ama bu iyice açığa çıkmış oldu… Türkiye’nin güvenlik noktasındaki hassasiyetlerinin müttefiklerince çok iyi anlaşılmadığını gördük."
Avrupa ülkelerinde olduğu gibi İsveç'te de PKK'nın terör örgütü olarak tanımlandığını, ancak PKK'nın İsveç'teki yapılanmasına karşın herhangi bir tedbir alınmadığını belirten Kirazoğlu, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
"Ukrayna kriziyle birlikte Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliği talepleri noktasında biz 40 yıldır süregelen terörle mücadelemizde, ona köstek olan ve sürekli kaynak sağlayan bu ülkelerde artık buna izin verilmemesini istedik. Bildiğiniz gibi bütün Avrupa ülkeleri PKK’yı terör örgütü olarak kabul etmekte ama birçok Avrupa ülkesinde olduğu gibi İsveç’te terör yapılanmasının üst seviyede olduğunu, hatta Türkiye’den oraya giden vatandaşlarımızın olumsuzluklar yaşadığını ve Türkiye aleyhine gösteriler ve yürüyüşler düzenlendiğini biliyoruz. Türkiye, NATO’nun en büyük 2’nci ve en stratejik ortağı olarak, İsveç ve Finlandiya’nın terör noktasında gerekli hassasiyeti göstermesi durumunda tabii ki üyeliklerine destek verileceğini uluslararası kamuoyuna ifade edilmiş oldu."
İsveç'te PKK/YPG destekçileri, yine Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef aldı!
GEREKLİ ÖNLEM ALINMADI
Ankara, Stockholm ve Helsinki arasında imzalanan 'Üçlü Muhtıra' akabinde İsveç Hükümeti'nin ödevlerine bağlı kalmadığını söyleyen milletvekili şöyle devam etti:
"Ancak o günden bugüne İsveç yetkilileri, bu hususta üzerlerine düşeni yerine getirmekten ziyade sık sık İsveç’teki terör sempatizanlarının kamuoyu önünde Türkiye’yi tehdit edici açıklamalarına ve eylemlerine şahit olduk. Buna karşın İsveç hükümetinin hiçbir tedbir ve önlem almadığını gördük. Geçtiğimiz günlerde bir ülkenin yasal meşru liderinin kuklasının asılmasına ilişkin İsveçli makamlardan maalesef duyarlı bir yanıt alamadık… Doğru bir önlem alınmadığı gibi soruşturma yapılmadı… Bu konu İsveç savcılığı tarafınca ‘İfade özgürlüğü’ kapsamında değerlendirildi."
Gayrimüslimlere 'Kafir demeyiniz' diyen Doğu'dan Kur'an-ı Kerim'i yakan Batı'ya
"TÜRKİYE'NİN OLAYLARA YAKLAŞIMI DA MUHAKKAK DEĞİŞECEKTİR"
TBMM Avrupa Birliği Komisyonu'nun İsveç'e yapacağı ziyaretin ertelendiği ve İsveç Savunma Bakanı Pal Jonson'un Türkiye'ye seyahatinin Hulusi Akar tarafından iptaline değinen Kirazoğlu, müttefik ülkelerin terörle mücadele noktasında 'samimi destek' göstermesinin elzem oluşuna değindi:
"Biz TBMM olarak, zaten Karma Parlamenter Komisyonu üyesiyim ben, bu ay sonunda İsveç’e yapacağımız bir seyahat vardı… Komisyon Başkanımız Mehmet Kasım Gülpınar Bey, Meclis Başkanımızla görüşerek bu seyahatleri iptal etmişti. Şimdi de Kur’an-ı Kerim’i yaktılar… Bu provokasyonun yaşanacağını haber alır almaz da Milli Savunma Bakanımız son derece doğru ve yerinde bir karar vererek İsveç Savunma Bakanı’nın Türkiye’ye ziyaretini iptal etti. Yani Türkiye’nin terörle mücadelesine destek vermeyen ve kendi üzerine düşen görevleri yapmayan ülkelerin bu cevabı alması kaçınılmazdır. Biz terörle mücadele noktasındaki haklı çabamıza, dost-müttefik dediğimiz ülkelerin de gerçekten samimi destek vermelerini arzu ediyoruz. Olaya bu perspektiften bakıyoruz. Bu noktada samimi çabalarını gördüğümüz takdirde Türkiye'nin olaylara yaklaşımı da muhakkak değişecektir."
"BU KABUL EDİLEBİLİR BİR DURUM DEĞİL"
Türkiye'nin Tahıl Koridoru projesinde olduğu gibi dünyanın önünü açıcı politikalar izlediğini söyleyen Milli Savunma Komisyonu Sözcüsü Mehmet Sait Kirazoğlu, müttefik ülkelerin teröre karşı tedbir alması gerektiğini, Türkiye'nin duyduğu hassasiyete samimiyetle yaklaşılmasını belirterek Haber 7'ye yaptığı açıklamasını şu ifadelerle noktaladı:
"Cumhurbaşkanımız ve Dışişleri Bakanımız daha önceki açıklamalarında defaatle dile getirdiler. Biz samimi bir yaklaşım bekliyoruz ve bu konuda samimi önlemler ve tedbirler alınmasını istiyoruz. Yani hem demokrasi ve insan haklarından bahsedeceksiniz hem de 13-14 yaşındaki çocukları dağa götürüp ellerine silah veren bir örgüte yardım ve yataklık yapan unsurları kendi ülkenizde barındırıp, onların yaptığı her türlü taşkınlığı görmezden geleceksiniz… Bu kabul edilebilir bir durum değil… Türkiye, uluslararası ilişkilerinde olduğu gibi her zaman istikrarlı bir dil kullanarak gereğini yapmıştır. Bundan sonra da yapacaktır. En son Tahıl Koridoru meselesinde olduğu gibi Türkiye, dünyanın önünü açan politikalar izlemektedir. Ama NATO eğer bir teröre karşı, bir dış tehdide karşı uluslararası güvenlik şemsiyesiyse, bu şemsiye altındaki herkesin ve girmek isteyen ülkelerin samimi tedbirler alması gerektiğini düşünüyorum."
İsveç'te Kur'an-ı Kerim'e yönelik saldırı sonrası AK Parti'den açıklama