MHP Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Karakaya, Kanal7 Ankara Temsilcisi ve Haber7 Yazarı Mehmet Acet'in sunduğu Başkent Kulisi'nde soruları yanıtladı. Karakaya'nın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
(MHP'de seçim sonuçları nasıl karşılandı? Beklediğiniz bir sonuç muydu?) Seçimden önceki süreçte özellikle anket firmaları sürekli anketler yayımladılar ama Türkiye'de ezelden beri gelen bir gerçek şu ki: Kamuoyu araştırmalarının önemli bir kısmı aslında kamuoyu yoklaması yapan birimler değil, kamuoyu yönlendirmesine tabi olan firmalar ya da araştırmacılar. Öyle bakınca bunların bu tür sonuçları yayımlaması son derece normal.
Milliyetçi Hareket Partisinin oy oranıyla ilgili bugüne kadar hiçbir tahmin tutmadı. Gerçekten ölçemiyorlar mı yoksa manipülasyon aracı olarak mı kullanıyorlar? Kamuoyunun takdirine.
1999 yılında barajın altında kalacak diye son gün yayınlar yapıldı, MHP'nin oyu yüzde 18'e çıktı. Hangi seçime bakarsak bakalım, MHP'nin ortalamadan hareket ettiğinde seçim sonuçlarında 3-4 puan fazla geldi.
Bu seçimde yüzde 5, 6 diyenler oldu. Hiç kimse MHP'nin yüzde 10'ların üzerinde olabileceğini konuşmadı.
Manipülasyon yapabilmeniz için 100 baz puan üzerinden dağıtım yapmanız lazım. MHP'deki oranlardan alıp başkalarına çok rahat aktarma yapabiliyorlar diye düşünüyorum. MHP ile ilgili sonuçlar tutmadığında şöyle bir tez geliştirildi: MHP'nin ankette oyları düşük çıkar ama sandıktan yüksek çıkar. Yani izahı kolay oluyor. Bu manipülasyona giren firmaların hepsinin ortak kanaati şeklinde önemli bir bahane oluyor. Bizim seçim çalışmalarında sahadan gördüğümüz, saha hiç öyle demiyordu. Saha hatta daha da iyi görünüyordu.
Bu sonuçlar iyi mi kötü mü? Anket sonuçlarına göre bakacak olursak neredeyse iki katı. Ben, buna rağmen MHP'ye bu anket sonuçlarının olumsuz etkileri olduğunu düşünüyorum.
SEÇMEN SANDIKTA NASIL MESAJLAR VERDİ?
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle devam edilmesi gerektiğini çok net bir şekilde ortaya koydu. Millet İttifakı, altılı masa; karşı blok tüm politikalarını güçlendirilmiş parlamenter sisteme bağladı. İki hususta birlikte oldular. Birisi Recep Tayyip Erdoğan karşıtlığıydı. Akla gelen tüm sorunlarda da Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini gösterdiler.
Bu sistem, Türk milletinin onayıyla geldi. 2018'de bu sistemi uygulamak için seçime gittik. Bu seçimde de millet Cumhur İttifakı'na oy vererek ikinci defa bu onayını vermişti. Bu, üçüncü onayı oldu.
Muhalefet, bu sistemi anlamadı. Sadece Cumhur İttifakı karşısında büyük bir proje ortaya koymaları gerekiyordu, bunun için de güçlendirilmiş parlamenter sistem dediler.
BAHÇELİ SEÇİMLE İLGİLİ NE DÜŞÜNÜYOR?
Sayın Genel Başkanımız değerlendirmelerini kamuoyuyla paylaştı. Milliyetçi Hareket Partisi, 2021 yılındaki büyük kurultayında Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı adayı olduğunu ilan eden ittifak içindeki ilk siyasi parti oldu. O günden itibaren biz MHP olarak tüm teşkilatlarımızla yoğun bir çalışma temposu içine girdik. Sayın Genel Başkanımız, siyasette bugün en tecrübeli şahsiyetlerden birisi. İleriyi öngörme noktasında geçmişte yaşadıklarımız gerçekten çok başarılı. Bizim belki kararlar alındığında anlayamadığımız ya da zor anladığımız birçok hususu zaman geçtikçe ne kadar doğru olduğunu da ifade etmiştik.
Cumhur İttifakı'nda hiç adaylık tartışması olmadı. Genel Başkanımız, MHP kimi aday gösterecek ya da kimi destekleyecek sorusuna ve kafa karışıklığına meydan bırakmadı.
MHP'NİN CUMHUR İTTİFAKI'NA DESTEĞİNDEN KAZANCI NE?
(Muhalefet koalisyon görüşmeleri yaptı, bakanlıkları paylaştı. MHP, herhangi bir pazarlık yapmadı. MHP'nin ittifakı desteklemekten kazancı ne?) 'Önce ülkem ve milletim, sonra partim'. Bunun temel açıklaması budur. Karşı tarafta 'önce partim' dediler. Millet 'önce ülkem ve milletim' diyene bakar. Neden 'önce partim değil' diyenler oldu. Ayrıldılar. Bugün İYİ Parti'ye gidenlerin önemli bir kısmının geçmişteki eleştirileri de bu yönde olmuştu.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde koalisyon yapısı yok. Bakanlık paylaşımlarına girilirse tekrar koalisyona dönülür, geçmişteki sıkıntılar devam eder.
Bu sistemde elbette yönetim güçlü, istikrarlı. Sebebi yüzde 50+1. Geçmişte yüzde 18'lerle, 20'lerle hükümetler kuruldu. Gelmesi kolaydı. Ama gitmesi de o kadar kolay oluyordu, hizmet yapması da sınırlı oluyordu.
MHP'DEN YAPILAN 'BANA YETER' PAYLAŞIMI
(Burada Bahçeli'nin vermek istediği mesaj nedir?) Önce ülkem ve milletim. MHP, önce ülkem ve milletim diyen siyasi anlayışa sahip, Türk milliyetçiliğini siyasi proje haline getirmiş bir siyasal hareket. Sayın Genel Başkanımızın seçimden sonra bu şarkıyla vermeye çalıştığı mesajı ben böyle okudum.
MHP'nin paylaşımı gündem oldu: Bu bana yeter
CHP'DE KILIÇDAROĞLU'NA DÖNÜK ELEŞTİRİLER
Günah keçisi bulundu. Sayın Kılıçdaroğlu üzerinden herkes kendini aklama derdine düştü. Politikaları hepsi birlikte üretti. Yapı, hepsinin verdiği kararla oluştu. Aday konusu biraz tartışmalı oldu. O boyuttan bakınca özellikle İYİ Partililer ve Sayın Akşener, 'Kazanamayacak aday olduğunu zaten söylemiştim' diyerek kendisini kurtarmaya çalıştı. Kimilerine göre de bunu söylerken adayı yıprattı. Masadan kalkmasaydı bu iş olacaktı diyenler de var. Burada hiç kimse masum değil. Büyükşehir belediye başkanları dahil.
CHP Grup Başkanvekili Günaydın: MYK'yla değişim olmaz
Gazeteci Bahar Feyzan, Kılıçdaroğlu'nu AK Partililere havale etti: Nükteli açıklama
Şaban Sevinç'ten Kılıçdaroğlu'na tepki: O kadar zavallıyız ki, kendimize acıyorum
Kimisi açıktan, kimisi alttan alta acaba Cumhurbaşkanı adayı olabilir miyiz çalışmalarını yaptılar. Sonuç itibariyle güçlendirilmiş parlamenter sistemi ana proje olarak ortaya koydular ve kaybettiler. Ama burada sadece Kemal Kılıçdaroğlu üzerinden bu işi yürütmeye çalışıyorlar. Çünkü Kılıçdaroğlu üzerinde yoğunlaşınca kendilerini bir şekilde taca atıyorlar.
28 Mayıs'tan sonra altılı masa ya da Millet İttifakı'nı oluşturan partilerin yönetimlerinin tasfiye sürecine gireceğini söylemiştim. Bu süreç başladı.
(İmamoğlu'nun yenilgide sorumluluğu var mı?) Tek bir kişiye ve sebebe bağlamak doğru değil. Alt alta yazılacak onlarca sebep vardır. İmamoğlu önemli bir aktör. Sayın Kılıçdaroğlu'nun aday olma sürecinde, Kılıçdaroğlu'nu yıpratma noktasında önemli görevler edindi. Mahkeme kararının ardından Saraçhane toplantısı yaptı, Anadolu'yu dolaştı. İmamoğlu, Cumhurbaşkanı adayı olma konusunda son derece istekliydi. 4 yıl geride kaldı; İmamoğlu, belediye başkanlığı yapmadı. Ankara'nın da 5 yılı gitti. İmamoğlu'yla ilgili önümüzdeki dönemde büyükşehir adayı olduğunda tekrar kazanamayacağı yönündeki kanaatler son derece yüksek. İmamoğlu'nun kendini taca atabilmesi için CHP Genel Başkanlığı'na gitmeyi, çevresindekilerin de yönlendirmesiyle 'ben varım' şeklinde mesajlarını iletmeye çalışıyor. Kılıçdaroğlu aday olmasa bile İmamoğlu'na onay vermeyecek.
Yüzde 25'lerde olan bir siyasi yapının MHP'den ayrılmış, AK Parti'den ayrılmış yapıları bir araya oturtması, bu oy seviyelerine ulaşması başarıdır.
Editor : Eshahaber