Aralık ayı başlamasıyla son dönemin en tartışmalı asgari ücret maratonlarından biri yaşanacak. Kesin tarih henüz belli olmadı ancak kısa bir süre içinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, işçi tarafı olarak TÜRK-İŞ, işveren tarafı olarak ise TİSK’i, belirleyeceği tarihte toplantıya çağıracak. Bakan Vedat Işıkhan, 2024’ün tamamı için bir ücret belirleneceğini açıklamıştı. Kamuoyundaki yanlış algının aksine, geçen iki yılda da ücret artışı yılın tamamı için belirlendi ancak çok yüksek enflasyon artışı nedeniyle hükümet ara dönem için komisyonu toplayıp yeniden artış yaptı. Bakan Işıkhan’ın açıklaması, Temmuz ayı itibariyle ilave bir artış yapılmasına gerek kalmayacağı yönündeki görüşünü öne çıkarıyor. Sürecin başlamasıyla birlikte olası ücret seviyeleri de tartışılmaya başlandı. Tarafların hiçbiri resmi bir açıklama yapmadı. Komisyonun çalışma usulü nedeniyle Asgari Ücret Aralık ayının ikinci yarasında, çoğunlukla da ayın son 10 günü içinde belirlenebiliyor. Genellikle 4 oturumda yapılan görüşmelerin üçüncü oturumunda, Hazine ve Maliye Bakanlığı, TÜİK ve Hacettepe Üniversitesi’nden ekonomik durum ve geçinme, beslenmeye yönelik veriler alındıktan ve bunların tutarları hesaplandıktan sonra taraflar ücret seviyesi üzerinde tartışmaya başlıyor. Yine de hem genel enflasyon düzeyi, hem de TÜRK-İŞ’in açlık yoksulluk seviyesine yönelik analizleri yüzde 40’lar dolayında işçiyi ilgilendiren alanlardaki fiyat artışını işaret ediyor. Genel enflasyon Temmuz ayından bu yana yüzde 29,41’e ulaştı. Kasım ve Aralık aylarıyla bu oran yüzde 40’lara yaklaşacak.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu, işçi adına TÜRK-İŞ, işveren adına TİSK ve hükümet kanadından katılan 5’er üye ile oluşuyor. Komisyon ilk toplantısında çalışma takvimi ve usulü ile tartışılacak konuların yanında, komisyon çalışmalarına teşkil edecek beslenme ve geçinmeye yönelik analizler ile genel ekonomik duruma yönelik olarak TÜİK, Hacettepe Üniversitesi ve Hazine Maliye Bakanlığı’na resmi yazıların gönderilmesine yönelik prosedürü oluşturuyor. İkinci ve üçüncü toplantılarda da gündeme alınan konular tartışılıyor ve hesaplamaya konu olacak yazıların ulaşmasının ardından –ki genellikle üçüncü oturum öncesi ulaşıyor- taraflar taleplerini açıklıyor. Dördüncü oturumda ise doğrudan ücret önerileri üzerinden tartışma yapılıyor. Toplantı sayısına yönelik mevzuatta bir hüküm bulunmuyor ve taraflar çalışmaların seyrine göre daha az ya da daha fazla toplantı yapabiliyor.
Komisyonun resmi toplantı oturumları dışında tarafların özel toplantıları da olabiliyor. Nitekim geçmiş yıllarda tarafların Cumhurbaşkanı ya da Başbakan ile özel gayriresmi toplantılarında da ücret konusunda uzlaşmaya varılmış ve sonra komisyonda oylama haline getirilmişti.
Asgari ücret genellikle işçi ve işveren taraflarından birinin uzlaşmayı kabul etmemesi nedeniyle işçi-hükümet veya işveren-hükümet tarafı oylarıyla kabul ediliyor. Son yıllarda tam uzlaşma olması yönünde tarafların isteği arttığı için tam uzlaşmayla sonuçlanan görüşmeler de yaşandı.
GELİR VERGİSİ BEKLENTİSİ
2024 asgari ücret belirlenmesi öncesi işçi ve işveren tarafl arının uzlaşma içinde talep ettiği en önemli unsur gelir vergisi ayarlaması konusu oldu. Her iki taraf da çeşitli vesilelerle, yeniden değerleme ile artırılan gelir vergisinin yüzde 15’lik ilk diliminin yıllık tutarının Cumhurbaşkanı’nın yetkisini kullanarak daha yüksek oranda artırılması ve böylece asgari ücret alanlar ile daha fazla ücret alanların asgari ücret kadar kazançlarının vergi dışında kalan tutarının yükseltilmesini talep ediyor. Son yıllarda asgari ücretin dahi ilk dilim kazanç üst sınırını aştığı için asgari ücretlilerin ilave oluşan vergilerinin bütçeden karşılanması yoluna gidilmişti.
TÜRK-İŞ; “ENFLASYON DA OLMASIN ZAM DA YAPMAYIN”
En fazla işçi üyeye sahip konfederasyon Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) 24. Genel Kurulu’nda Başkan Ergün Atalay asgari ücrete yönelik sözleriyle dikkat çekti. Atalay’ın konuşmasında 2024’te uygulanacak asgari ücrete ara artış yapılması gerektiğini belirterek, geçtiğimiz günlerde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın, ara artışın gerçekleşmesine gerek kalmayacağı yorumuna yanıt verdi.
ARA ARTIŞ OLMAYACAKSA HİÇ ARTIŞ OLMASIN!
Ergün Atalay, yakın zamanda başlayacak asgari ücret belirlemeye yönelik çalışmalarda, işçi tarafı heyetine asgari ücretli sağlık, perakende, enerji sektöründen birer işçi ile karayollarında çalışan bir taşeron işçiyi dahil edeceklerini tekrarlayarak, bu işçilerin geçim koşullarını anlatacaklarını bildirdi. Enflasyona bağlı olarak ara artış yapılması gerektiğini vurgulayan Atalay, “Bu ücret başlangıç ücreti ama ülkemizde öyle bir noktaya geldi ki geçim ücreti oldu. Şimdi 11 bin 402 lira. Bakan Bey ‘Bu sene bir kere artış olacak.’ dedi. Hiç olmasın. Enflasyon da olmasın zam da yapmayın. Parayı ver, zam yap, neye yarıyor? Bu yıl Asgari Ücret Tespit Komisyonunun işçi heyetinde bir sağlık işçisi, bir kasiyer, bir enerji işçisi, bir de karayollarında kar temizleyen taşeron işçi yer alacak. Bu paraya nasıl geçinemediklerini anlatacaklar. Cambaz olsanız 11 bin 402 lirayla bir hafta geçinemezsiniz” diye konuştu.
GELİR VERGİSİNDE DÜZELTME İSTEĞİ
Asgari ücreti de ilgilendiren, genel olarak tüm çalışanların ödediği vergiyi de içeren gelir vergisi dilimlerinde ayarlama yapılması gerektiğini kaydeden Ergün Atalay, “20 bin lira ücret alan bir işçi sene sonunda vergi kesintisi nedeniyle 16 bin lira ücret alıyor. Ülkeyi yönetenlere sabah akşam bunu anlatıyoruz. Benim 20 bin liramdan 4 bin lirayı niye alıyorsunuz arkadaş? Çok alandan çok alın, az alandan az alın” diye konuştu.
ASGARİ ÜCRET GENİŞ KİTLELERİ İLGİLENDİRİYOR
Resmi kayıtlarda asgari ücretli sayısı yaklaşık 6,6 milyon kişi görünse de asgari ücretin çok az üzerinde ya da mesailerle daha fazla ücret alan kişiler dikkate alındığında, Türkiye’de çalışan çok büyük bir kitlenin ücretinin belirleyicisi asgari ücret durumunda. Asgari ücretin çok az üzerinde alanlar dışarıda bırakılsa dahi 16.4 milyon zorunlu sigortalının yüzde 40,24’ü asgari ücret alıyor. Bu çok yüksek oran aynı zamanda ülkenin genel ücret durumunun düşüklüğünü gösteriyor. Diğer yanda ise özellikle ihracatçı sektörlerde, düşük ve orta teknoloji dolayısıyla katma değeri düşük ürünlerin yoğunluğu ile tekstil ve bazı sektörlerde markalara fason üretimin yoğunluğu nedeniyle ücret seviyesi rekabeti etkiliyor. Asgari ücret, sosyal güvenlik ve işsizlik sigortası gibi çok sayıda yükümlülüğün artışına neden olması, yanında özel sektördeki toplu sözleşmelerin artış oranlarının dikkate alınmasında da etkisi bulunuyor.
ASGARİ ÜCRET ZAM BEKLENTİLERİ
Yüzde 30 zam yapılırsa 14 bin 822 lira
Yüzde 40 zam olursa 15 bin 962 lira
Yüzde 55 yapılırsa işçinin cebine 17 bin 673 lira girecek.
Editor : Eshahaber