Dev Wall Street bankası Goldman Sachs, en kıdemli personelinin "dinlenmesi ve şarj olması" için ihtiyaç duydukları kadar izin almalarını sağlayacak yeni bir politika başlattı.
Banka, geçen ay çalışanlarına ilettiği bir notta, ortakların ve genel müdürlerin "sabit bir tatil günü hakkı olmadan gerektiğinde izin alma" konusunda özgür olacaklarını söyledi. Financial Times'ın haberine göre, söz konusu değişiklik 1 Mayıs'ta uygulamaya konulan yeni esnek tatil planının bir parçası niteliğinde.
Pandemi boyunca 100 saatlik haftalık çalışma saatlerinin çok yorucu olduğunu ve elden geçirilmesi gerektiğini iddia eden genç bankacılarsa sabit sayıda ücretli izin gününe bağlı kalmak zorunda kalacaklar ve her yıl en az iki ekstra izin günü alacaklar.
En son planlara göre Goldman, işletmenin tüm seviyelerinde personelin 2023'ten itibaren her yıl işten en az üç hafta izin almasını talep edecek. Bu izinlerin en az biri ise ardışık izin günlerini içeren haftalardan oluşacak.
Banka, yeni planların ayrıntılarını bölgesel bazda iletmeyi planladığını personeline açıkladı.
Söz konusu hamle Goldman Sachs’ın sözleşme bankacılığı personeli için harcadığı miktarı %66 oranında azaltmasının ardından geldi. Sözleşme bankacılığı alanındaki düşük performansın ardından dev Wall Street bankası yakın zamanda ikramiyeler için harcamalarını düşüreceğinin sinyallerini vermişti.
Goldman Sachs CEO'su David Solomon bu ayın başlarında yaptığı bir açıklamada pandemi sonrası çalışma düzenine değindi ve bankanın ABD ofislerine şahsen katılımının %50 ila %60 arasında kalması nedeniyle personelin tamamının ofise geri dönmesinin yıllar alabileceğini belirtti.
CNBC ile yaptığı röportajda, ABD yatırım bankasının patronu, daha fazla personelin ofisten çalışmasını sağlama kampanyasının hala devam eden bir çalışma olduğunu söyledi. Ofislere şahsen katılım oranı farklı bölgelerde ise eşit değil. Solomon, Avrupa ofislerinde ofise dönüşlerin ABD'den daha yüksek olduğunu, Goldman'ın Asya'daki ofislerinde %100 katılımın sağlandığını belirtiyor.
Solomon 2 Mayıs tarihli CNBC’deki röportajında, “Biz genel olarak insanların bir araya gelmesini istiyoruz. Biliyorsunuz ki bu zaman alacak. Davranışsal değişimler genellikle zaman alır. Ben de önümüzdeki birkaç yıl içinde organizasyonumuzun genel olarak bir araya geleceğini düşünüyorum” ifadelerine yer verdi.
Finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre, küresel finans kurumlarında Y Kuşağı personel için devam eden yetenek savaşları uzun bir süredir bankaların gündem maddeleri arasında. Geçtiğimiz yıl Goldman Sachs’taki genç analizlerin uzun çalışma saatleri ve mesleki deformasyon konusunda şikayetlerini sosyal medyaya sızdırmasının ardından dünya çapında “Büyük İstifa” dalgası olarak da bilinen bir hareket başlamıştı.
Çalışanların ardı ardına istifa etmesini durdurmayı amaçlayan finans kurumları yetenekli personeli korumak ve kadrosunu genişletmek amacıyla yüksek maaş ve yeni sosyal imkanlar sunma konusunda rekabeti sürdürüyor. The Sunday Telegraph’ın haberine göre, Goldman Sachs konuyla ilgili paylaştığı 22 Nisan tarihli notta “çalışanların refahı ve esnekliği desteklemek için çeşitli avantajlar ve teklifler sunmak” konusunda kararlılıklarını vurguladı.