Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, katıldığı bir TV programında önemli açıklamalarda bulundu.
Bakan Nebati’nin açıklamaları şu şekilde: “Enflasyonun yüzde 85’lere çıktığı dönemde biz çok yüksek yaşadık, doğru, öngörülerimiz aralı kayından itibaren baz etkisiyle olsa da enflasyonun düşeceğine ilişkindi.
Türkiye tam bir enerji ithalatçısı olan bir ülke. 2020 yılında 28 milyar dolarlık ithalatta bulunmuşuz, 2021’de 54 milyar dolar, 2022’de 103 milyar dolarlık enerji ithalatımız var.
Bunun başlı başına böylesine bir ortamda zaman içerisinde hafifleyeceği ve aşağı yönlü hareket edeceğine ilişkin olarak almış olduğumuz tedbirlerle de kurdaki öngörülebilirliğin arttığı dönemde baz etkisiyle ama sonrasında almış olduğumuz makroihtiyati tedbirler, vazgeçtiğimiz vergilerle enflasyon aralık ayından itibaren düşme eğilimine devam edeceğine ilişkindi.
‘ENFLASYON AŞAĞI DOĞRU DEVAM EDİYOR’
Ocak ayında asgari ücrete yapılan yüksek artışlara rağmen enflasyonun geçen yıllara göre daha düşük seyretmesi, şubat ayındaki depremden sonra dahil enflasyonun minimalde kaldığını görüp makroekonomik tedbirlerden taviz vermediğimiz için bu ay enflasyon düşme eğilimini devam ettirerek aşağı doğru yoluna devam ediyor.
SOĞAN FİYATI NE ZAMAN DÜŞECEK?
Soğan mevsimsel şartlardan dolayı yüksek fiyatlara geldi, şu an yüksek fiyatta değil. Yeni ürünler çıkıyor, soğan fiyatları düşmeye başladı.
Soğana bel bağlayanların üretmeye çalıştığı algı var. Türkiye’de mevsimsel şartlardan dolayı fiyat oynamaları olur. Soğanın mutfak içerisindeki payın ne kadar olduğunu mutfaktaki kadın, aşçı çok iyi bilir. Elbette ki vatandaşın özellikle dar gelirli vatandaşımızın bu tür gıda maddelerinde fiyatların yükselmesinden kaynaklı görmüş oldukları etkinin en aza indirilmesi bizim görevimiz.
Biz emekli maaşlarında da artışa gittik. Bu ayın sonuna kadar sayın Cumhurbaşkanımız tarafından müjdesi verilen Karadeniz gazı faturalara yansımayacak.
Bu ay doğal gaz faturası ödemeyecek olan hanehalkı o miktarı başka bir şeyde değerlendirecek.
Bizim görevimiz soğanla ilgili bir sıkıntı varsa onu çözmek.
DÖVİZ KURLARI HAKKINDA
Dolar yükselecek 25 lira olacak diyenlere bizim cevabımız şuydu. Makroekonomik göstergelerden hiçbirisi dövizin o noktaya gitmesini karşılamıyor. 20 Aralık itibarıyla açıklamış olduğumuz Kur Korumalı Mevduat hesaplarının kullanılmasıyla döviz üzerindeki ataklar durdu. Döviz doğal sürecine girdi.
Onlar sosyal medya üzerinden propaganda yapıyorlar. Kur Korumalı Mevduat devam edecek. 31 Aralık’ta bitecek ama anlaşılıyor ki bunun diğer enstrümanlarla beraber özellikle seçim sonrası atacağımız adımlarla bir miktar daha kullanıp Türkiye’nin küresel etkilerden arındırıldığı, enerji fiyatlarının düşmesi gibi etkenlerle bizim döviz üzerindeki baskımızın azaldığı döneme kadar devam edebilir.
'DÖVİZDE RALLİ YOK'
Dövizde ralli olmasını beklemek kadar abesle iştigal bir şey yoktur. Olmasını gerektirecek bir durum yok. Dövizin öngörülebilir ve serbest piyasa koşulları içerisinde devam edeceğini ifade edeyim.
15 Mayıs itibarıyla hem serbest piyasa, hem bankalar hem Merkez Bankası açısından olması gereken dengenin hızlı bir şekilde geldiğini göreceğiz.
Dövizin fiyatının belirlenmesinin etkeni sadece dövize olan talep oluşturmaz uluslararası ekonomik konjonktür, kendi ülkenizle diğer ülkeler arasındaki enflasyonun döviz kurları üzerindeki etkisinin ne olduğu bilinmesi. TÜFE’nin reel değeri üzerinden veya ÜFE’nin reel değeri üzerinden değerlendirmek lazım.
‘DÖVİZ BEKLENTİLER DOĞRULTUSUNDA YÜRÜYECEKTİR’
Türkiye’de döviz fiyatları öngörülebilir, oynaklığın düşük olduğu, Türkiye gerçeklikleri doğrultusunda hareket eden bir seviyedir. OVP hedefleri doğrultusunda beklentiler doğrultusunda yürüyecektir.
Biz enflasyonun altında faiz uyguluyoruz. Marjımız enflasyonun düşmesiyle azalıyor. Batılı ülkelerde olduğu gibi enflasyonun altında faiz politikası uygulamaya devam edeceğiz.
MUHALEFETE FAİZ TEPKİSİ!
4 ayı aşkın süredir ben bunu dile getiriyorum. Ey muhalefetin en akıllı ekonomi uzmanları, size net soru soruyorum. Siz önünüzdeki süreçte faiz artırmadan yana mısınız, değil misiniz? Bunu açıklıkla ifade eden bir kişi çıktı mı? Şu anda hiç birisi söylemiyor.
Şu anda Türkiye’de tüm paydaşlar tarafından faizin yükselmemesi noktasında, düşük faizin içselleştirildiği bir dönemden geçiyoruz. Ayşe teyze de, patron da, çalışan da düşük faizin ülke açısından verimli olduğunu herkes gördü.
ABD’de bankalar iflas etti. Hiçbir banka finansal piyasalarda faiz artırımından yana bir tavır takınmaz.
Yüksek faizin ardından maliyetlerin artması, maliyetlerin artması sıkı para politikalarından dolayı atölyelerin kapanması, işsizliğin artması, büyümenin küçülmesi. Bunlar biz gelirsek artıracağız diyorlar. Bir defa büyüme yok demek.
KİRALIK EV FİYATLARI HAKKINDA
Biz Murat Beyle çok önemli adımlar attık. Kentsel dönüşümün gerçekleştirilmesi noktasında önemli şeyler sunuyoruz. Yarısını biz karşılarız, çok düşük faiz oranları ile 2 yıl ödemesiz 10 yıl-20 yıla kadar kredi veriyoruz. Düşük faiz oranları ile kredi veriyoruz ve burada bir çağrı yapıyoruz. Biz Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile ortak hareket ediyoruz. Belediyelerimize çağrı yapıyoruz lütfen vatandaşlarımızı ve müteahhitleri bir araya getirip sizde abilik yapın işlemi hızlı bir şekilde yapalım.
Ev fiyatlarının yüksek olmasının sebebi malum sadece petrol fiyatları yükselmesi çimentodan demir fiyatlarına kadar anormal artışlar olmuştu. Çok kısa bir süre içerisinde ev fiyatları dengeye gelecektir.”
Editor : Eshahaber
