Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kılıçdaroğlu'na tekrar söylüyorum: ya adaylığını açıkla ya da adayını açıkla. Bunu söylediğimden bu yana ortadan kayboldu." dedi.
Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Cemil Meriç'in, "Işık doğudan gelir" diye tarif ettiği büyük medeniyet atılımının membalarının Erzurum, Van, Diyarbakır, Mardin, Gaziantep, Hatay gibi şehirler olacağını belirtti.
Milletin doğusuyla batısıyla, kuzeyiyle güneyiyle yüreğini açıp, kendilerini beklediğini anlatan Erdoğan, "Yeter ki biz buna layık olalım. Yeter ki biz buna layık olacak gayreti, çalışmayı, mücadeleyi ortaya koyalım. Yeter ki biz eser ve hizmet siyasetimizi samimiyet ve tevazu ile taçlandıralım. Emin olun gerisi çok kolay. Bunun için önce 2023 seçimlerini zaferle neticelendirmeliyiz." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, böylece hem milletin 20 yıllık kazanımlarına sahip çıkacak hem 2023 hedeflerinden geri adım atılmasına izin vermeyecek hem de 2053 vizyonunu güçlendirecek bir başarı kazanacaklarını dile getirerek, "İnşallah 2023'ten sonra da 23 milyon üye hedefiyle daha çok çalışarak, vatan topraklarının her karışına izimizi ve terimizi bırakmayı sürdüreceğiz." ifadesini kullandı.
"Muhalefetin erken seçim filan istediği yok"
Milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin gelecek yılın aşağı yukarı bugünlerinde yapılacağına işaret eden Erdoğan, 2023 seçimleri için geri sayımın başladığını söyledi.
Her ne kadar muhalefetin, "erken seçim" lafları etmeyi sürdürse de seçim takviminin kendi mecrasında ilerlediğini vurgulayan Erdoğan, "Muhalefetin erken seçim filan istediği yok. Hatta bizim ülkemizde muhalefet, mümkünse hiç seçim olsun istemez. Çünkü bunlar herhangi bir sorumluluk üstlenmeden, sadece konforunu yaşayarak siyaset yapmaya alışmışlar. Milletin derdiyle dertlenmek, bölgesel ve küresel krizlerle boğuşmak, eser ve hizmet peşinde koşmak bunların yapacakları, yapmak isteyecekleri bir iş değildir." değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan, sel felaketinde İstanbul, Ankara ve İzmir'in halini gördüklerini kaydederek, "Herhangi bir altyapı çalışmaları var mı, yok. Hiçbir altyapı çalışmaları da olmadığı için bu felaketlerde bakıyorsunuz, birisi Bodrum'da seyahatte, öbürü Eskişehir'de seyahatte, öbürü nerede olduğu belli değil. Böyle garip bir yapı var. Bunlar dertli değil. Hani Neşet Ertaş diyor ya; 'Aşk ile koşan yorulmaz' diye. Bunların millet için, vatan için aşk ile koşmak diye bir dertleri de yok. Nitekim kazara bir sorumluluk altına girdiklerinde ortaya çıkan manzarayı hep beraber gördük." diye konuştu.
"Hoca'nın borcunu ödeme fıkrası gibi"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Her gün seçim lafı ettiği halde, daha adayının ismini zikredemeyenlerin derdinin ülkeye ve millete hizmet olmadığını anlamak için öyle çok da derin analizlere ihtiyaç yoktur. Her şey gün gibi ortada. Bir masa kurmuşlar ama avara kasnak misali buradan çıkan hiçbir siyaset, hiçbir karar, hiçbir irade mevcut değil. Şimdi sizlere Nasrettin Hoca'nın meşhur bir fıkrasıyla altılı masanın durumunu izah etmek istiyorum: Hoca ihtiyaca binaen komşularından birinden borç almak zorunda kalmış. Ancak daha vadesi gelmeden adam alacağı için Hoca'nın kapısını aşındırmaya başlamış. Yine bir gün adam borcunu istediğinde Hoca, 'Şu anda yok ama çok yakında ödeyeceğim' demiş. Buna rağmen adam bırakmamış Hoca'nın yakasını, 'Söyle Hoca, ne zaman, kimden bulup vereceksin borcunu' diye üstelemiş. Hoca, 'Bak komşu, kapının önüne çalı ektim.' Adam 'Niye' diye sormuş. Hoca, 'Koyun sürüsü geçerken yünleri çalıya takılacak' demiş. Adam 'Ee sonra' diye merakla sormuş. Hoca da 'Bizim hatun bu yünleri toplayacak, yıkayacak, tarayacak, eğirecek. Ben de götürüp pazarda satacağım. Senin paranı da işte o zaman ödeyeceğim' demiş. Bu cevap üzerine adam katıla katıla gülmeye başlayınca Hoca, 'Halden bilmez, gördün peşin parayı böyle gevrek gevrek gülersin değil mi?' demiş. Altılı masanın cumhurbaşkanı adayını belirleme meselesi de Hoca'nın borcunu ödeme fıkrası gibi ilerliyor. Güya seçim tarihi belli olsa, adayları hazır."
"Curcuna ittifakından başka ne beklenebilir ki"
Tarihi zaten belli olan seçimler için ortada aday olmadığına dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:
"Kendilerine 'Adayınızı nasıl belirleyeceksiniz' diye sorulduğunda Nasrettin Hoca'nın borç ödemesinden daha muğlak cevap veriyorlar. Önce 'Oturma sırasında anlaşabilirsek, bir araya geleceğiz' diyorlar. Sonra 'Başarabilirsek, ilkeleri, prensipleri, öncelikleri belirleyeceğiz' diyorlar. Ardından 'Uzun bir aday listesi çıkaracak, her adayın artılarını ve eksilerini tespit edeceğiz' diyorlar. Şayet masanın etrafındakilerden biri arıza çıkarmazsa, 'Uzun listeyi biraz daha kısaltacağız' diyorlar. 'Kısa listedeki adayları herkes, irtibat halinde olduğu yabancı büyükelçilere sunacak, onların icazetini ve kararını bekleyeceğiz' diyorlar. 'Tüm bunları atlattıktan sonra adayları tekrar görüşecek, tartışacak, yeniden masaya yatıracağız' diyorlar. 'Bu süreç içinde şayet seçimi kaçırmaz, sandığa gitmeyi de unutmazsak milletimizin huzuruna bir adayla çıkacağız' diyorlar. Velhasıl Nasrettin Hoca'nın ektiği çalılarla borcunu ödeme ihtimali, altılı masanın cumhurbaşkanı adayı belirleme ihtimalinden daha fazladır. Aylarca masada kimin nerede oturacağının kavgasını vermiş bir curcuna ittifakından başka ne beklenebilir ki..."
"Milletimiz bu abrakadabra siyasetinin defterini düreli çok oldu"
"Henüz kendi temel meselelerini çözmeyi beceremeyenlerin, milletimizin sıkıntılarına derman olması mümkün mü" diye soran Erdoğan, her hafta bir skandalla, kumpasla, siyasi ayak oyunuyla gündeme gelenlerin, değil seçimi, 2023'ü görmelerinin dahi muhal olduğunu dile getirdi.
Altılı masa tarafının "adaylarını açıklamama" stratejilerinden birinin de yıpranma korkusu olduğunun söylendiğini anlatan Erdoğan, "Neymiş? Şayet adaylarını bugünden ilan ederlerse bir sene içinde o isim yıpranabilirmiş. Bu nasıl aday ki ismi gündeme gelir gelmez hemen yıpranıyor? Bu nasıl aday ki millet tanıdıkça sevme, teveccüh etme yerine ondan soğuyor, sırt çeviriyor? Bu nasıl aday ki zaman geçtikçe güneşi görünce eriyen buz misali itibar ve zemin kaybediyor? Bu nasıl aday ki siyaset sahnesinde kaldıkça boyası dökülüyor, makyajı akıyor, gerçek yüzü ortaya çıkıyor. Bunun adı strateji değil, siyasi hokkabazlıktır, milleti kandırma gayretidir. Anlaşılan o ki; bunlar, defolu ürün satan gözü açık tüccar misali el çabukluğu ve katakulliyle adaylarını sandıktan çıkarabilme peşindeler. Şark kurnazlığı hesaplarıyla sadece kendi seçmenlerini değil, milletimizin tamamının basiret ve ferasetini hafife alıyorlar. Milletimiz bu abrakadabra siyasetinin defterini düreli çok oldu." görüşünü paylaştı.
Sandıkta seçmeni aldatmaya çalışanların aslında kendi çapsızlıklarını, kifayetsizliklerini ortaya döktüklerinin farkında olmadıklarını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Biz ise milletimize olan saygımız gereği yaptığımız çağrılarla bay Kemal başta olmak üzere CHP'yi ve altılı masayı bu cendereden, bu utanç girdabından kurtarmaya çalışıyoruz.
Bu arada Kılıçdaroğlu'na tekrar söylüyorum: ya adaylığını açıkla ya da adayını açıkla. Bunu söylediğimden bu yana ortadan kayboldu. Her gün bir kurumun kapısına dayanıyor. Her gün bir yerlere, 'Ya bana katılın ya önümden çekilin' diyerek kürsü yumruklayan, her gün bir başka yalan ve iftira üzerinden 'Hesaplaşacağız' diye höyküren, velhasıl daha düne kadar yere göğe sığmayan bu zatın sesi birden kısılıverdi. Gerçi yine kürsüye çıkıp bir şeyler söylüyor ama üzerinde, yüzünde, sesinde belirgin bir yılgınlığın, çekingenliğin, korkaklığın izini görmemek mümkün değil."
(Sürecek)
Editor : Eshahaber