Şimdilerde yeni yayınlanan bir rapor, 2050 itibariyle dünya nüfusunun 9 milyara ulaşacağını ve daha sonra düşmeye başlayacağını öngördü. Bu tahmin, daha önceki Birleşmiş Milletler gibi kuruluşların yaptıklarına kıyasla oldukça düşük.
Nüfus artışının sonu iyi bir haber mi?
Dünya nüfusunun artmasının olumlu ve olumsuz tarafları uzun bir süredir tartışılıyor. Nüfus artışının ekonomi ve teknoloji üzerinde olumlu etkisinden söz edenler kadar, çevre ve sosyal uyum üzerindeki riskleri vurgulayanlar da var.
Küçük toplumların daha az enerji, barınma, gıda ve su ihtiyacı olmasının yanında, bazı dezavantajları da var. Bunlardan en önemlisi, nüfusun azalmaya başlaması durumda sağlık ve eğitime yönelik büyük yatırım ihtiyacının ortaya çıkacak olması. Toplumun yaşlanması ve ekonomik eşitsizlik de nüfusun azalma sürecinde ortaya çıkabilecek diğer önemli sorunlar.
Farklı kaynaklar tarafından küresel nüfusun nasıl değişeceğine yönelik tahminler. Kaynak: B. Callegari/P.E. Stoknes/Earth4All
Dünya nüfusu için öngörülen 2 senaryo
İnsanlar ve Gezegen: 21. Yüzyılın Sürdürülebilir Nüfus Senaryoları ve Gezegenin Sınırları Dahilinde Olası Yaşam Standartları (People and Planet: 21st Century Sustainable Population Scenarios and Possible Living Standards Within Planetary Boundaries) başlıklı yeni çalışma, bir ön rapor olarak yayınlandı. https://earth4all.life/
Yeni bir dinamik modeli kullanan araştırmacılar, bu yüzyıl içerisinde gerçekleşmesi muhtemel 2 farklı senaryo hazırladı.
“İş İşten Geçti” başlıklı ilk senaryoda, küresel nüfusun bu yüzyılın ortasında 8,8 milyar ile zirveye ulaşacağı, daha sonra kademeli olarak düşerek 2100'de 7,3 milyara gerileceği öngörülüyor. Ekonomik büyüme ve nüfus artışı yavaşladıkça küresel eşitsizlik ve ekolojik ayak izlerinin artması, doğal hayatın yok olma sürecinin hızlanması bekleniyor. Özellikle zayıf ekonomilere ve zayıf hükümetlere sahip ülkelerde, ülkeler için ve ülkeler arasında sosyal bölünmeler, bunun devamında bölgesel çöküşler söz konusu olabilir.
"Büyük Sıçrayış" olarak adlandırılan daha iyimser senaryoda, küresel nüfus 2040 civarında 8,5 milyarla zirveye ulaşıyor ve yüzyılın sonunda 6 milyara düşüyor. Yazarlara göre bu iyimser sonuçtaki belirleyici faktörlerinden biri, dünyadaki ekonomik eşitsizliğin demokrasi ve insani ilerlemeye yönelik bir tehdit ve bölünme kaynağı olarak kabul edilmesi.
Bu senaryoda aşırı yoksulluk 2060 yılı itibariyle ortadan kalkıyor ve küresel nüfus artışı üzerinde belirgin bir etki gösteriyor.
Raporda yapılan tahminler, kapsamlı araştırmalara dayanıyor. Çalışmada, dünyadaki en varlıklı %10’luk kesimin aşırı tüketimden büyük oranda sorumlu olduğu ve iklim değişikliği dahil olmak üzere çevre istikrarını tehdit ettiği gibi önemli tespitlere de yer verildi.
Editor : Eshahaber