İşte Mehmet Ace'in "Yabancı öğrenciler Türkiye’ye neden bu kadar çok ilgi gösteriyor?" başlıklı yazısı;
10 gün kadar önce, kısa adı YTB olan Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, Ankara’da güzel bir program düzenledi.
11. Uluslararası Öğrenciler Mezuniyet Töreni Ankara'da gerçekleştirildi
Davetli olmama rağmen şehir dışında olduğum için katılamadığım programda, Türkiye bursları ile eğitimlerini tamamlayan 75 farklı ülkeden en başarılı 300 öğrenci bir araya geldi.
Bu yıl YTB bursuyla 107 ülkeden 2 bin 325 öğrenci mezun olmuş.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un o günkü törende verdiği bilgiye göre, ilk yıllarda Türkiye burslarına 42 bin civarında başvuru alınırken, bu yıl bu rakam, 171 ülkeden 165 bin 691 başvuruya yükselmiş durumda.
Türkiye’deki dar görüşlü bir takım çevrelerin yaptığı itirazlara bakacak olursanız, sizin-bizim vergilerimizle ödenen bu paralar, boş hayaller ve karşılığı olmayan yerlerde kullanılıp heba ediliyor.
Oysa bu tezi çürütecek, yapılan bu işlerin aslında ne kadar vizyoner bir bakışın ürünü olduğunu gösterecek çok fazla örnek verebiliriz.
Mesela hemen aynı törende YTB Başkanı Abdullah Eren’in konuşmasından bir veri paylaşayım:
Türkiye’de Türkiye bursuyla okuyup ülkelerine döndükten sonra ticarete atılan öğrencilerin yüzde 50’si, dış ticaretlerini Türkiye’de yapmaya başlamışlar.
Yine Abdullah Eren’in verdiği bilgiye göre, “Türkiye bursundan yararlanan 38 iş insanı, son bir yılda, 350 milyon dolarlık ticaret hacmine sahip olduklarını, bu miktarın 153 milyon dolarlık kısmının Türkiye’den ithal edilen ürünler olduğunu” söylemişler.
Vizyoner bakış derken neyi kastettiğim anlaşılmış olmalı.
Şurası çok net:
Bu türden projeler, kültürel, insani ve ülkeler arası ilişkiler anlamında sayısız katkısının yanında, maddi anlamda da katbekat geri dönüşler sağlıyor Türkiye’ye.
ULUSLARARASI ÖĞRENCİ SAYISI HIZLA ARTIYOR
Türkiye’ye dışarıdan gelen ilginin artışını gösteren başka örnekler de sıralayabilirim.
Türkiye’deki üniversitelerde okuyan yabancı öğrencilerin sayısındaki hızlı artıştan biraz söz edeyim mesela.
5 yıl önce Türkiye’de okuyan yabancı uyruklu öğrenci sayısı 48 bin civarında iken, 2021’de bu rakam, rekor artışla 224 bine ulaşmış.
2019’da ‘uluslararası öğrenci’ sayısı öğrenci cenneti olarak addedilen ülkelerden ABD’de 977 bin, İngiltere’de 489 bin, Almanya’da 333 bin, Kanada’da 279 bin, Fransa’da 246 bin iken, Türkiye’de 155 bin civarında imiş.
İlgililerin verdiği rakamlardan öğrendiğimize göre Türkiye, 2023’e kadar ev sahipliği yaptığı uluslararası öğrenci sayısını 300 bine yükseltmeyi hedefliyor.
Bu rakamlar bize ne söylüyor?
Eğer işler yolunda giderse, istikrar bozulmaz, içimize kapanmazsak, Türkiye birkaç yıl içinde bir öğrenci cenneti haline dönüşebilir.
Ne, öğrenci cenneti mi diye bu gidişata karşı çıkacak olanlara, ABD, İngiltere, Fransa, Almanya, Kanada gibi gelişmiş ülkelerin uluslararası öğrenci çekmek için ellerinden gelen her şeyi yapıyor olmalarını örnek versem, bilmiyorum ki yeterli olur mu?
Malum, Türkiye ihracatı rekor üstüne rekor kırıyor.
Yıllık ihracat 250 milyar sınırına dayandı.
Bu güçlü performansın arkasında pandemi sonrası bozulan tedarik zinciri, Avrupa’daki pazarların Çin’e daha soğuk bakmaları gibi bir takım gerekçeler de var elbette.
Ancak, bu hızlı artış trendinin arkasında hiç kuşkusuz bu türden sofistike, Türkiye’nin yumuşak gücünü öne çıkaran, geleceği hedefleyen parlak projelerin büyük katkısının olduğu da aşikar.
Mesela çok basit aslında.
Türkiye’de okuyan, Türkçe öğrenen, Türkiye’yi tanıyan öğrenciler, kendi geleceklerine de bir ölçüde ‘Türkçe’ bakıyorlar.
YABANCILARI TÜRKİYE’YE KARŞI SOĞUTMAYA DÖNÜK SİSTEMLİ KAMPANYALARA DİKKAT!
Geçenlerde Senegalli bir aile, sırf ten renkleri nedeniyle seyahat ettikleri bir otobüste, üstelik İngilizce bilen orta yaş üstü bir adamın sözlü saldırısına uğramıştı.
Daha çok Avrupa’da ve ABD’de gördüğümüz ırkçılığın bu türlüsünün bizim bu topraklara taşınması üzüntü verici bir durum.
Geçtiğimiz günlerde İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun bu olaydan hemen sonra Senegalli bu aileyi bulup ziyaret etmesi, bu türden ırkçı yaklaşımlara karşı çok esaslı bir cevap oldu.
Malum, kayıt dışı göçmenler üzerinden Türkiye’deki bütün yabancıları tehdit etmeye yönelen bir dalgalanma var son dönemde.
Yabancı istihbarat birimlerinin ‘ortam oluşturmak’ için bu hassasiyeti kaşıdığı, özellikle sosyal medya üzerinden yayılan nefret dilinin büyütülmeye çalışıldığı bir gerçek.
Bu kesimlerin, Türkiye’deki yabancılara Türkiye’de yaşamanın güvenli olmadığı biçiminde bir algı oluşturmaya çalıştıkları da bir başka gerçek.
İyi haber, bu, ‘ortam oluşturma’ çabalarına rağmen, halkın çoğunluğu bu arayışlara prim vermiyor.
Prim verenlere de, ülkemizde başka ülkelerden insanların, ama turist olarak, ama öğrenci olarak, ama kayıtlı göçmen olarak bulunmasının kötü bir şey olmadığını sık sık hatırlatmak gerekiyor.
KAYNAK : YENİ ŞAFAK - MEHMET ACET