Türkiye ekonomisi, yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 3,9 büyüdü. Büyüme verisini yorumlayan iş dünyası temsilcileri "Dinamik reel sektörü, basiretli yönetimi ve insan kaynağıyla Türkiye'nin önü açıktır" yorumunda bulundu.
BÜYÜME SÜRECİ ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE DE SÜRECEK
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği'nden (MÜSİAD) yapılan açıklamada, Türkiye İstatistik Kurumu, bu yılın üçüncü çeyreğine (temmuz-eylül) ilişkin gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) sonuçlarını paylaştı. Buna göre Türkiye ekonomisi yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 3,9 büyüme kaydetti.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Asmalı, Türkiye ekonomisinin 2022 yılı 3’üncü çeyreğinde yüzde 3,9 büyüyerek pozitif büyüme eğilimini üst üste 9’uncu çeyrekte de sürdürdüğünü belirtti. Yüksek seyreden jeopolitik risklere ve yavaşlayan küresel ekonomiye rağmen, Türkiye ekonomisinin dinamik ve esnek yapısı sayesinde dünya ve G20 ortalamalarının üzerinde büyümeyi başardığını ifade eden Asmalı, şunları kaydetti:
"Salgın sonrası tedarik zincirlerinde yaşanan sorunların henüz tam anlamıyla bertaraf edilemediği bir dönemde patlak veren Rusya-Ukrayna Savaşı, toparlanma evresindeki küresel ekonomik konjonktürü oldukça olumsuz etkilemiştir. Gelişmiş ülkelerde resesyon ve stagflasyon senaryolarının konuşulduğu böylesi zorlu bir ortamda ekonomimizin büyümeye devam etmesi, Türkiye’nin dış şoklara karşı bağışıklığını ne denli güçlendirdiğinin bir ispatıdır. 3’üncü çeyrekte verisi açıklanan G20 ülkeleri içerisinde Suudi Arabistan, Endonezya ve Meksika’nın ardından 4’üncü sırada yer alan Türkiye, aynı dönemde yüzde 3,9 büyüyen Çin’le aynı sırayı paylaşmış; yüzde 2,4 büyüyen İngiltere’yi, yüzde 2,1 büyüyen Avro Bölgesi’ni, yüzde 1,8 büyüyen ABD’yi ve yüzde 1,3 büyüyen Almanya’yı ise geride bırakmıştır."
Asmalı, "MÜSİAD olarak, bu motivasyonla gireceğimiz 2023 yılında da Türkiye ekonomisinin sanayicilerimizin omuzlarında yükselemeye devam edeceğine, bu bağlamda millî ekonomimizin üretim, ihracat ve istihdam odaklı büyüme sürecinin önümüzdeki dönemde de süreceğine yürekten inanıyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
"GSYH İÇİNDE SANAYİ BÜYÜMESİNİN PAYININ ARTTIRILMASI GEREKİYOR"
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Erdal Bahçıvan, yaptığı yazılı açıklamada, üçüncü çeyrek büyüme verilerini değerlendirdi.
Son dönemlerde sanayiden ve sanayi ihracatından güçlü bir şekilde beslenen büyüme oranlarında, yurt dışı kaynaklı gelişmeler başta olmak üzere, farklı olumsuz nedenlerden kaynaklanan bir ivme kaybı olduğunu gözlemlediklerini belirten Bahçıvan, şunları kaydetti:
"Bu ivme kaybını, özellikle İSO Türkiye İmalat PMI verilerinin son aylardaki belirgin düşüşünde de maalesef açıkça görmekteyiz. Yine de açıklanan üçüncü çeyrek büyüme verilerini Türkiye ekonomisinin dinamizminin bir göstergesi olarak değerlendirirken, nitelikli büyümenin korunması için GSYH içinde sanayi büyümesinin payının arttırılması gerektiğinin altını çizmek isteriz.
Bahçıvan şöyle devam etti:
"Ayrıca, bu olumsuz dönemde bile sanayimizin yatırım ihtiyacının ve sanayicimizin yatırım motivasyonunun hala oldukça yüksek olduğunu hatırlatmak istiyorum. Böylesine kıymetli bir iklim şansını ve fırsatını, ülkemizin geleceğine yönelik olarak olumlu değerlendirmemiz gerektiğini özellikle vurguluyorum."
TÜRKİYE EKONOMİSİ DOĞRU BİR ROTADA GELİŞİMİNİ SÜRDÜRÜYOR
Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, Türkiye ekonomisinin temmuz-eylül döneminde yüzde 3,9 büyüdüğünü belirterek, "Küresel ekonomide büyümenin yavaşladığı, resesyon tehlikesinin sürdüğü bu dönemde Türkiye'nin büyüme performansını koruması, bağışıklığının güçlü olduğunun göstergesidir" dedi.
Gürsel Baran, yazılı açıklamasında, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından duyurulan yılın üçüncü çeyreğine ilişkin gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) verilerini değerlendirdi. Reel sektörün dinamizm ve dayanıklılığının küresel ekonomide yaşanan risklerin Türkiye ekonomisine yansıma oranını azalttığına dikkati çeken Baran, şunları kaydetti:
"Küresel ekonomide büyümenin yavaşladığı, resesyon tehlikesinin sürdüğü bu dönemde Türkiye'nin büyüme performansını koruması, bağışıklığının güçlü olduğunun göstergesidir ancak küresel sistemin geldiği yapı itibarıyla hiçbir ülke dış etkilerden bağımsız şekilde ekonomik büyümesini belirleyemez. Dünya ekonomisindeki yavaşlamanın Türkiye ekonomisine ivme kaybettirmesi kaçınılmaz görünüyor. Bu gerçeği göz ardı etmemek gerektiği gibi karamsar tablo çizmek de doğru değil. Türkiye ekonomisi zaten doğru bir rotada gelişimini sürdürüyor. Bu süreçte katma değerli üretimi teşvik etmek, bunu sağlayacak yatırımları desteklemek, büyümenin devamlılığına katkı sağlayacaktır. Dinamik reel sektörü, basiretli yönetimi ve insan kaynağıyla Türkiye'nin önü açıktır."
Editor : Eshahaber