Haber7 - ÖZEL
İsveç’in NATO’ya katılımıyla ilgili kararlı ve net duruşunu son ana kadar koruyan Türkiye’nin bütün beklentilerinin karşılanmasının yanı sıra savunma sanayii ambargolarının kaldırılıp AB üyelik sürecinin hızlandırılmasına dair kazanımlar elde edilmesiyle 3’lü mutabakat imzalandı. 5 maddelik mutabakat metniyle NATO, tarihinde ilk defa Terörle Mücadeleden Sorumlu Özel Koordinatör atayacak. İsveç’te Haziran ayında çıkarılan terörle mücadele kanunu aktif şekilde işletilecek. İsveç, Türkiye’ye uyguladığı bütün ambargoları kaldıracağı gibi ekonomik ilişkilerin tesisi konusunda ciddi adımlar atacak. AB üyeliğinin yanı sıra vize serbestisi ve Gümrük Birliği, Türkiye lehine revize edilecek. Ayrıca ilk kez bir NATO belgesinde FETÖ ve YPG terör örgütü olarak tanımlandı.
Üçlü zirvede alınan kararlar! Türkiye istediğini aldı! NATO tarihinde bir ilk
TÜRKİYE’Yİ NELER BEKLİYOR
İsveç’in NATO üyeliği için Başkan Erdoğan’ın ‘Meclis onayı’ vurgusu yaparak, “Onların kongresi varsa bizim de Meclisimiz var. TBMM’den geçmedikten sonra ‘ben dedim oldu’ diyemeyiz” sözlerini sarf etmesi ise farklı bir nüans olarak kayıtlara geçti. Peki Erdoğan’ın açıktan ‘onay’ sözünü kullanmayıp konuyu TBMM’ye havale etmesi ne anlam ifade ediyor? İsveç’in NATO’ya üyeliği TBMM’den geçer mi? Avrupa Birliği ve ABD’nin Türkiye’ye yönelik negatif yaklaşımı değişecek mi? Geçmişte Türkiye’ye verilen sözleri yerine getirmeyen Batı bloku yeni dönemde benzer sarmalı sürdürecek mi yoksa gerekli adımları atacak mı? HABER7, konunun uzmanlarına sordu…
PALABIYIK: TÜRKİYE BİR İLKİ BAŞARDI… ZİNCİRİ KIRDIK
Bitlis Eren Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adem Palabıyık, diplomatik ve stratejik başarı olarak nitelendirdiği mutabakatın Türkiye’nin kurucu aktör vasfını perçinlediğini söyledi.
Prof. Palabıyık, şunları söyledi:
“Bu kesinlikle diplomatik bir zaferdir. Türkiye ilk defa kendi problemlerini küresel mecraya taşıma başarısı gösterdi. Önceki süreçlerde Türkiye’ye uygulanan böyle baskıcı yaptırımlar, terör ve Türkiye’nin uluslararası arenada anlaşılamaması meselesiyle ilgili zincirleri Türkiye artık kırdı. Ankara artık kendi problemlerini siyasi anlamda kurucu aktör olma rolünü elde etti. Bu şu anlama geliyor: Dünyada yeni bir düzen oluşacaksa bu Türkiye’den bağımsız oluşacak bir düzen değil.”
Adem Palabıyık, “Türkiye’nin NATO nezdinde FETÖ ya da YPG gibi terör örgütleri dünyanın gündemine taşımış olması ikinci başarıdır. Bu hem diplomatik hem de stratejik başarıdır.” dedi.
İsveç'le uzlaşma nasıl sağlandı? Sürecin perde arkasında neler yaşandı?
Palabıyık, “Türkiye kendi yaşadığı sorunları artık dünya siyasetine entegre etme başarısına sahiptir. Terörle mücadele bağlamında veya siyasi kalkınma politikaları, tahıl koridoru gibi meselelerde artık Türkiye olmadan dünyada bir siyasi metodolojinin uygulanamayacağı netleşti.” ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE'NİN DİPLOMATİK DURUŞU SÖZLERİN YERİNE GETİRİLMESİNİ SAĞLAYACAK
Peki Türkiye’ye verilen sözler tutulacak mı? Akademisyen Adem Palabıyık’ın bu konudaki değerlendirmesi şöyle:
“Bundan sonra sözlerin tutulmasında Türkiye’nin rolü etkili olacak. Onlar muhtemelen kendi sözlerinin arkasında durmama ihtimallerini hesap etmişlerdir. Onlar kendi verdikleri sözlerle alakalı olarak yaptırımlara dayalı belki spesifik olarak bazı adımlar atabilirler. Çünkü Türkiye'nin daha fazla güçlenmesini istemeyeceklerdir. Burada Türkiye'nin hamleleri, onların verdiği sözlerin tutulup tutulmayacağını belirleyecek. Bu da yine Türkiye'nin diploması başarısının bir sonucu olacaktır. Yani Türkiye'nin diplomatik başarıları onların verdiği sözlerin tutulmasına sebep olacaktır.”
GÖKDAĞ: YETMEZ AMA EVET… IRAK TEZKERESİ HATIRLATMASI
HABER7’ye konuşan Yeni Türkiye Stratejik Araştırmalar Merkezi (YTSAM) Yayın Kurulu Koordinatörü Prof. Dr. Bilgehan Atsız Gökdağ, ABD ve Avrupa ile ilişkilere temkinli yaklaşılması gerektiğini vurguladı. Mutabakat metninin ‘yetmez ama evet’ düzeyinde olduğunu ifade eden Gökdağ, son merhalede Irak Tezkeresi hatırlatmasında bulundu.
YTSAM Uzmanı Prof. Bilgehan Atsız Gökdağ, şöyle konuştu:
“Her şeyden evvel Türkiye, coğrafi konumu itibariyle jeostratejik açıdan avantajlı konumda bir ülke. Bir Asya ve Avrupa ülkesi. Nüfus ve ekonomik güç bakımından potansiyel olarak dünyanın sayılı ülkelerinden birisi. Haliyle belirleyici bir role de sahip. İsveç’in NATO’ya üyeliğiyle ilgili alınan karar hayırlı uğurlu olsun diyelim. ABD ve AB devletleri Türkiye'nin İsveç'in NATO üyeliğine karşı durması konusunda rahatsızlığını bildiriyordu. Iki gün önce yine Biden, Cumhurbaşkanı Erdoğan'la bir telefon görüşmesi yaptı. Bugün de bu görüşmeler yapılacak ve ABD'nin hem F-35 projesinde, hem F-16’ların modernizasyonu projesinde Türkiye'ye karşı bir tavrı vardı. F-35 projesi Türkiye bizzat parasını vermesine rağmen satın alamıyordu. Ve ABD tabii ki Suriye'de bir uydu Kürt devletinin kurulmasına yönelik faaliyetler içerisinde ne yazık ki. Bütün bunlarda inşallah geri adım atmışlardır.”
Prof. Gökdağ, “Bazı terör örgütlerinin NATO belgelerinde yer alması, onların terörist olarak nitelendirilmesi noktası oldukça önemlidir. Fakat 15 Temmuz darbesinde NATO'nun da parmağı olduğunu herkes biliyor. NATO İsveç ve Finlandiya hususunda Türkiye'ye çok sıcak mesajlar verirken geçtiğimiz yıllarda ‘gerekirse Türkiye'siz yolumuza devam ederiz’ diyen de bir NATO’du. Ben biraz bu mutabakat metnini ‘yetmez ama evet’ şeklinde karşılıyorum.” sözlerini sarf etti.
Türkiye-İsveç-NATO anlaşması Batı basınında
Başkan Erdoğan’ın ‘Meclis onayı’ vurgusuna da değinen Bilgehan Atsız Gökdağ, şunları kaydetti:
“Batı'nın sözlerinde durup durmayacağını zamanın göstereceğini Geçmişe baktığımızda Batı çok da sözüne sadık bir tutum sergilenmiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan da bir TBMM onayı vurgusu yaptı. Cumhur İttifakı'nın TBMM’de sayısal çoğunluğu olduğu bir gerçek. Bakalım milletvekilleri ne tür bir tutum alacak? 2003 yılında ABD’nin Irak işgali konusunda konu Meclis’e bırakılmıştı. Ve TBMM’de Irak Tezkeresi’nde farklı tavır alınmıştı. Yine öyle olur mu? Görüp bakacağız.”
Editor : Eshahaber