BARTU EKEN / KANAL7 DIŞ HABERLER SERVİSİ
Erivan, işgal altındaki Karabağ'ı özgürleştirme operasyonları kapsamında Azerbaycan Ordusu'nun sağladığı başarıların ardından, iç siyasetini ve dış ilişkilerini yeniden değerlendirme sürecine girdi.
Paşinyan yönetimi bu bağlamda, demokratik bir yönetim, ekonomik refahın gelişmesi ve ordunun güçlendirilmesi için atılacak adımları belirlemeye başladı.
Gerçekleştirilen istişareler kapsamında, alınan karar, Ermenistan'ın NATO'ya ve Avrupa Birliği'ne yakınlaştırılması oldu.
Bu kararı uygulamak için de şahince bir yön değişikliğine gidildi.
Ermeni lider Paşinyan, Rusya liderliğindeki Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'ne üyeliğini dondurduğunu açıkladı.
Erivan yönetimi, KGAÖ'nün Ermenistan için başarısız olduğunu açıkça ifade etti.
Paşinyan "Kolektif Güvenlik Anlaşması, Ermenistan açısından özellikle 2021 ve 2022 yıllarında hedeflerine ulaşamadı. Bunu görmezden gelemezdik. Artık pratik anlamda bu anlaşmaya üyeliğimizi dondurduk. Bundan sonra ne olacağını görmemiz gerekecek" açıklamasında bulundu.
Rusya'nın ve KGAÖ'nün İkinci Karabağ Savaşı'nda Ermenistan'a yardım etmediğini söyledi.
Paşinyan ayrıca 14 Ocak'ta Davos'taki Dünya Ekonomik Forumunda yaptığı konuşmayla, dünyaya bir kez daha duyurdu ülkesinin yeni politikalarını.. "Geleneksel jeopolitik ayrımları aşmayı amaçlıyoruz" dedi.
Paşinyan'ın açıklaması, Azerbaycan ve Türkiye olan gerginliğin sonlandırılması için yaptığı bir çağrı olarak da yorumlandı.
ERİVAN'DAN YUMUŞAMA AÇIKLAMASI
Erivan'ın "yumuşama" açıklamaları bununla sınırlı kalmadı.
Ermenistan hükümeti somut bir adım olarak, Azerbaycan ve Türkiye arasındaki kara bağlantısını sağlamaya hazır olduklarını belirtti.
Hükümet, Türkiye sınırında 2, Azerbaycan sınırında ise 5 kontrol noktası kurma teklifinde bulundu.
Ermenistan'ın NATO'ya yaklaşma politikalarına art arda yeni hamleler eklendi.
Paşinyan önce Fransa'yı ziyaret ederek Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Savunma Bakanı Sebastien LeCornu ile görüştü.
Ermenistan ordusunun modernizasyonu hakkında nasıl bir ilerleme sağlanabileceği ele alındı.
Fransız kurmaylar, Ermenistan'ın NATO standartlarında bir orduya kavuşması gerektiğini değerlendirdi.
Karabağ Savaşı sırasında kullanılan Sovyet tipi askeri araçların, bilhassa da eski tip hava savunma sistemlerinin Bayraktar SİHA'ları başta olmak üzere modern Türk envanterlerine direnemediğine dikkat çekildi.
İki ülke arasındaki anlaşmada somut adımlar da atıldı.
Düşman uçaklarının tespitini sağlayacak üç adet Thales Ground Master (GM 200) radarı Ermenistan'a hibe edildi.
Lecornu ayrıca Ermenistan'a kısa, orta ve uzun menzilli hava savunma sistemleri vermeye hazır olduklarını açıkladı.
Ermenistan'a ayrıca "Bastion" tipi zırhlı personel taşıyıcılar da verildi.
Fransa ile gerçekleştirilen görüşmelere, kısa süre içinde Atina'yla yapılan temaslar da eklendi.
Paşinyan Yunanistan'ı ziyaret ederek Yunan lider Kiriakos Miçotakis ile bir araya geldi.
İkili ilişkiler görüşüldü, Ermeni ordusunun modernizasyonu için atılacak adımlar değerlendirildi.
Kısa bir süre sonra da Yunanistan Savunma Bakanı Nikos Dendias Ermenistan'a iade-i ziyarette bulundu.
Hali hazırda, 31 Ağustos 2021'de Ermenistan, Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesimi, Üçlü Savunma İşbirliği Programı'nı imzalamıştı..
Program, üç ordunun ortak eğitim tatbikatları yürütmesini, uzmanlık paylaşımını ve askeri işbirliğini teşvik ediyor..
ERİVAN ADIM ADIM NATO'YA YAKLAŞIYOR
19 Mart'ta NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'in Ermenistan ziyareti ise Batı'yla Erivan arasında bir ilk niteliğindeydi...
Stoltenberg'in ziyaretinde, Ermenistan'ın ittifaka yaklaşımının olumlu olduğu değerlendirmesi yapıldı.
5 Nisan'da Brüksel'de gerçekleşen Avrupa Birliği Zirvesi'nde Ermenistan'a yönelik 270 milyon euroluk yardım kararı alınması da dikkat çekici.
Bu zirveye Azerbaycan'ın davet edilmemesinin de altını çizmek gerekiyor.
Toplantıda ayrıca ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken da hazır bulunarak Paşinyan ile görüşme gerçekleştirdi.
Ayrıca, Papikyan'ın, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Joseph Borrell'e gönderdiği bir mektupta silah desteği istediği ortaya çıktı..
Avrupa Birliği ise Azerbaycan ve Ermenistan arasında barışa katkıda bulunmak yerine taraflı bir tutum sergileyerek Bakü'yü dışlıyor.
Erivan'ın Batı'ya yönelmesiyle birlikte, Moskova ile arasında yaşanan diplomatik gerilim de günden güne artıyor..
Rus Barış Gücü askerleri Askeran, Ağdere, Şuşa ve birçok bölgede askeri gözlem noktalarını boşalttı.
Kremlin bölgedeki nüfuzunun azalması tehdidi gölgesinde, gelişmelerle ilgili sert açıklamalarda bulundu.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova "Batı, Rusya ile Ermenistan'ın arasındaki ilişkileri bozmaya çalışıyor" dedi.
"Azerbaycan, Ermenistan, Türkiye, Gürcistan ve İran arasında bir çatışma yaratmayı hedefliyor" ifadelerini kullandı.
Paşinyan yönetimi içinse "bölgede yangın çıkartmak için bir araç" benzetmesi yapıldı.
RUSYA GELİŞMELERİ YAKINDAN İZLİYOR
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in konuyla ilgili sessizliği de dikkat çekiciydi.
İlk açıklamayı Paşinyan ile görüştüğü Avrasya Ekonomik İşbirliği Zirvesi'nin ardından yaptı.
"Bölgesel güvenlik sorunlarını değerlendireceğiz" diyerek kısa bir yorumda bulundu.
Görüşmenin ardındansa iki ülke arasında herhangi bir anlaşmaya imza atılmadı.
Ermenistan yönünü batıya çevirmişken, son dönemde bölgenin eski ve önemli aktörü Ermeni Apostolik Kilisesi'nden Paşinyan karşıtı adımlar gelmeye başladı.
Kilise yönetimi, Karabağ'daki yenilgi nedeniyle Paşinyan yönetiminin sorumlu olduğunu değerlendirdi.
Mevcut durumun ülkenin tarihî ve millî çıkarlarına zarar verdiği yorumunda bulundu.
Paşinyan'ın liberal ve Batı yanlısı politikalarıysa, geleneksel değerleri savunan Ermeni Kilisesi tarafından hoş karşılanmayan başka bir konu...
Paşinyan hükümeti, din ve devlet işlerini daha net bir şekilde ayırmaya çalışıyor ve bu durum Kilise tarafından bir tehdit olarak algılanıyor.
Kilise, Paşinyan'ın dinî kurumların etkisini azaltmaya yönelik adımlar attığını ve bu durumun Kilise'nin toplumsal üzerindeki etkisini zayıflattığını düşünüyor.
Ermenistan'da milliyetçi görüşe sahip halkın bir bölümü Paşinyan'ın yönetimine karşı olan güvenini yitirmiş durumda...
Bu güvensizlik ortamında Kilise, Paşinyan'a karşı muhalefetini daha yüksek sesle dile getiriyor.
Rusya'nın Ermeni kilisesiyle olan münasebeti ise yeni değil.
Moskova, tarih boyunca Ermeni toplumuna ve kilisesine çeşitli destekler sağlamış, özellikle Çarlık Rusyası döneminde Ermenilerin dini özgürlüklerini korumuştur.
Sovyetler Birliği döneminde, dini kurumlar genel olarak baskı altına alınmış olsa da, Ermeni Apostolik Kilisesi, Rusya'daki diğer kiliselere kıyasla nispeten daha fazla özgürlük alanına sahip olmuştur.
Sovyetler sonrası dönemde ise, Rusya ve Ermeni Apostolik Kilisesi arasındaki ilişkiler yeniden canlanmıştır.
Özellikle Rusya'daki Ermeni diasporası, Rusya hükümeti ile iyi ilişkiler sürdürmektedir.
Bu bağlamda Moskova'nın kilise ile olan yakın ilişkilerini, Ermenistan'ın NATO'ya yönelik adımlarını engelleme yönünde kullanabileceği değerlendiriliyor.
Bugüne kadar Ermenistan'ın Batı'ya yönelimini sessizlikle izleyen Kremlin'in planının Ermenistan'da milliyetçiliği körüklemek olduğu analizleri dikkat çekiyor..
Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan son olarak, Ermenistan'ın artık "tarihi Ermenistan" arayışını durdurması gerektiğini, Ermenistan'ın halihazırda Ermenilerin yaşadığı 29 bin 743 kilometrekare topraktan oluştuğunu söyledi.
Ülkesindeki aşırı sağcılar için "Erivan'ın merkezindeki bir kafede otururken Kars'ı hayal ediyorlar. Böyle düşünürlerse Erivan'ı da kaybederler." ifadelerini kullandı.
Editor : Eshahaber