CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun başörtüsünün yasal güvence altına alınması önerisi, 28 Şubat'ı yaşayan başörtülü kadınlar tarafından "seçim çalışması" olarak görülüyor ve konunun anayasal güvence altına alınması isteniyor.
28 Şubat dönemindeki başörtüsü yasağı nedeniyle Türkiye'de eğitim hakkı engellenen eğitimci Zehra Tunç ve avukat Gönül Yıldız, başörtüsünün yasal statüsüyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.
"GÖZ BOYAMA VE SEÇİM PROPAGANDASI OLMASI ÇİRKİN BİR ŞEY"
Tunç, Kılıçdaroğlu'nun başörtüsüyle ilgili yasa önerisini samimi bulmadığını ve konuyla ilgili anayasal düzenleme gerektiğini belirterek, "İlerleyen zamanlarda böyle bir sorunu tekrar yaşar mıyız, yaşamaz mıyız? Bu zihniyetin ayrımcılığına yeniden maruz kalır mıyız? Bunları açıkçası kestirebilmek çok zor. Dolayısıyla böyle bir düzenlemeye ihtiyaç olabilir. Fakat benim kanaatim, bu konunun yeniden gündeme getirilmesi, hem bir göz boyama hem de seçim propagandası olarak önümüze konulması çirkin bir şey." dedi.
Kılıçdaroğlu'nun 'başörtüsü' ikiyüzlülüğü: Yasal güvenceye alacağız dedi
İstanbul Üniversitesinde 1997'de öğrenci olduğunu ve 28 Şubat sürecini yaşadığını dile getiren Tunç, şöyle devam etti:
"Ben 1997'de İstanbul Üniversitesinde öğrenciydim ve o sene 28 Şubat sürecine yakinen şahit olmuş olduk. Açıkçası hayatımızla birlikte yaşamış olduk. Başörtülü olmam dolayısıyla okula kayıt bile yaptıramadım ve bırakmak durumunda kaldım. Pişman değilim tabii ki. Yine aynı şeyler olsa yine aynı kararı verirdim. Tekrar yaşanmasını tabii ki istemem ancak bu yasa tasarısı talebinin gösteriş amaçlı olduğunu anlayabiliyoruz. 'Başörtüsü mağduru' tanımlamasını da kabul etmiyorum. Biz asla başımız örtülü olduğu için mağdur olmadık. O dönemin zihniyetine maruz kaldığımız için mağdur olduk."
Tunç, başörtülüler için yasal düzenlemenin konuşuluyor olmasının aslında hala ayrıştırma söyleminin var olduğunu gösterdiğine dikkati çekerek, "Aslında başörtülü olmayanlar için herhangi bir yasa ya da anayasal bir düzenleme gerekmiyorsa bizim için de gerekmiyor olması lazım. Bu tamamen ayrıştırma söylemi gibi geliyor bana. Öte yandan, gelecek nesiller bununla yeniden muhatap olmamalı. Müslümanlar dinlerini kendi ülkelerinde rahatça yaşayabilmeli. Müslümanların kendi ülkelerinde rahat yaşayabilmeleri için dinlerini kolayca yaşayabilmeleri için diğerleri kadar haklarının korunabilmesi için böyle bir düzenlemeye ihtiyaç var ama bu aslında bizim ayıbımız. Keşke böyle düzenlemelere gerek olmasa ya da bunu gerektirecek olaylar hiç yaşanmasa." değerlendirmesinde bulundu.
"CHP HEP ÇÖZÜMÜN KARŞISINDA OLDU"
Avukat Yıldız, Türkiye'de başörtüsü meselesinin 28 Şubat'tan on yıllar önce başladığını hatırlatarak, şu ifadeleri kullandı:
"1960'lı yıllardan bu yana yaşanan bu başörtü problemi, ilk olarak 1967'de bir ilahiyat fakültesindeki öğrencinin okuldan çıkarılmasıyla başlayan bir süreçti. Buradan toplumun her kesimine yayılan bir yasaktan bahsediyoruz. Bu yasak ne zaman çözüme kavuşturulmaya çalışılsa CHP ve CHP zihniyeti bunun hep karşısında durdu. İmzalarla, Anayasa Mahkemesine yapılan başvurularla, açılan davalarla hep karşısında durdular."
Kadınların, başörtülü oldukları için hayatın her alanında mağdur edildiğine dikkati çeken Yıldız, "Özgürlüklerin her alanda olması gerekir. Bizler öyle yasaklarla karşılaştık ki hastanede kanser tedavisi gören hastalara bile yapılması gereken tedaviler uygulanmadı, başörtü yasağı sebebiyle. Ölümlere sebebiyet verildi. Dolayısıyla bunun her alanda serbest olması lazım. En güzel çözüm budur. Yasayla çözülebilecek bir mesele değil bu. Anayasal çözüm en mantıklısı, en doğrusu." şeklindeki görüşlerini paylaştı.
Yıldız, Kılıçdaroğlu'nun söz konusu hamlesinin sadece seçim çalışması olduğu değerlendirmesini yaparak, "Bugün gelip seçim zamanında insanların aklıyla oynamaya çalışıyorlar. Bu çok yanlış. Biz buna kanmadık. Kimin ne olduğunu çok iyi biliyoruz. Bu yalnızca boşa çaba. Eğer samimiyseniz çözüme destek verin." dedi.
Kılıçdaroğlu: Yüreği yeten peşimden gelsin
TARTIŞMA NASIL BAŞLADI?
Başörtüsü konusuyla ilgili tartışma, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 3 Ekim'de yayımladığı video ile başlamıştı. "Helalleşme açılımının" parçası olarak başörtüsüne yasal güvence sağlayacakları vaadinde bulunan CHP lideri, "Bizim de yanlışlarımız oldu geçmişte. Değişmeyi ve öğrenmeyi bildik. Şimdi bir sonraki aşamaya geçme zamanı. Bu meseleyi toplum olarak aşma, geride bırakma zamanı." ifadesini kullanmıştı.
Kılıçdaroğlu'nun bu sözlerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da "Yasal düzenlemeye ihtiyaç yok. Senin yanında hiç hukukçu yok mu? Bu işler aşıldı artık. Burada yapılması gereken bir şey var. Eğer samimiysen, eğer dürüstsen, gel anayasa değişikliğini yapalım ve bunu tamamen masadan kaldıralım." demişti.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde 10 Ekim'de yapılan kabine toplantısında da ele alınan konuda anayasal güvencenin sağlanması için çalışmaların başlatılacağı açıklanmıştı.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, dün başörtüsüne anayasal teminat sağlamak için hazırlanan taslak metnin Cumhurbaşkanı Erdoğan'a iletildiğini belirtmişti.
Editor : Eshahaber