Gündem

Bakan Soylu'dan "S-400'ü geri verelim" diyenlere sert tepki

Ukrayna ve Rusya savaşının çıkmasının ardından "S-400'leri geri verelim" diyenlere İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, sert tepki gösterdi.

Bakan Soylu'dan
02-03-2022 03:28
Google News

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Antalya'nın Belek Turizm Merkezi'ndeki bir otelde düzenlenen Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı Stratejik Araştırmalar Kurulu 55. Toplantısı'ndaki konuşmada, Osmanlı'nın çıktığı yerlerde Batı ülkeleri tarafından nifak tohumları ekildiğini ve bölgenin sömürülmek için karıştırıldığını söyledi.

Bunlar olmasaydı birimlerindeki olay dosyalarının çoğunun olmayacağını ve kaçakçılar için önlem almak zorunda kalmayacaklarını belirten Soylu, şunları kaydetti:

"Böyle olmasaydı bu bakanlık 560 bin kolluk gücü bulundurmak, arkadaşlarımızı şehit vermek, gazi olmak, onların acısına katlanmak zorunda kalmayacaktık. Ama maalesef bunu yaptılar ve yapıyorlar. DEAŞ gibi bir terör örgütünün ortaya çıkması, başka bir terör örgütüne binlerce tır silah verilmesi, bu iki terör örgütü arasında Suriye ve Irak'ın paylaştırılması, bütün bunların binlerce kilometre ötedeki ülkelerde Avrupa'da ve Amerika'da planlanması, farklı ülkelerden insanların Müslüman olup ne hikmetse de hemen DEAŞ'a katılıp güya İslamiyet adına cinayet işleyecek kafaya gelmesini başka bir sebeple izah etmek mümkün değil."

"ORTA DOĞU'DA ÜRETTİKLERİ TABLO, BATI'NIN KAPISINI ÇALIYOR"

Soylu, Afganistan, Pakistan, Suriye ve Irak'tan milyonlarca insanın Türkiye'nin kapısına dayanmasının, batılıların üç kuruşluk akıllarıyla dünyayı getirdikleri nokta olduğunu dile getirdi.

Batılı ülkelerin yüksek teknoloji ve zenginliklerine aldanılmaması gerektiğini ifade eden Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Eğer küresel stratejiyi çok bilselerdi bugün kendilerini yutan bir canavarla karşı karşıya kalmazlardı. Orta Doğu'da ürettikleri tablo, Batı'nın kapısını göç ve terör olarak çalmaktadır. Dünyanın doğusuna silah satmak ve petrolünü sömürmek için çıkarttıkları vekaletler savaşı, bugün Avrupa'da doğrudan savaşa dönüşmüştür. Az veya çok, bugün Rusya ve ABD-Avrupa kuvvetleri Karadeniz'de karşılıklı teyakkuz halinde. Ölen siviller, pazarlıklar, karşılıklı tehditler ve kimse işin nereye gideceği hakkında bir fikir sahibi değil. Şimdi bu başarılı bir strateji midir, yüksek bir aklın neticesi midir? Hayır. Zenginler, teknolojileri yüksek. Medeniyet akılları yüksek mi? Hayır. Dünyada bir vizyon, problemlerde bir rehberlik üretebildiler mi? Hayır."

Yakın tarihte "Bu kadar güvenlik yatırımlarına ne gerek var?" gibi sözlerin duyulduğunu kaydeden Soylu, "Akıllarını peynir ekmekle yemişler. Hemen yanı başımızdaki terör örgütlerinin yere serdiği iki devlet. Her tarafının ateş çemberine, cendereye çevrildiği bir tabloda Türkiye kendisini istikrarsızlıktan koruyorsa ortaya koyduğu stratejik akıl, vizyon, geçmişten elde ettiği tecrübelerle attığı adımlar sayesindedir. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde bu öngörüyü, vizyonu, cesareti ortaya koymasındandır." değerlendirmesinde bulundu.

"BATI, BİZİ DE AYNI ATEŞ ÇEMBERİ İÇERİSİNE KOYACAKTI"

Bakan Soylu, Ukrayna'nın durumunu herkesin gördüğünü, insanların karşı karşıya kaldıkları risklere ve hayatlarını nasıl kaybettiklerine şahit olunduğunu aktardı.

Suriye'deki çocuklar öldürülürken Avrupa'nın ve ABD'nin nasıl seyirci kaldığını da gördüklerini hatırlatan Soylu, "Srebrenitsa'da insanlar katledilirken sadece Müslümanlar diye hepsinin kafasını gömdüğünü de biliyoruz. Afganistan'dan uçağın kalkarken o utanç fotoğrafının ABD'ye ait olduğunu ve tarihi boyunca o utancı taşıyacağını da biliyoruz. Aynen senatosunun basılıp demokrasisinin bir tiyatroya döndürülmesi gibi. Türkiye savunma sanayisi gelişmemiş, devlet gücüyle beraber ayakta durmamış olsaydı, bu üç kuruşluk aklıyla dünyayı yönetmeye çalışan Batı, bizi de aynı ateş çemberi içerisine koyacak ve teslim alacaktı." diye konuştu.

Soylu, TBMM'de ellerine bütçeyi alıp "Bu bütçe savaş bütçesidir" diye haykıranların, Türkiye'nin bu meselelere hazırlıksız bir şekilde yakalanması için birileri tarafından talimat verilenler olduğunu ifade etti.

"İŞİMİZİ TESADÜFE BIRAKAMAYIZ"

Hakkari'ye, Diyarbakır'a gidip "İHA'lar insanlarımızı teker teker öldürüyor" diye yalan ve iftira atanların, Türkiye'yi her konuda savunmasız bırakmak isteyenler olduğunu vurgulayan Soylu, şöyle devam etti:

"Ülkemizin insanına dert gelmesin diye 24 saat gayret gösterenlerin tamamını faşistlikle suçlayanlar, alçaklık içerisinde bulunanlar, Türkiye'nin güvenlik bandını bir anlayış ile ortadan kaldırmaya çalışanlar bu coğrafyanın aklıyla, bu medeniyetin aklıyla hareket etmiyor. Kimin son 15 günde hangi büyükelçilikten talimat aldığını biliyoruz. Kimlerin oluşturdukları belgeleri onaylattırdıklarını biliyoruz. Onun için işimizi tesadüfe bırakamayız. Eğer tesadüfe bıraksaydık, onlar gibi davransaydık Doğu Akdeniz ve Libya'da haksızlığa ve hukuksuzluğa seyirci kalan bir ülke olurduk. Karabağ meselesi çözülemezdi, Kapalı Maraş 'Açık Maraş' haline gelemezdi, Ayasofya açılamazdı."

"S-400'Ü GERİ VERELİM" DİYENLERE SERT TEPKİ

Türkiye'nin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde büyük başarılara imza attığını vurgulayan Soylu, kuklacılarının nerede olduğunu bildikleri kuklalar ve maşalarla bu ülke adına büyük bir mücadele verdiklerini dile getirdi.

Soylu, bütün ülkelerin Türkiye'yi takip ettiğini aktararak, şunları paylaştı:

"Yanı başımızdaki ülkeler bir toplumsal olay, kargaşa olduğunda ilk kapılarını çaldığı ülke Türkiye olmuştur. Biz bu meselelere uzaktan bakan bir ülke değiliz. Ağrı Dağı'nın tepesinde, Tendürek Dağı'nın tepesinde, Gabar'da, Cudi'de şu anda evlatlarımız ya operasyon yapıyorlar ya da bir operasyonu bitirmiş, mağarayı darmadağın etmiş başarılı bir şekilde geri dönüyor. Biz hazırız ama bu hazırlığımızı hazmetmeyenler hala o küçücük akıllarıyla 'S-400'ü geri verelim' diye siyasi mucizevi laflar ortaya koyuyorlar. Hiç kusura bakmayın, Ukrayna'nın nasıl bir tablo ile karşı karşıya kaldığını, uçaklara, füzelere karşı hiçbir şey yapamadığını görüp, dönüp bir savunma sistemini hemen geri verelim diye bir anlayışı ortaya koyabilmek tam bir geri zekalılıktır."

Soylu, Antalya'nın Belek Turizm Merkezi'nde bir otelde düzenlenen Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı Stratejik Araştırmalar Kurulu 55. Toplantısı'ndaki konuşmasında birçok önemli olaya şahit olduklarını ve kendilerinin yaşadıklarını gelecek nesillerin yaşamaması için fedakarca bir mücadele verdiklerini söyledi.

Bugünün 1 saatinin, 20 yıl öncesi ve sonrasının 1 saatinden kıymetli olduğunu belirten Soylu, tam geçiş döneminde olduklarını, Türkiye'nin istikametine olan istikrarını tam anlamıyla bu dönemde tutturması halinde 300 yıllık farkın kapatılacağını kaydetti.

Türkiye'yi istikrarsızlığa itmek isteyenlere müsaade etmeyeceklerini dile getiren Soylu, şöyle konuştu:

"Afganistan'da afyon tarlalarını biz mi ektik? 20 yıldır orayı biz mi işgal ettik? Oradaki uyuşturucu satışını dünyaya biz mi pazarladık? Amerika'nın pazarladığı ve bu işi yaptığı apaçık ortadadır. Hiç kimsenin başka bir şey düşünmesine gerek yoktur. Avrupa sessiz kalmıştır. Oradaki insanlar insan değil miydi? Onu yapanlara bugüne kadar adım atmadınız. Peki şimdi hangi gücünüzle hareket ediyorsunuz? NATO ne yapıyor, ortaya koydukları nelerdir? O gün ne yaptı? Suriye'de İdlib'te Azez'de o çocuklar da annelerinden 9 aylık doğmadılar mı? Peki ne yaptılar?. Türkiye Cumhuriyet Devleti onlara göre ne yapmalıydı? Avrupa'ya tabi olmalı, güvenlik tedbirlerini almamalıydı, İHA, ATAK, kendi mühimmatlarını üretmemeliydi. 'Avrupa sen bizim babamızsın, sen ne dersen o olur, Amerika biz sana tabiyiz demeliydi.' Demedik bunu. Demeyeceğiz de."

Soylu, Türkiye'nin kendi göbeğini kendisi kestiği için ayaklarının üstünde durduğunu dile getirerek, kendi göbeğini kendi kesmeyenlerin bugün nasıl durumda olduğunun görüldüğünü ifade etti.

İstikametlerinin doğru istikamet olduğunu anlatan Soylu, "Ülkemizi ne kadar huzurlu yaparsak geleceğe bakışımız o kadar kuvvetli olacaktır. Amerika'nın Avrupa'nın PKK ve PYD terör örgütüne binlerce tır silah yardımı yaptığını görmedik mi? Gözümüzün önünden geçti hepsi. Peki aylardan beri bu savaşın çıkabileceği belliyken bu tedbirleri niye almadınız? Her zamanki gibi iki yüzlü davranan bir Batı ile karşı karşıyayız. Onun için bu coğrafyada dik durmalıyız, adımlarımızı güçlü atmalıyız, herkesin bize baktığı gibi emin bir devlet olmalıyız." diye konuştu.

"390 MAFYA TİPİ ÖRGÜTLENME ÇÖKERTİLDİ"

Küresel ölçekte organize suç örgütlerinin suç gelirlerinin 2009 yılında 2,1 trilyon dolar olduğunu kaydeden Soylu, 2015-2016 yıllarında suç örgütlerinin gelirlerinin 3,6 ile 4,8 trilyon dolar seviyelerine çıktığını, bu tablonun korkutucu olduğunu söyledi.

PKK ve DEAŞ'ın uyuşturucu ticareti ve kaçakçılık yapan örgütler olduğuna işaret eden Soylu, "İdeolojilerini bu faaliyetlere kılıf olarak kullanmaktadırlar. Dünyada pek çok terör örgütü de organize suç örgütü kimliğine bürünmüştür." ifadelerini kullandı.

Türk Polis Teşkilatı'nın önemli teknik imkanlara ve kapasiteye ulaştığını aktaran Soylu, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Emniyet teşkilatı hem personel hem de ileri teknoloji açısından dünyanın en önde gelen teşkilatlardır. Kurumlar arasında önemli bir koordinasyon ile hem sınır ötesi hem sınır içerisinde Türk devletler kapasitesinin en güçlü noktasındayız. Son yıllarda Türkiye'de kümelenmek isteyen 14 uluslararası suç örgütü yöneticisini, arkadaşlarımız ülkelerine iade ettiler. FETÖ'den sonra 'Türkiye'yi organize suç merkezi haline getirebilir miyiz' diye düşünenler oldu. Buna fırsat vermediniz. O boşluğu birisi dolduracaktı o boşluğu doldurmalarına fırsat vermediniz. O boşluğu kanunla hukukla doldurdunuz. Bundan daha büyük bir hizmet yoktur. 15 Temmuz 2016'dan 2021 sonuna kadar Türkiye'de 33'ü ulusal ölçekte, 15'i bölgesel, 342'si yerel olmak üzere toplam 390 mafya tipi örgütlenme çökertilmiştir. Yani hem ulusal hem uluslararası alandaki tüm yapılarla ciddi bir mücadele halindeyiz. Bunu yaparken uluslararası alandaki organize suç çetelerini aramızdan atarken etrafımızdaki coğrafyadaki tüm ülkelerin bize olan itimatlarını en üst seviyeye çıkardık."

"2021'DE YAKALADIĞIMIZ KAÇAK SİGARA MİKTARI 5,7 MİLYONA DÜŞTÜ"

Türkiye’de 2014 yılında kaçak sigara oranının sigara piyasasının yüzde 21,3 seviyesinde olduğu bilgisini veren Soylu, bu rakamın yüzde 2,1 seviyesine düştüğünü kaydetti.

Kaçak sigaradan elde edilen gelirin tamamına yakının terör örgütünün kasasına gittiğine dikkati çeken Soylu, "2021'de yakaladığımız kaçak sigara miktarı 5,7 milyona düştü. Çünkü terör örgütlerine darbe indirdik, içerideki saha baskımızı sürekli olarak devam ettirdik. Makarona yöneldiler. Önce doldurulmuş makarona yöneldiler. Burada tütün kaçakçılığını baskıladık. Bu sefer boş makarona ağırlık veriyorlar. Burayı da baskılıyoruz. 2017'de emniyet ve jandarma dahil 36,2 milyon adet yakalamıştık, bu sayı her yıl arttı, 2021 sonu itibarıyla 2,1 milyar adet boş makaron yakaladık. Eğer burayı gevşetirsek, kaçak sigara yakalamasında elde ettiğimiz kazanımları burada geri vermiş oluruz. Nefes almasınlar." ifadelerini kullandı.

Soylu, Türkiye'nin önündeki en önemli tehditler arasında sanal bahis ve sanal kumar olduğunun altını çizerek, bunu kesmenin de boyunlarının borcu olduğunu dile getirdi.

"2021'DE FETÖ'YE YÖNELİK 249 PLANLI OPERASYON YAPTIK"

FETÖ ile mücadelenin de aralıksız sürdüğünü bildiren Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"FETÖ meselesinde birileri hep KHK'lılar üzerinden mağduriyet hesabı yapmanın peşinde. Daha da ötesi var. Helalleşmek istiyorlar FETÖ'cülerle. Biz bir terör ve istihbarat örgütüyle helalleşmeyeceğiz, kimsenin de helalleşmesine fırsat vermeyeceğiz. Bu devlet birilerinin oyuncağı değildir. Bu mesele kriminal meseledir. Bunu siyasete alet etmek aşağılık bir hadisenin ta kendisidir. 'KHK mağduriyeti' FETÖ'nün tek kurtuluş umududur. O umudu da onlara veremeyiz. DHKP-C bile Nuriye Gülmen ve Semih Özakça eylemini aylarca 'KHK mağduriyeti' diye pazarlamıştı. Biz gerçekleri açıklayınca balonları sönmüştü. Burası öyle güzel bir mağduriyet alanı ki neredeyse PKK'yı da KHK mağduriyetine sarıp öyle pazarlayacaklar. İnanmak isteyen inanabilir, bunlara karnımız tok. KHK'lılar ile koyun koyuna olanlar bu rakamları iyi dinlesinler. KHK ile 125 bin 608 kişi ihraç edildi. Bunların 21 bini örgütte sorumlu yönetici olarak görev almış. Sen partine de sorumlu yönetici yapabilirsin. 37 bini ByLock kullanıcısı. 38 bin 867’si örgüt tarafından örgüt içi kodlaması yapılmış. 15 bin 568’i de sınav sorularını aldıkları için yargılanıyor."

FETÖ haininin sahte gözyaşı dökmekte ne kadar mahir olduğunu iyi bildiklerini ifade eden Soylu, "2021'de FETÖ'ye yönelik 249 planlı operasyon yaptık. Operasyonlar ne kadar lazımsa o kadar sürecek. Kazıyacağız ve gelecek neslimize bir daha böyle bir tehdit kalmayıncaya kadar devam edeceğiz." dedi.