Sabah Gazetesi yazarı Bercan Tutar, bugün kaleme aldığı "Ne DEAŞ ne de Trump" başlıklı yazısında ABD'de peş peşe gerçekleşen "terör" saldırılarının ardından seçilmiş Başkan Donald Trump'ın "Amerika'yı şiddet yanlısı pisliklerden tamamen temizleyeceğim. 20 Ocak'ta görüşmek üzere" diyerek meydan okuması sonrası ABD'yi bekleyen yeni dönemde neler yaşanabileceğini ele alarak 2025 yılında ABD'nin gerçek sorununun ne olacağını açıkladı.
TİCARET SAVAŞININ FİŞEĞİ ATEŞLENDİ
Trump'ın göreve başlamasıyla birlikte Batı ve ABD'yi daha zor bir geleceğin beklediğini söyleyen Tutar, Trump'ı 'Derin ABD'den çok Çin'in saldırılarının zorlayacağını söyledi. Çin'in ABD'de gerçekleşen saldırılarla eş zamanlı olarak savunma devleri Lockheed Martin ve Boeing Defense'in de aralarında bulunduğu 28 ABD şirketine ihracat kontrolü uygulayacağını açıkladığını hatırlatan Tutar, bu hamlenin yeni ticaret savaşının işaret fişeği olduğunu belirtti.
Bercan Tutar kararın zamanlamasının da tesadüf olmadığına dikkat çekerek şu ifadelere yer verdi;
Zira Trump seçim kampanyasında Çin yapımı mallara yüzde 60 gümrük vergisi koymayı ve Çin yatırımlarının daha sıkı denetlenmesini defalarca vaat etmişti. ABD'nin ateşine ateşle karşılık veren Çin ticari stratejiyi sıfır toplamlı bir oyun olarak algılayan Trump'a göre hamleler yapıyor.
TRUMP ÖNCEKİ DÖNEMDE KÜRESEL EKONOMİYİ ETKİLEMİŞTİ
Trump'ın önceki döneminde uyguladığı ticaret engelleriyle küresel tedarik zincirine ağır darbeler vurduğunun altını çizen Tutar, "2025'te dinamikler değişti ama hafiflemedi. Küresel ekonomi zaten enflasyonist baskılar, enerji güvensizliği ve savaş hayaletiyle boğuşuyor. Dünyanın en büyük iki ekonomisi arasındaki ticaret savaşı bu zorlukları daha da kötüleştirecektir." ifadelerini kullandı.
Tutar, ABD Başkanı Joe Biden'ın geçtiğimiz gün bazı Çinli firmalara yatırım yapan Amerikalı kuruluşlara karşı aldığı yeni hukuki ve cezai yaptırımların iki dev arasındaki ticaret savaşını daha da kızıştıracağını belirterek "ABD tarifeleri ve cezaları artırırken Pekin ise yeni finansal kısıtlamalar getirerek savaşa savaşla karşılık veriyor. Üstelik her iki ülke de sadece ekonomik hâkimiyet için değil aynı zamanda ideolojik üstünlük için de yarışıyor ve çatışmayı demokrasi ile otoriterlik arasındaki bir savaş olarak çerçeveliyor." dedi.
Alevlenen ticaret savaşının ABD ve Çin arasında sınırlı kalmayacağını ve diğer ülkelerinde de bu durumdan payını alacağını söyleyen yazar, özellikle gelişmekte olan piyasaların yaşananlardan en çok etkilenen ülkeler olacağını ifade etti.
ŞİMDİLİK ÇIKIŞ YOLU YOK
Yaşanan ticaret savaşından şuan için bir çıkış yolu görünmediğini söyleyen Tutar, ABD'nin iç borcunun 36 trilyon doları geçtiğini hatırlatarak, Trump'ın ABD'de yaklaşan mali felaketin direksiyonundaki şoförden farksız konumda olduğunu belirtti. Tutar, 2025 yılı için ABD'nin en büyük sorununun ne DEAŞ, ne Trump ne de Ukrayna, Rusya, Suriye, Panama, Kanada, NATO, BM, Almanya veya Fransa olmadığını gerçek sorunun ekonomi olacağını söyledi.
Tutar, "Asıl sorun ABD'nin dış yatırımlar ile federal borçları arasındaki uçurumun hızla büyümesi. Bir bakıma cari hesap dengesizliği. Zira şimdiye kadar ABD imkânlarının ötesinde çılgınca yaşadı. Artık hesap verme zamanı. Çin'in ticari darbeleri kuşku yok ki Imperium Americana'nın maruz kaldığı askeri, ekonomik ve jeopolitik krizleri hem içeride hem dışarıda daha da derinleştirecektir." ifadelerini kullandı.
Editor : Eshahaber