Diyanet İşleri Başkanlığından yapılan açıklamaya göre Başkan Ali Erbaş, Birleşik Arap Emirliklerinin başkenti Abu Dabi'de düzenlenen İslam Birliği Zirvesi'nde konuştu.
Dünya üzerindeki Müslümanların aynı medeniyetin mensupları olduğunu belirten Erbaş, "Aynı geçmişe ve kültürel mirasa sahibiz. Zira Müslümanlar, Peygamber Efendimize gelen ilk vahiyden itibaren bir asır içinde İslam'ın rahmet mesajını, Afrika'dan Orta Asya'ya dünyanın pek çok yerine taşıdılar. Gittikleri coğrafyaları İslam'ın barış, merhamet, adalet ve güzel ahlak ilkeleriyle mamur ettiler. Devletler, medeniyetler kurdular. Dünyanın hemen her yerine ilim, irfan, bilgi, hikmet taşıdılar." ifadesini kullandı.
Ali Erbaş, son iki asırda dünyada her açıdan küresel boyutta hızlı değişimlerin yaşandığını ve bugün dünyanın devasa sorunların kuşatması altında, tarihinin en zor dönemlerinden birini yaşadığını aktardı.
Savaşlar, terör örgütleri ve salgın hastalıkların milyonlarca insanı kan, gözyaşı ve umutsuzluk girdabına sürüklediğini belirten Erbaş, yaşananlar karşısında inisiyatif almak, bir araya gelmek, istişare ve iş birliğiyle sorunları çözmek ve gelecek nesillere daha iyi bir dünya bırakmak için var güçle çalışmak gerektiğinin altını çizdi.
"Uluslararası araştırmalar ve bilimsel çalışmalar yapan akademiler kurmalıyız"
Erbaş, İslam coğrafyasının, küresel ölçekte maruz kaldığı fiili, siyasi, kültürel ve iktisadi meydan okumalara gereği gibi karşı koyamadığını belirterek, ırkçılığa ve İslam düşmanlığına dönüşen İslamofobinin, acil önlem alınması gereken bir konu olduğuna işaret etti.
İnanç karşıtı ya da inkarcı akımların ve ideolojilerin, algı operasyonları ve enformatik propagandalarla özellikle gençleri kuşattığını dile getiren Erbaş, Müslümanların kendi aralarındaki parçalanmışlık ve zihinsel dağınıklık neticesinde, İslam'ın küresel insanlık ilkelerinin de sahipsiz kaldığını belirtti.
Yaşanan sorunların ve insanlığın büyük krizlerinin, Müslümanları ümitsizliğe sevk etmemesi gerektiğini vurgulayan Erbaş, şunları kaydetti:
"Müslümanlar, 1400 yılı aşkın ilim ve medeniyet birikimiyle genç ve dinamik nüfusuyla yer altı ve yer üstü zenginlik kaynaklarıyla dünyanın en büyük imkanlarına sahiptir. Bizler bütün sorunlarımızı çözebilecek inanca, irfana ve medeniyet birikimine sahibiz. Kuran'ın ve sünnetin hakikatleri bütün açıklığıyla elimizdedir. Bize düşen bilgiyle hikmet ve tefekkürle yeniden öze dönmek, ortak zeminimizi sağlamlaştırmak, yüreklerimizi birbirimize açmaktır. Bilgiye, ferasete, şuura ve ahlaka dayalı bir hayat tasavvurunu geliştirmek ve güçlendirmektir. Çağın sorunlarına İslam düşüncesinden hareketle çözümler üretmek için iş birliği içinde, uluslararası araştırmalar ve bilimsel çalışmalar yapan akademiler kurmalıyız. İslam'ın evrensel ilkelerini ve Müslüman imajını zedeleyen terör örgütlerine karşı beraber mücadele etmeliyiz. Eğitimden aileye kadar her konuda özveriyle fedakarlıkla iş birliği içinde ortak çalışmalar yapmalıyız. İslam toplumları olarak bizler, kendi aramızda beraberlik ve dayanışmayı güçlendirdiğimizde, imkanlarımızı birleştirerek ortak çalışmalarımızı geliştirdiğimizde, coğrafyamızdaki ve dünyadaki birçok sorun kolayca çözülebilecektir."