CHP'li Gömeç belediyesinin imar izniyle zeytinliklerde doğa katliamı! Çevreciler neden susuyor?
GALERİNİN DEVAMI
olarak Akbelen Ormanları’yla ilgili çevrecilik duyarı kasarak Türkiye’nin yeraltı zenginliğinin ülkeye katma değer sağlamasının önüne geçmeye çalışan CHP’li belediyeler, kendi bölgelerinde çevre talanını sessiz sedasız sürdürüyor.">
alan Gömeç ilçesindeki zeytinlikler ranta kurban ediliyor. Dünyanın en kaliteli zeytinyağının çıkarıldığı Gömeç’teki Keremköy Mahallesi’nde çevre katliamı yaşanıyor. Keremköy’de her yıl binlerce ağacın yok edildiği, yerlerine beton blokların yükseldiği belirtiliyor.">
lüks villalar yükseliyor. Bölgedeki inşaatların arasında kökünden sökülerek molozların arasına atılan zeytin ağaçları dikkatlerden kaçmıyor. Ağaçlara önce budama adı altında kıyım yapıldığını söyleyen köylüler, kuruyanların ise kökten söküldüğünü anlatıyor.">
‘AFİŞ DÜŞTÜ’ GERÇEK YÜZÜ GÖRÜNDÜCHP’li belediye şikayetlere rağmen çevre katliamı yapılan yerlere imar izni veriyor. Gömeç belediye binasına “Zeytinime Dokunma” afişi asan CHP’li başkan Mehmet İrem Himam’dan şikayetçi olan köylüler, zeytinliklerin imara açılmasından dert yanıyor.
">
değil inşaatın başlamasıyla en kötü bir yıl içinde katledilen zeytinlik alanda yükselen villaları içinde oturulabilir hale getiriyorlar. Belediye doğru dürüst altyapısı bile olmayan yerlere imar izni veriyor.” ifadelerini kullanıyor.">
için var gücüyle mücadele ettiklerini anlatıyor. Çevre örgütlerinin destek vermediği, muhalefet kurmaylarının yanlarına uğramadığı, CHP’li belediyelerin suskun kaldığı Keremköy’deki talanla ilgili muhtar Ali Top, şunları söylüyor:">“Aslında bu katliam 10 yıldan bu yana başladı. Ama son 3-4 yıldır inanılmaz süratlendi ve tam anlamıyla zirve noktasına geldi. Şu anda katledilen binlerce zeytin ağacının yerine betonlar yükseliyor.
Çok değil, inşaatın başlamasıyla en kötü bir yıl içinde katledilen zeytinlik alanda yükselen villaları, içine oturulabilir hale getiriyorlar. Biz ise Keremköy Muhtarlığı olarak zeytinlik alanlar içerisinde kepçe vurulan her yeri anında yetkililere şikayet ediyoruz. Ama memurlar ya da amirler gelip tutanak tutuyorlar ama bir daha bize geri dönüş yapmıyorlar. Bu inşaatlar her zaman devam ediyor ve biz buna engel olamıyoruz. Biz, sadece o inşaatı yetkililere şikayet etmekle kalıyoruz.”
gibi görünüme sokuyorlar. Oysa bu bir budama şekli değil. Bakıldığında ağaçların resmen katlediğini görebilmek mümkün. Şu anda içinde bulunduğumuz zeytinlik alan bir şeylere hazırlanıyor. Çok belli. Çünkü böyle bir budama uygulaması şekli yok.” diyor.İnşaat firmalarının kanuni izinlerle bölgeye gelip, tahrip edilen zeytin tarlalarına temel attıklarını kaydeden Ali Top, şunları belirtiyor:
">“Muhtarlığı ikinci plana atıyorlar. Adam belediyeden yasal izinleri aldığını söylüyor. Belediyeye gidiyoruz, yasal izinlerin alındığını öğreniyoruz. O dakikadan sonra da biz muhtarlık olarak hiçbir şey yapamıyoruz. Yapılan işin arkasını arayamıyoruz. Yine şikayet ediyoruz ama sonuç alamıyoruz.”
KÖYLÜLER İSYAN EDİYOR KİMSE DUYMUYORKeremköy halkının yaşanılan zeytin ağaçlarına yönelik katliam karşısında adeta isyan edercesine tepkili olduğunu anlatan Muhtar Ali Top, şöyle devam ediyor:
">“Halk isyanda. Çünkü dedelerinden kalma zeytinlikleri var bu bölgede. Bu inşaatların yapıldığı büyük zeytinlik alanlar ise köylünün değil. Daha önceden üç-beş kuruşa insanımızdan alınmış yerler bunlar. Ama sonuç olarak bugün herkes bu zeytin ve zeytinyağı fiyatlarının fahiş yüksekliğinden şikayetçi. Ama zeytinlik alanlara yönelik böylesi büyük katliamlar sürdükçe, insanlarımız yiyebilmek için bile zeytin ya da zeytinyağı bulamayacaklar.
Bu durum sadece mahalle halkını değil, bu yok edilişi gören mahalle dışından buraya gelip bu manzarayı gören herkesi ziyadesiyle üzüyor. Dedelerimiz, babalarımız burada yok edilen zeytin ağaçlarından elde ettikleri gelirlerle ekmek parası kazanmışlar. Şimdi ise manzara bu. Nasıl üzülmeyelim ki?”
HÜKÜMET İMAR İZNİ YETKİSİNİ BELEDİYELERDEN ALSINDevlet yetkililerine seslenen Keremköy mahalle muhtarı Ali Top, sözlerini şöyle noktalıyır:
">“Devletimizden para kazanma hırsıyla gözü dönmüş zihniyetlerin elinden bu zeytinlikleri kurtarabilmek için acil önlemlerin alınmasını talep ediyoruz. Zeytinlik alanlarda inşaat yapılabilme izinlerinin yerel belediyelerin elinden alınarak bir birim kurulmasını, takip edilip, denetlenmesini ve hatta yasaklanmasını bekliyoruz. Çünkü bu zeytin ağaçları bizim köyümüzün malı. Bu bölgedeki ak toprakta yetişen zeytinler, denizden gelen poyraz rüzgarıyla harmanlanarak dünyanın en kaliteli zeytinyağının bu bölgeden çıkmasını sağlıyor. Dünyanın en kaliteli zeytinin üretildiği bu alanlarla ise gelişigüzel yapılan bu inşaatlarla tam anlamıyla talan ediliyor.”
AK PARTİ'DEN TEPKİAK Parti Gömeç İlçe Başkanı Eşref Uslu, "Belediye başkanı yaşananlara sessiz kalıyor, çünkü inşaatlara izin veren kendisi, kıyımın sorumlusu kendisidir. Başkan çıkıp etrafına bir baksa binlerce dönüm zeytinliğin yok olduğunu gerecek" diye konuştu.
">
ÇEVRE ÖRGÜTLERİ SUSPUSSöz konusu maden çalışmaları olunca ortalığı ayağa kaldıran, çalışma bölgelerine ülkenin her yerinden eylemci taşıyarak "yerel halk tepkili" algısı oluşturan sözde çevreci kuruluşlardan Gömeç'teki tabiat katliamına karşı tepki sesi yükselmiyor.
Ne TEMA Vakfı, ne Greenpeace, ne de diğer yurt dışı ve CHP fonlu oluşumlardan Gömeç'teki zeytinlik kıyımına ses çıkarılmıyor.
">HABER7
Son olarak Akbelen Ormanları’yla ilgili çevrecilik duyarı kasarak Türkiye’nin yeraltı zenginliğinin ülkeye katma değer sağlamasının önüne geçmeye çalışan CHP’li belediyeler, kendi bölgelerinde çevre talanını sessiz sedasız sürdürüyor.
Balıkesir’in Edremit Körfezi’nde yer alan Gömeç ilçesindeki zeytinlikler ranta kurban ediliyor. Dünyanın en kaliteli zeytinyağının çıkarıldığı Gömeç’teki Keremköy Mahallesi’nde çevre katliamı yaşanıyor. Keremköy’de her yıl binlerce ağacın yok edildiği, yerlerine beton blokların yükseldiği belirtiliyor.
Kesilip yok edilen zeytinlik sahalarında lüks villalar yükseliyor. Bölgedeki inşaatların arasında kökünden sökülerek molozların arasına atılan zeytin ağaçları dikkatlerden kaçmıyor. Ağaçlara önce budama adı altında kıyım yapıldığını söyleyen köylüler, kuruyanların ise kökten söküldüğünü anlatıyor.