Kanada Dışişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan ve diplomatik misyonlarda görev yapanlara verilen brifing notunda, Havana Sendromu olarak bilinen gizemli hastalık semptomlarını izlemeleri tavsiye edildi.
Kanada resmi haber ajansı CP’nin, Bilgi Edinme Yasası kapsamında elde ettiği notlarla hazırladığı haberine göre, bakanlık, Eylül 2021'de Ottawa'da üst düzey bakanlık yöneticileri, yurt dışındaki tüm diplomatik misyonların şefleri ve büyükelçiliklerde çalışan diğer federal görevlilerle brifingler gerçekleştirdi.
Dışişleri Bakanlığı, dünya genelindeki dışişleri personeline, semptomların ve endişelerin nasıl bildirileceğinin ana hatlarını içeren bir mesaj yayınladı.
Buna göre bakanlık, Kanadalı diplomatlardan, baş ağrıları, hafıza kaybı, konsantre olamama, bilişsel ve görme sorunları, gürültü duyarlılığı, baş dönmesi, mide bulantısı, uyku bozuklukları, ruh hali değişiklikleri ve burun kanamaları gibi zorlukları raporlamalarını istedi.
Bakanlık; sendromun kaydedildiği 2017'de Havana’daki Kanada Büyükelçiliğinde görevli on beş Kanadalıya; "edinilmiş beyin hasarı" teşhisi konduğunu doğruladı ancak en son gerçekleşen 2021'deki brifinginde yeni vaka olup olmadığını güvenlik gerekçesiyle açıklamadı.
Küba'da görevliyken gizemli hastalığa yakalanan Kanadalı diplomatların bir kısmı, sorunun ortaya çıkması üzerine geri çağrılmış ve bu diplomatlardan bazıları da 21,1 milyon dolarlık tazminat davası açmıştı.
Adını ortaya çıktığı Küba'nın başkenti Havana'dan alan gizemli hastalık, ilk olarak 2016-2017 yıllarında Küba'da görev yapan Kanadalı ve ABD'li diplomatlar ile ailelerinde görüldü.
Ülkedeki diplomatik personel ve aileleri, baş dönmesi, denge ve duyma kaybı, anksiyete ve "bilişsel sis" diye nitelendirdikleri semptomları bildirmeye başladı.
Bu kişiler, bir anda çevredekilerin duymadığı şekilde gürültüler duyduklarını ve ardından baskı ve titreme hissettiklerini belirtti.
Gizemli hastalık Küba ve ABD yönetimi arasında gerginliğe yol açtı
ABD'de o dönem görevde olan Donald Trump yönetimi, söz konusu vakaların ortaya çıkmasının ardından Küba'yı sonik saldırılar yapmakla suçladı. Küba yönetimi söz konusu iddiaları kesin bir dille reddetti.
Söz konusu olay iki yönetim arasındaki gerginliği tırmandırdı ve Washington yönetimi Eylül 2017'de ülkede ikinci derecedeki personelinin büyük bölümünü geri çekti. Kanada da aynı şekilde Küba'daki diplomatlarının sayısını azalttı.
ABD Bilimler Akademisi tarafından Aralık 2019'da yayımlanan bir raporda, söz konusu hastalığa, yönlendirilmiş mikrodalga radyasyonunun yol açmış olabileceği ancak henüz net bir çıkarım yapılamayacağı belirtildi.
SSCB, aynı radyo frekanslarını 50 yıldan uzun süre önce ABD'ye karşı kullanmış
Raporda, atımlı radyo frekans enerjisi olarak da nitelendirilen mikrodalga radyasyonu saldırılarının 50 yıldan uzun süre önce Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği (SSCB) tarafından ABD'ye karşı silah olarak kullanıldığı da anımsatıldı.
Bu arada American Merkezi Haberalma Teşkilatı CIA tarafından 20 Ocak’ta yapılan açıklamada, Havana Sendromu'nun düşman bir güç tarafından ABD’li diplomat ve casusları hedef alan küresel bir kampanya olmadığı sonucuna varıldığı duyurulmuş, açıklama söz konusu hastalığa yakalananlar arasında hayal kırıklığına neden olmuştu.
Rapora tepki gösterenler, CIA’in bulgularının geçici bir değerlendirme olarak kabul edilebileceğini ve Savunma Bakanlığı gibi konuyla ilgilenen diğer kurumlarla koordineli olmadığını iddia etmişlerdi.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, 13 Ocak’ta, gizemli hastalığa yakalananların sayısının giderek arttığını ve konu ile ilgili araştırmaların sürdüğünü belirtmişti.
KAYNAK : AA
Editor : Eshahaber