
Son dönemlerde toplumun dinamiklerinde kutuplaşma ve ayrışma kavramları baskın bir rol oynuyor. Özellikle siyasi konuların göbeğine çekilen pek çok genç, bu noktada çağrıların hedefi haline geliyor. Peki, siyasi çağrılara karşı çocuklarımızı nasıl korumalıyız? Aileler çocuklarıyla bu noktada nasıl bir iletişim dili benimsemeli?
Psikolog Elif Zahide Gök, aileleri yakından ilgilendiren bu konuya dair Haber7.com'a önemli açıklamalarda bulundu.
"AİLE İLE FİKİR ALIŞVERİŞİ YAPMAK TEMEL NOKTA"Her konuda olduğu gibi bu konuda da temel kavramın "aile" olduğunu vurgulayan Psikolog Gök, "Bir genç ailesiyle duygularını, düşüncelerini rahatça, özgürce paylaşabildiğinde, onlar tarafından eleştirilmediğinde, suçlanmadığında kendini çok daha hızlı ve kolay ifade eder. Birbiriyle istişare edebilen, birbirine danışabilen, birbiriyle konuşabilen, tartışabilen ailelerde bu tarz hiç istemediğimiz durumlarla karşılaşmıyoruz. Kendi fikrimizi savunmak, kendi hakkımızı savunmak, mitinglere gitmek, meydanlara gitmek gibi davranış şekillerinde hiçbir yanlış yok. Ancak işin aşırılığa kaçan artık zarar verme noktasına getirecek versiyona taşınması ve gençlerin maalesef bu manipülasyonlara çabuk kanmasının sebeplerinden bir tanesi aileyle istişarenin, danışmanın, onlarla farklı fikirlerde bile olsalar fikir alışverişinde bulunmanın eksikliğinden kaynaklanıyor." ifadelerini kullandı.
Öte yandan 'tek bir kaynaktan' bilgi akışına maruz kalmamanın önemine değinen Psikolog Gök, "Gençlerin kaynakları doğru yerlerden araştırmaları ve tek bir kaynaktan değil de farklı farklı kaynaklardan bilgi edinme alışkanlığının edinmiş olması oldukça önemli" diyerek şöyle konuştu:
"Tek bir fikre ait kanallardan besleniyorsanız, haber kaynaklarından besleniyorsanız o konunun fanatiği olabilirsiniz. Çünkü tek bir bakış açısı üzerinden insanları çok farklı bir şekilde, farklı fikirlere kanalize edebilir, etkileyebilir, onları manipüle edebiliriz. Dolayısıyla lütfen farklı farklı kaynaklardan aklına, bilgisine güvendiğiniz, farklı zihinlerde, farklı fikirlerdeki uzmanların görüşlerini dinleyin ve ardından kendi filtreniz olsun. Yani kendi filtresinden geçmemiş, yalnızca sosyal medya üzerinden gördüğü bir paylaşım ile harekete geçen, sokağa çıkan gençler maalesef kullanıldılar. Bu sadece bu son yaşadığımız olay üzerinden değil, tarih boyunca pek çok sefer karşılaştığımız ve üzücü sonuçlarıyla hepimizin yüzleştiği bir durum. Dolayısıyla belki en başta bunu söylemekte fayda var."
GENÇLERDE EN SIK KARŞILAŞILAN PROBLEM: AŞIRILIK VE DÜRTÜSELLİKGençlerde aşırılık ve dürtüsellik konularının çok sık karşılaşılan bir problem olduğuna da dikkat çeken Psikolog Gök, "Bir de gençlerde ve çocuklarda da çok sık gördüğüm bir sorun var; dürtüsellik. Evet, çocuklarda dürtüsellik bir miktar belli bir yaşa kadar normaldir ancak günümüzde çoğu kişide dürtüsellik çocukluk dönemindeki gibi devam etmekte. Meydanlardaki bakıldığında gördüğümüz tablo şu ki gençler ya çok öfkeliler ya da hiç umurlarında değil eğlenmeye gelmiş gibiler. Kendini gerçekten doğru ifade edip, evet ben şuna karşıyım o yüzden buradayım deyip sakince bekleyen ve orada bulunmuş olmakla görevinin yaptığını düşünen bilinçli bir toplum değil de daha çok oraya sanki bütün kötü ve negatif duygularını atmaya gelmiş gibi gruplara rastlıyoruz. Öfkemizi uçlarda tepkiye çevirmeden olabildiğince saygılı şekilde ifade etmeyi de öğrenmemiz lazım." dedi.
"DUYARSIZ VE TEPKİSİZ OLUNMASININ SEBEBİ BEN MERKEZCİLİK"Duyguların uçlarda yaşanmasının yalnızca öfke olarak değil 'duyarsızlık' olarak da ortaya çıktığını dile getiren Psikolog Gök, özellikle Gazze'de yaşanan insanlık suçuna karşı sessizliğin sebebini şu sözlerle değerlendirdi:
"İfrat ve tefrit arasındayız. Bir yanda sokaktaki gençleri görüyoruz bir yanda da hiçbir şeyi umursamayan, evlerinde oyunlarını oynayan ve sosyal medyada vakit geçiren gençlerden bahsediyoruz. Hiçbir şey için endişe etmiyorlar. Öyle ki bu çocuklar gelecekleri için de dünyanın bir ucunda yaşanan vahşet için de kendi ailesinde, mahallesinde ve ülkesinde yaşanan hiçbir şey için endişelenmiyor ve ilgilenmiyor. Bunlar çok fazla sorumluluğun verilmediği, bir şeyleri elde etmek için emek sarf etmeyen çocuklar ve tabii ki doğal olarak o şekilde de gençler ve yetişkinler oluyorlar. Gazze'de insanların katlediliyor olması, bebeklerin, çocukların öldürülüyor olması yalnızca biraz önce duyduğunuz cümle olarak kalıyor onlarda. Çünkü orada bir duyarsızlaşma, bir ben merkezi hal var. Yıllardır Gazze'de süren bu katliama ve vahşete dair bu kadar duyarsız olunmasının sebeplerinden biri olarak da ben gençlerdeki bu uçlarda tepki verme, normal tepki verememe ve dürüstselliğe bağlıyorum."
Editor : Eshahaber