Afete maruz kalan vatandaşlar, uğradıkları zararların tespitini öncelikle yaptırmalı. Örneğin, evi yıkılan, arabası göçük altında kalan ilerde bu zararının tazminini talep edecek ise veya karşılaştığı zararın deprem kaynaklı olduğunu ispat etmek istiyorsa, bu durumu mahkeme aracılığıyla tespit ettirmeli. Bu konuda, tespit talep eden depremzede tanık dinletebileceği gibi, bilirkişi tarafından irdelenmesi gereken konuları da mahkemeye sunduğu dilekçesinde ifade etmeli.
MÜLK SAHİBİ HAYATINI KAYBETTİYSE
Zarar gören evin tapuda kayıtlı sahibi depremde hayatını kaybetmiş veya ulaşılamaz durumda ise ne olacak? Bu halde delil tespiti yaptıramayacak bu kişinin eşi ve keza üçüncü dereceye kadar yakınları tespit işlemi talebinde bulunabilecekler.
VEKALET ARANMADAN İŞLEM
Deprem ardından karşılaşılan tablo insanların can ve mal tehdidini birlikte yaşamasıdır. Bu durumda, örneğin bir göçük altında yakını bulunan ve tüm zihniyle burada olan bir kişinin, yasal haklarının korunması için bir de şekli bir vekâletname için noterliğe gitmesi aranmamalıdır. 4539 sayılı yasamızda da açıkça ifade edilmekte…
Herhangi bir vekâletname olmaksızın, avukatın yetkilendirildiğine dair bir yetki yazısıyla avukatlar işlem yapabilecektir. Bu durum gayet yerinde bir hukuki düzenlemedir. Yapılacak işlemle bir hakkın korunması için, karşıda bir hasım olmaksızın yapılabilecek işlemlerde depremzede vatandaşın hukuki işlem öncesi, resmi prosedürlerle boğulmaması için yerinde bir düzenleme.
ADLİ YARDIM HÜKÜMLERİ
Ülkemizde ulusal yas, bölgede olağanüstü hal ilan edilmiştir. Hazine ve Maliye Bakanlığı durumun mücbir sebep olduğunu resmi olarak açıklamış ve vergisel yükümlülükler ötelenmiştir. Bunların bütünü bölgede deprem mağduru olan tüm insanlarımızın ücretsiz olarak hizmetlere erişimini gerekli kılmaktadır. Bu durum yargı ve mahkemeler için de geçerlidir. Maddi gücü olmayanın, zorda olan bir de dava harcı ve gideri ödemesi beklenemez. Bölgedeki tüm vatandaşlar ve hatta talep eden tüm şirketler/tüzel kişiler adli yardımdan faydalanabilmelidir.
EK ÖNLEMLER DEVREYE ALINMALI
Deprem nedeniyle, icra, haciz gibi işlemlerin askıya alınması gerektiğine dikkat çeken Avukat Dr. Umut Metin, diğer önlemlerle ilgili şu önerilerde bulundu:
Bölgedeki hasar tespiti, delil tespiti gibi hasımsız işlerde avukatlık vekâleti aranmaksızın avukatlar hukuki işleri takip edebilmelidir.
Bölgedeki tüm vatandaşların adli yardım talepleri ek bilgi-belge talebi olmaksızın olumlu karşılanmalıdır.
Vatandaşın veya avukatın mazeret beyanı ve ekinde mazeret belgesi aranmaksızın tüm deprem bölgesi ve hatta Türkiye genelinde duruşmada bulunmama hali belirlenecek bir süreyle (Örneğin; 6 ay) otomatik mazeret beyanı olarak yorumlanmalı.
Deprem sonrası, adli işlemlerde hak kayıpları yaşanmaması için derecesi fark etmeksizin herhangi bir adli işlemde veya duruşmada hazır bulunmamanın, otomatik mazeret beyanı olarak kabulü sağlanmalı. Hak kaybı riski engellenmeli.
Adli süreler durdurulmalı. Süreli olan tüm işlerde sürelerin hepsi deprem tarihi itibariyle kesilmiş, durmuş kabul edilmeli.
Borca itiraz, davaya cevap vb. tüm işlemler açısından süreler askıya alınmalı.
Tüm fiziki tebligat bildirimleri ve e-tebligat uygulaması durdurulmalı.
Editor : Eshahaber