Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Melek Gözde Luş, savaş ile ilgili haberlere maruz kalmış çocuklara savaşın nasıl anlatılacağı hakkında bilgi verdi. Yrd. Doç. Dr. Luş, "En önemli noktalardan bir tanesi şu; kavramlar hakkında açık ve çocuğun anlayabileceği bir şekilde konuşmaktır. Onun endişelerini anladığını anne-babanın dile getirmesi ve çocuğa güven vermesi çok önemli. Bu durum çocuğun kaygılarını çok önemli ölçüde azaltır" dedi.
ERGENLERİ YARGILAMAYIN
Yrd. Doç. Dr. Luş, özellikle ergenlik döneminde çocukların savaş ile ilgili haberlerle doğrudan ilgilenebileceğini belirterek şöyle dedi: "Aslında politik sorular bile sorabilirler. Kendi görüşünü anne-babasının görüşleriyle kıyaslamak, hatta tartışmak isteyebilirler. Anne-babanın aslında bu konularda ergenler ile konuşması, konuşmaktan çekinmemesi, hatta onu dinlemesi, yargılamaması, eğer kendisi gibi düşünmüyorsa, başka bir görüş bildiriyorsa kesinlikle yargılayıcı konuşmaması çok önemli."
UZUN TERAPİLER GEREKEBİLİR
Ergenlerin de küçük bir çocuk gibi bu görüntülerden etkilendiğini kaydeden Yrd. Doç. Dr. Luş, "Savaş ortamında yaşayan çocuklar çok daha ciddi travma atlatıyorlar. Şiddete maruz kalmış çocuklar gibi onların da erişkinlik dönemine kadar devam eden, travma sonrası belirtileri gösterdikleri çeşitli araştırmalarla kanıtlanmış. Bu nedenle belki de çok uzun sürecek birtakım terapilere ve tedavilere ihtiyaç duyabilirler" dedi.
SAVAŞ DEHŞETİ HUZUR VE UYKULARINI KAÇIRIYOR
YRD. Doç. Dr. Luş, yetişkinlerin bile dehşete düştüğü, dehşet içerisinde kaldığı ve oldukça kötü etkilendiği savaş ortamında çocukların sadece ruhsal olarak etkilenmediklerini de belirterek şunları anlattı: "Çocukların temiz suya, temiz yiyeceklere ulaşamadığı, açlıkla, susuzlukla, özellikle 5 yaş altındaki çocukların ölümle karşılaştığı savaş ortamında birinci öncelik; elbette çocukların fiziksel olarak sağlıklı olmaları, hayatta kalmaları, temiz suya ve yiyeceğe ulaşmalarıdır. Yetişkinlerde olduğu gibi çocukların da ruhsal dünyasında savaş oldukça önemli yıkım etkisi yaratır. Özellikle 5 yaş altındaki çocuklarda şiddet içerikli herhangi bir olayın hemen akabinde huzursuzluk, ağlama, her şeye aşırı tepki verme, hırçınlık, uykusuzluk, anne-babanın dediklerine uymama, her şeyi reddetme gibi bir takım olumsuz belirtiler görülüyor.
ÇOCUKLARI SAVAŞ HABERLERİNDEN UZAK TUTUN
YRD. Doç. Dr. Luş, 6 yaş ya da 7-8 yaş sonrası çocuklarla daha küçük çocuklar arasında fark olduğunu dile getirerek, şöyle dedi: "Ebeveynler olarak, çocukların soyut kavramları anlamadıklarını, savaşın da soyut bir kavram olduğu için buna anlam veremediklerini, gördükleri her şeyi sorabileceklerini hiçbir zaman unutmamalıyız. Önemli olan onlara doğru bilgiyi vermek, onların anlayabileceği bir şekilde konuşmak ve onlara güven vermektir. Savaş haberlerini izlemekten çocukları uzak tutmak, onları korumak, anne-babanın en önemli görevlerinin başında geliyor."
Editor : Eshahaber
ERGENLERİ YARGILAMAYIN
Yrd. Doç. Dr. Luş, özellikle ergenlik döneminde çocukların savaş ile ilgili haberlerle doğrudan ilgilenebileceğini belirterek şöyle dedi: "Aslında politik sorular bile sorabilirler. Kendi görüşünü anne-babasının görüşleriyle kıyaslamak, hatta tartışmak isteyebilirler. Anne-babanın aslında bu konularda ergenler ile konuşması, konuşmaktan çekinmemesi, hatta onu dinlemesi, yargılamaması, eğer kendisi gibi düşünmüyorsa, başka bir görüş bildiriyorsa kesinlikle yargılayıcı konuşmaması çok önemli."
UZUN TERAPİLER GEREKEBİLİR
Ergenlerin de küçük bir çocuk gibi bu görüntülerden etkilendiğini kaydeden Yrd. Doç. Dr. Luş, "Savaş ortamında yaşayan çocuklar çok daha ciddi travma atlatıyorlar. Şiddete maruz kalmış çocuklar gibi onların da erişkinlik dönemine kadar devam eden, travma sonrası belirtileri gösterdikleri çeşitli araştırmalarla kanıtlanmış. Bu nedenle belki de çok uzun sürecek birtakım terapilere ve tedavilere ihtiyaç duyabilirler" dedi.
SAVAŞ DEHŞETİ HUZUR VE UYKULARINI KAÇIRIYOR
YRD. Doç. Dr. Luş, yetişkinlerin bile dehşete düştüğü, dehşet içerisinde kaldığı ve oldukça kötü etkilendiği savaş ortamında çocukların sadece ruhsal olarak etkilenmediklerini de belirterek şunları anlattı: "Çocukların temiz suya, temiz yiyeceklere ulaşamadığı, açlıkla, susuzlukla, özellikle 5 yaş altındaki çocukların ölümle karşılaştığı savaş ortamında birinci öncelik; elbette çocukların fiziksel olarak sağlıklı olmaları, hayatta kalmaları, temiz suya ve yiyeceğe ulaşmalarıdır. Yetişkinlerde olduğu gibi çocukların da ruhsal dünyasında savaş oldukça önemli yıkım etkisi yaratır. Özellikle 5 yaş altındaki çocuklarda şiddet içerikli herhangi bir olayın hemen akabinde huzursuzluk, ağlama, her şeye aşırı tepki verme, hırçınlık, uykusuzluk, anne-babanın dediklerine uymama, her şeyi reddetme gibi bir takım olumsuz belirtiler görülüyor.
ÇOCUKLARI SAVAŞ HABERLERİNDEN UZAK TUTUN
YRD. Doç. Dr. Luş, 6 yaş ya da 7-8 yaş sonrası çocuklarla daha küçük çocuklar arasında fark olduğunu dile getirerek, şöyle dedi: "Ebeveynler olarak, çocukların soyut kavramları anlamadıklarını, savaşın da soyut bir kavram olduğu için buna anlam veremediklerini, gördükleri her şeyi sorabileceklerini hiçbir zaman unutmamalıyız. Önemli olan onlara doğru bilgiyi vermek, onların anlayabileceği bir şekilde konuşmak ve onlara güven vermektir. Savaş haberlerini izlemekten çocukları uzak tutmak, onları korumak, anne-babanın en önemli görevlerinin başında geliyor."
Editor : Eshahaber