Son zamanlarda imzalanan ve başlatılan girişimlerle Türkiye, İslam dünyasını en büyük ülkesi Endonezya'nın dikkatini çekmeye başladı. Türkiye ile İslam dünyasının en büyük ülkesi Endonezya arasındaki potansiyel işbirliğine dikkati çeken Türkiye'nin Cakarta Büyükelçisi Talip Küçükcan, "Endonezya'da şu anda Kalimantan eyaletinde yeni bir başkent inşa ediliyor. Bu başkente de çok ciddi yatırım imkanları var. Bütün bunlarda Türk şirketlerinin çok cazip olduğunu görüyoruz" dedi.
Küçükcan, Türkiye-Endonezya ilişkileriyle ilgili AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
280 milyonluk genç ve üretken nüfusu ile İslam dünyasının en büyük, dünyanın da 4'üncü büyük ülkesi olan Endonezya'nın, dünyanın jeopolitik ağırlığının Asya Pasifik'e kaydığı dönemde Türkiye için büyük ehemmiyete sahip olduğunu belirten Küçükcan, "Bu açıdan Endonezya ile Türkiye arasındaki ilişkilerin gözden geçirilmesi, yapısal reformlar yapılarak ilerletilmesi önemli." dedi.
Küçükcan, halihazırda Türkiye ile Endonezya arasındaki en önemli işbirliği alanının savunma sanayisi olduğunu, Türkiye'nin son yıllarda geliştirdiği teknolojilerin Endonezya'nın da dikkatini çektiğini dile getirerek, bu alanda yapılan anlaşmalarla Türk savunma sanayisi ürünlerinin Endonezya ordusunun envanterine girmeye başladığını söyledi.
Türkiye'nin altyapı hizmetlerinde çok iyi bir noktada bulunduğunu ve inşaat sektöründe dünyada ilk 50'ye giren şirketlere sahip olduğunu vurgulayan Küçükcan, şöyle devam etti:
"Endonezya, 2022 yılında 50 milyar dolar dış ticaret fazlası veren bir ülke ancak ülkedeki altyapı ihtiyaçları oldukça fazla. Bu konuda da Türk firmalarına yönelik bir teveccüh var. Bu, önemli bir işbirliği alanı. Diğer yandan Endonezya'da şu anda Kalimantan eyaletinde yeni bir başkent inşa ediliyor. Bu başkente de çok ciddi yatırım imkanları var. Yaklaşık 30-40 milyar dolara mal olacak bir proje. Bunun yüzde 20-25'ini Endonezya hükümeti kendisi yapıyor. Diğerlerini de uluslararası yatırımcılara açıyor. Yeni bir başkent demek altyapı hizmetleri demek, binalar demek, sulama, çevre, enerji demek. Bütün bunlarda Türk şirketlerinin çok cazip olduğunu görüyoruz."
Küçükcan, iki ülkenin 10 milyar dolarlık ticaret hacmine ulaşmayı hedeflemesine rağmen 3 milyar dolara kadar çıkabildiğini ve bunun 2,5 milyar dolarının Endonezya'nın, 500 milyon dolarının Türkiye'nin ihracatı olduğunu kaydetti.
"HAM MADDE ZENGİNLİĞİNDEN İKİ ÜLKENİN DE KAZAN KAZAN ŞEKLİNDE YARARLANMASI MÜMKÜN"
Kalkınmakta olan bir ülke olarak Endonezya'nın ham madde bakımından zengin olduğunu fakat enerji ihtiyacının bulunduğunu söyleyen Küçükcan, "Endonezya, ham madde zengini bir ülke. Örneğin; Türkiye, bugün TOGG diye bir marka üretiyor ve TOGG'un en önemli özelliklerinden biri elektrikli araç olmasıdır. Dünyada en fazla elektrikli araç üretilebilecek yerlerden biri de Endonezya. Neden? Endonezya'da nikel var. Nikel de çok önemli bir ham madde pillerin üretilmesi açısından. Bu ham madde zenginliğinden iki ülkenin de kazan kazan şeklinde yararlanması mümkün." diye konuştu.
Küçükcan, Türkiye-Endonezya ilişkilerinin 16. yüzyıla dayandığına ve iki ülke arasında hiçbir siyasi problem olmadığına, buna karşın bugüne kadar Endonezya'ya gereken değerin verilmediğine işaret ederek "Şimdi şartlar değişti. Nasıl ki Türkiye Afrika'yı keşfettiyse, nasıl ki Türkiye Latin Amerika bölgesi ile ilgili yeni bir politika geliştirdiyse aynı şekilde yeniden Asya'ya da açılmaya başladı." değerlendirmesinde bulundu.
"ARTIK YENİ DÖNEM BAŞLIYOR"
Türkiye'nin Avrupa, Orta Doğu, Türk cumhuriyetleri ve Balkanlar ile entegrasyonunun hızlı ve dinamik olmasının ekonomik ve güvenlik meselelerine de yansıdığını belirten Küçükcan, şunları kaydetti:
"Endonezya'ya baktığımızda nüfusunun bu kadar büyük olmasına, G20 ülkesi olmasına, ham madde zengini bir ülke olmasına ve Türkiye ile ilişkilerinin de aslında dediğimiz gibi çok olumlu bir zeminde olmasına rağmen çok derinleştiğini söyleyemeyiz. Ama artık yeni bir dönem başlıyor. Bu dönemde az önce bahsettiğimiz alanlar, buna ekonomi, eğitim, savunma sanayisi, ham maddelerin işlenmesi ve dünya pazarlarına aktarılması, belki ortak güvenlik şemsiyesinin kurulması açılarından baktığımızda çok önemli bir potansiyel Endonezya. Ama tabii bütün bu bahsettiğimiz olumlu havanın ilerletilebilmesi için ticareti artırmak, diplomatik ilişkileri ve üst düzey ziyaretleri sıklaştırmak zorundayız."
Küçükcan, geçmişte iki ülke arasındaki diplomatik ziyaretlerin son derece sınırlı olduğunun altını çizerek Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın temmuzda ASEAN Dışişleri Bakanları Toplantısı'na katılmak için Endonezya'ya gittiğini anımsatarak, bu toplantıda Endonezya makamlarının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı da ülkeye davet ettiğini, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un Asya Parlamenterler Birliği üyeliği çerçevesinde Endonezya'ya da ziyaret gerçekleştirebileceğini belirtti.
Geçmişte iki ülkenin birbirlerinin fikirlerine yeterince vakıf olmadığını dile getiren Küçükcan, Türkiye'nin Rusya-Ukrayna Savaşı gibi krizlerde oynadığı rolü gördükçe Endonezya'nın bölgeyi Türkiye üzerinden okumaya ve değerlendirmeye başladığını vurguladı.
Küçükcan, Birleşmiş Milletler (BM), İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), G20, D-8 ve MIKTA gibi uluslararası organizasyonlarda birlikte çalışan iki ülkenin son dönemde İslam karşıtlığıyla mücadelede BM ve İİT bünyesinde daha yakın çalışma iradesi gösterdiğinin altını çizdi.
Bütün dünyanın Asya'yı yeniden keşfettiğini söyleyen Küçükcan, "Gerek düşünce kuruluşlarımızda gerek üniversitelerimizde Asya-Pasifik bölgesini araştıran, Asya-Pasifik bölgesiyle ilgili bilgi üretecek beşeri sermaye ve kurumlara ihtiyacımız var. Daha yakın ilişkiler kurmak için o bölgeyi, dilini, kültürünü, siyasetini, tarihini, asgari dengelerini bilen bir yapı oluşturmamız lazım." ifadesini kullandı.
Editor : Eshahaber