Gündem

15 Temmuz gazisi Ayanoğlu: Şehadeti bir milimle kaçırdım!

15 Temmuz darbe girişiminde Boğaziçi Köprüsü’nde ağabeyi şehit, kendisi gazi olan Oğuz Emin Ayanoğlu Haber7’ye konuştu. Ayanoğlu, “Şehadeti bir milimle kaçırdım. Al bayrakta artık bizim de kanımız var.” dedi.

15 Temmuz gazisi Ayanoğlu: Şehadeti bir milimle kaçırdım!
13-07-2024 15:58
Google News

Haber7 - ÖZEL

Batı destekli Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) darbeye kalkıştığı 15 Temmuz gecesi kahramanca direnenlerin destansı hikayeleri hem yürek kabartıyor hem göz yaşartıyor. Darbe kalkışmasında Boğaziçi Köprüsü’nü trafiğe kapatan hainlere karşı canını siper eden kahramanlardan Onur Ayanoğlu şehit olmuş, kardeşi Oğuz Emin Ayanoğlu yaralanmıştı. Nişanlısına “Seni seviyorum ama vatanımı daha çok seviyorumdiyerek darbecilerin üzerine atılan şehit Onur Ayanoğlu, vatan için yardan ve candan geçen ecdadın yolundan gitti. Kardeşi Oğuz Emin Ayanoğlu ise aynı noktada vurulduktan sonra hastanede hayata tutundu ve gazilik şerefine ulaştı.

Boğaziçi Köprüsü’nde darbecilerin ateşlediği kurşunun, damarını bir milimlik açıyla sıyırdığını ifade eden gazi Oğuz Emin Ayanoğlu, “şehadeti bir milimle kaçırdığını” söylüyor.

Bir evladını şehit veren, diğer oğlu gazilik mertebesine yükselen baba İhsan Ayanoğlu ise 15 Temmuz gecesi kendisinin de can havliyle köprüye koştuğunu anlatıyor.

15 Temmuz’ın kahramanları, o gece yaşananları Haber7 okurları için paylaştı...

Gazi Oğuz Emin Ayanoğlu, hain darbe girişimi sırasında ağabeyi Onur Ayanoğlu ile birlikte işten çıkarak eve gittiklerini fakat darbe bilgisini alınca önce Başkan Erdoğan’ın Üsküdar’daki konutuna ardından Boğaziçi Köprüsü’ne yöneldiklerini belirtti. Ayanoğlu, “O gece rahmetli biraderimle işten eve doğru geliyorduk. Yolda gelirken bir takım olayların olduğunu gördük. Metrobüsler falan kapalıydı. Yolumuzu düzelttik. Üsküdar'dan doğru evimize doğru gelmeye çalıştık. Askerin köprüyü kapattığı söyleniyordu. Biz de mahallede arkadaşlarımızla istişare ediyorduk. Sokağa çıkmaya karar verdik. Cumhurbaşkanımızın evinin önüne gitmeye karar verdik. Sonuçta hiçbirimiz darbeyi kabul etmiyoruz. Özellikle Cumhurbaşkanımızın halkı sokağa davet etmesinden sonra Kısıklı Meydanı dolup taştı.” dedi.

NİŞANLISINA ‘SENİ SEVİYORUM AMA VATANIMI DAHA ÇOK SEVİYORUM’ DEDİ, ŞEHADETE YÜRÜDÜ

Şehit ağabeyinin nişanlısı ile yaşadığı diyalogu aktaran Ayanoğlu, “Boğaziçi Köprüsü’nün sıkıntılı olduğunu duyunca oraya gitmeye karar verdik. Onur’un nişanlısı biraz panik bir kızdı. Ona telefonda demiş ki ‘Beni seviyorsan eve git’. O da demiş ki, ‘Seni seviyorum ama vatanımı daha çok seviyorum.’ Şu an metrobüs durağının olduğu yerde buluştuk. Onur'un üstü başı kan içinde. Her yeri kan revan içinde. ‘Yaralılar var, onları taşıdık, şerefsizler bir sürü kişiyi vurdu.’ dedi.” sözlerini sarf etti.

SAVAŞTA BİLE YARALILARI ALMAYA İZİN VERİRLER AMA BUNLAR BİZİ O ESNADA TARADI

Oğuz Emin Ayanoğlu, ağabeyi Onur Ayanoğlu’nun şehadate yürümesini şu şekilde anlattı:

“Bir vatandaş, darbecilere doğru ilerlemeye başladı. Elinde hiçbir şey yok ve ellerini kaldırmıştı. ‘Üzerimde bir şey yok, konuşmaya geliyorum’ der gibiydi. Kızı da bizim yanımızdaydı. ‘Baba, gitme, baba yapma’ diye feryat ediyordu. Onur sürekli kızı çekerek, ‘Bacım gitme, vururlar seni’ diyordu. O sırada adamı vurdular. Adam sırt üstü yere düştü. Onur koşmaya başladı. Ben de peşinden koştum. Yani amacımız yerdeki yaralı vatandaşı almaktı. Savaşın bile kanunu, hassasiyeti vardr. Ama bu alçak teröristler, bu hainler bize yerdeki yaralıları almaya bile müsaade etmediler.”

ŞEHADETİ BİR MİLİMLE KAÇIRDIM

Oğuz Emin Ayanoğlu, 15 Temmuz darbe girişiminde kalçasından vurulmuş ve uzun süre hastanede yatmıştı. O anı şu sözlerle ifade etti:

“Kurşun tam kalçamdan girdi. Beni bir-bir buçuk metre fırlattı. O anı tam hatırlamıyorum. Dizlerimin üzerine doğru fırlattı. İlk etapta vurulduğumu hissetmedim. Ben kendimi kenara çekmek için kalktım. Bacağım hareket etmiyordu. Kasıklarımdan oluk oluk kan boşalıyordu. Mecbur sürüne sürüne kendimi gişelerin altına kadar geçirdim. Hala ateş devam ediyordu. Meğer orada Onur’la göz temasını yitirmişim. Aynı ateşte kardeşim Onur da vurulmuş.”

15 Temmuz gecesi Boğaziçi Köprüsü

Oğuz Emin Ayanoğlu o ateşte ağabeyi Onur Ayanoğlu’nun vurulduğunu hastanede öğrendiğini ve sonrasında yaşadıkları zorlu süreci şöyle anlatıyor:

“Önüme Onur'u bıraktılar. Onur hareketsiz şekilde önümde yatıyordu. Kurşun boynundan girmişti. O yüzden durumu çok kötüydü. Her yeri kan içindeydi. Onur'u öyle görünce sinir krizine girdim. Kardeşim ölüyor... Ameliyattan çıktım, narkozun etkisindeyken ‘Baba Onur nasıl?’ diye sormuşum. Çünkü durumun ne kadar kötü olduğunu, hatta yaşamadığını bile biliyordum. Fakat insan konduramıyor. Yaşadığını düşünüyor... Hastanede benden 5 gün boyunca Onur'un durumu saklandı. O şehit oldu...”

AL BAYRAĞIMIZDA BİZİM DE KANIMIZ VAR

Benim yaramın durumu da çok kritikmiş. Kurşun damarı bir milimle sıyırmıştı. Yani bir milimle hayata tutunmuştum. Yani şehadeti bir milimle kaçırdık diyebilirim. Hastanedeki 5’inci günde yanımda kalan refakatçi arkadaşımın telefonundan öğrendim Onur'un şehit olduğunu. Vatan sağ olsun dedik. Bu vatan için bu zamana kadar çok bedeller ödendi. Biz de o bedellerden birini ödemiş olduk. Al bayrakta bizim de kanımızın olması, bizim için şereftir, onurdur.”