İngiltere’nin en çok okunan gazetelerinden Daily Express'ten çarpıcı makale ele alındı.
14 Mayıs seçimlerinin ilk turuna yüzde 88 katılımın vurgulandığı yazıda, "birçok Avrupa seçimini gölgede bırakan bir rakam" benzetmesi yapıldı.
Seçim sürecinde, Batı medyasının servis ettiği endişe ve kaygı uyandıran senaryoların aksine, Türkiye'nin demokratik kurumlarının dinginliği ve profesyonelliği takdir edildi.
Seçimlerde Türk vatandaşlarının "demokrasiye bağlılığının gurur verici bir tablo ortaya çıkardığı" vurgulanırken ilk turun Başkan Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhur İttifakı'nın 21 yıllık iktidarına rağmen çarpıcı bir zaferin işaret fişeği olduğu ifade edildi.
Yazıda, Başkan Erdoğan'ın genç merkezli politikalara, kapsamlı sosyal refaha ve dönüştürücü sosyo-ekonomik reformlara güçlü bağlılığının seçmenlerde karşılık bulduğu belirtildi.
Deprem bölgesinden gelen ezici bir oranda oy alınmasını da, Erdoğan'ın vatandaşların ihtiyaçları söz konusu olduğunda bunu başarabilecek tek kişi olduğuna dair yaygın bir inancı yansıttığı vurgulandı.
BAŞKAN ERDOĞAN'IN NATO-RUSYA DENGESİ
Yazının devamında şu analizler yapıldı:
Bölgesel kırılganlığın yaşandığı bir dönemde, Erdoğan'ın güvenlik kaygıları konusundaki kararlı duruşu ve Ukrayna ile emsal teşkil eden tahıl anlaşması ve NATO ve Rusya ile benzersiz diplomatik dengesi gibi uluslararası siyasete proaktif katılımı, onun belirleyici bir lider olarak konumunu güçlendirdi.
Türkiye'nin kendi güvenlik kaygıları sıklıkla abartılı bulunsa da, Erdoğan'ın DEAŞ'a karşı NATO operasyonlarına olan bağlılığı kararlılığını koruyor. Bu da bölgesel istikrara olan tavizsiz bağlılığını gösteriyor.
MÜLTECİ KRİZİNE KARŞI ÇIKARCI DEĞİL İLKELİ DURUŞ SERGİLEDİ
Erdoğan'ın mülteci krizi konusundaki ilkeli duruşu, siyasi çıkarlar kullanmaması ve mültecileri tamamen güvende olana kadar ülkelerine geri göndermeyi reddetmesi, onun insani değerlere olan sarsılmaz bağlılığının altını daha da çiziyor.
Milliyetçi oyların yüzdesinin bu denklemde belirleyici konumda olduğunu not etmek önemlidir.
Buna rağmen Başkan Erdoğan milliyetçi popülizme meydan okudu ve seçimden sadece iki gün önce mültecilerle ilgili insani açıklamasını yaptı:
'Ülkeleri istikrara kavuşana kadar kimse benden aksini bekleyemez, bu bir defa zulüm olur.'
SEÇİM SONUÇLARI ERDOĞAN'A KARŞI PROPAGANDADAN ETKİLENMEDİ
Bu seçim sonuçları, Batı'nın Erdoğan'ı bir otokrat olarak betimleyen propagandayla taban tabana zıt bir şekilde, istikrara, güce ve hayallerine odaklanmış bir lidere değer veren çeşitli halk zümresini ortaya koyuyor.
Erdoğan'ın idaresi altındaki güçlü bir Türkiye, Avrupa'nın daha geniş çıkarlarıyla sorunsuz bir şekilde örtüşüyor.
İnsani sorunların üstesinden gelmekten güvenlik tehditlerini bertaraf etmeye kadar karmaşık görevlere katılmaya hazır ve zorlu bir ortak.
Bu gerçeği kabul etmek, Avrupa'nın sosyal medyadaki yanlış bilgi havuzunu delip geçmesini ve Erdoğan'ın eylemlerinin somut gerçeklerine ve bunların bölgesel ve uluslararası istikrar üzerindeki olumlu dalga etkilerine odaklanmasını gerektiriyor.
"TÜRKİYE KÜRESEL BİR GÜÇ"
Sonuç olarak, Türkiye seçimleri küresel topluluğa yankılanan bir mesaj verdi:
'Türkiye seçimleri küresel toplumda yankılanan bir mesaj verdi. Türkiye, Başkan Erdoğan'ın kararlı liderliği altında, yalnızca bölgesel bir güç merkezi değil, aynı zamanda küresel jeopolitik yapının önemli bir ayağıdır.'"
Editor : Eshahaber