Türkiye'deki Cumhurbaşkanı seçiminin 28 Mayıs'ta yapılacak ikinci turu yaklaşırken, seçimler yabancı basında farklı açılardan değerlendirilmeye devam ediyor.
"ERDOĞAN NASIL BU KADAR POPÜLER?" SORUSU
ABD merkezli Associated Press (AP) haber ajansından Suzan Fraser, "Türkiye'nin Cumhurbaşkanı ekonomik kargaşaya rağmen popülerliğini nasıl koruyor" başlıklı analizinde, Cumhurbaşkanı ve Cumhur İttifakı'nın Cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan'a olan desteği ele aldı.
"Erdoğan'ın kitlesel protestolar, yolsuzluk iddiaları, askeri darbe girişimi ve Suriye'deki iç savaşın ardından başlayan büyük mülteci akını gibi siyasi krizleri tekrar tekrar aşarak 20 yıldan uzun zamandır iktidarda olduğunu" yazan Fraser, "Şimdi ise Türk halkı ve ekonomisi, yüksek enflasyonun altında eziliyor ve pek çok kişi hükümetin yavaş kalan müdahalesinin daha da kötüleştirdiği yıkıcı depremlerin ardından hala iyileşmeye çalışıyor" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan "gittikçe artan otoriter içgüdüleri olan bir popülist" sözleriyle bahseden Suzan Fraser, Erdoğan'ın 28 Mayıs'taki seçimlere Millet İttifakı'nın adayı ve CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu karşısında "güçlü favori" olarak girdiği değerlendirmesinde bulunarak, bunun nasıl mümkün olabildiği sorusunun yanıtını aradı.
"İNSANLAR DAHA FAZLA DEĞİŞİM DEĞİL DAHA FAZLA İSTİKRAR İSTİYOR"
Bu noktada Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "Yaklaşık yüzyıl boyunca laiklikle tanımlanan bir ülkede İslami değerleri yükselterek muhafazakar ve dindar destekçilerinin derin sadakatini kazandığını" belirten Fraser, Erdoğan'ın ayrıca "hükümet kaynaklarını siyasi avantajı için kullanarak iktidardaki yerini sağlamlaştırdığı" gözlemini paylaştı.
Fraser, "Erdoğan'ın ekonomik kriz anındaki popülerliği, ayrıca dayanıklılığından da kaynaklanıyormuş gibi görünüyor. Seçmenler ve analistler ile yapılan söyleşilere göre, pek çok kişi, daha fazla istikrar istiyor, daha fazla değişim değil" dedi.
"MUHALEFET, ERDOĞAN DESTEKÇİLERİNİN AKLINI ÇELEMİYOR"
Yazısında analistlerin ve seçmenlerin görüşlerine de yer veren Suzan Fraser, Washington'daki Orta Doğu Enstitüsü'nden analist Gönül Tol'un, "Bunun gibi ulusal kriz zamanlarında insanlar genelde liderlerin etrafında toplanır. Seçmenlerin muhalefetin bir şeyleri tamir edebileceğine yeterince inancı yok" değerlendirmesini aktardı.
Kemal Kılıçdaroğlu'nun seçim kampanyası sırasında bulunduğu taahhütleri ve Erdoğan'a yönelttiği eleştirileri de hatırlatan Fraser, "Ancak bu kampanya, Erdoğan destekçilerinin aklını çelmekte zorlanıyor" dedi.
Ankaralı güvenlik görevlisi Bekir Özçelik'in sözlerini de aktaran Suzan Fraser, "Özçelik ve pek çok diğer destekçi, Erdoğan'da Türkiye'nin jeopolitik açıdan önemli bir aktör olabileceğini gösteren bir lider görüyor" gözlemini paylaştı.
"ERDOĞAN'IN KARŞISINDAKİ EN BÜYÜK TEHDİT EKONOMİ"
Bu noktada Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Erdoğan iktidarındaki dış politikasından da örnekler veren Fraser, "Erdoğan'ın halihazırda karşı karşıya olduğu en büyük tehdidin ekonomi olduğunu" söyledi.
Fraser, "Ekonomistlere göre; Erdoğan'ın ailelerin azalan satın alma gücü ile öncelikli mücadele yöntemi, faizleri düşürürken hükümet harcamalarını serbest bırakmak oldu. Bu da enflasyonu daha da kötüleştirdi" dedi.
"MECLİS'İ ALMASI ERDOĞAN İÇİN BİR AVANTAJ"
Seçimin ilk turunu Erdoğan'ın önde bitirdiğini ve Cumhur İttifakı'nın parlamento seçimlerinde çoğunluğu elde ettiğini hatırlatan Fraser, analistlere göre bu durumun Erdoğan'a ek bir avantaj sağladığını çünkü pek çok seçmenin bölünmüş bir hükümet olmaması için Erdoğan'a destek vereceğini yazdı.
Editor : Eshahaber