Haber7.com yazarı Mehmet Acet son dönemde yaşanan ekonomik gelişmelere ilişkin bir yazı kaleme aldı. yazısında 2021 yılında elektrik, doğalgaz ve akaryakıta 165 milyar destek verildiğine dikkat çeken Acet, "Haziran ayında yapılan ek bütçe de 2022’nin kalan 6 ayı için 134 milyar lira yine elektrik ve doğalgaz desteği için ödenek ayrıldı. Bu kış, bir haneye 5 bin liralık doğalgaz faturası gelecekse, bunun 4 bin lirasını hükümet üstleniyor, sadece bin lirası faturaya yansıtılıyor olacak" dedi.
2021 yılında petrol ve türevi ürünler için 51 milyar dolarlık bir maliyet söz konusu iken, bu yılın daha ilk 7 ayında bu rakam 75 milyar doların üzerine çıktığı bilgisini paylaşan Acet, "Yıl sonunda 100 milyar doları bulacağından söz ediliyor" ifadelerini kullandı.
Ekonomide yaşanan pozitif gelişmelere de vurgu yapan Mehmet Acet, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'nin şu sözlerini hatırlattı:
“Geçen haftadan itibaren yabancı yatırımcılar hız kazandı. Doğrudan yatırımlar geliyor. Şu anda girişler oluyor. Her hafta Merkez Bankası açıklar. Geçen perşembe açıkladığı rezerve bakın, yarın açıkladığı rezerve bakın, sonraki haftaya da bakın. Bu iş başladı, devam edecek. Nereden geldiğinin önemi yok. Türkiye güvenilir bir ülke. Geçen haftadan itibaren Türkiye'ye akış hızlandı.”
Bir diğer güzel haberin de Türkiye'nin CDS puanından geldiğini aktaran Acet, Kısa süre önce 900’lerin üzerine çıkan CDS puanımız, 800’ün de altına gerileyerek 786’ya düştü" ifadelerini sözlerine ekledi.
İşte Mehmet Acet'in o yazısı:
Enflasyon ve hayat pahalılığı, bir süredir ekonominin bir numaralı sorun alanını temsil ediyor.
Enflasyonu, önce Kasım ve Aralık aylarındaki kur atakları, sonra da Ukrayna savaşıyla birlikte enerji fiyatlarındaki sert tırmanışlar tetikledi.
Hafta içi, TÜİK tarafından açıklanan enflasyon rakamlarının, aylık bazda bakıldığında ateşi biraz düşmüş olsa da, (%2,37) yıllık olarak yüksek seviyelerde seyretmeye devam ettiği (%79,60) görülüyor.
Enflasyon oranları bakımından dünyada negatif ayrıştık.
Bu net bir gerçek.
Ancak öbür taraftan büyüme oranları bakımından da pozitif şekilde ayrıştık.
2020’den itibaren, büyüme performansı anlamında dünyada sayılı ülkeler arasında yer alıyoruz.
BÜYÜYÜNCE NE OLUYOR?
Bu durum, hangi yaraya merhem oluyor diye soranlar için şöyle bir cevap verilebilir:
Büyüme sayesinde bütçe performansı gayet iyi gidiyor.
İlk 6 ayın toplamında bakıldığında, 98 milyar liralık bütçe fazlası yakalanmış durumda.
2022 bütçesi hazırlanırken, bütün yıl için 278 milyar bütçe açığı hedefinin konduğu dikkate alınırsa, bu performansın ne anlama geldiği daha iyi anlaşılabilir.
Evet, enflasyon var, bu durum ciddi bir geçim sıkıntısı üretiyor, ancak devletin büyümeye bağlı olarak gelirlerinin artması sayesinde maaş zamları, elektrik, doğalgaz destekleri vs. anlamında enflasyon canavarına karşı esaslı cevaplar da verilebiliyor.
Bir hatırlatma:
2021 yılı içinde elektrik, doğalgaz ve akaryakıt için 165 milyar lira destek verildi.
Haziran ayında yapılan ek bütçe de 2022’nin kalan 6 ayı için 134 milyar lira yine elektrik ve doğalgaz desteği için ödenek ayrıldı.
Bu şu demek:
Bu kış, bir haneye 5 bin liralık doğalgaz faturası gelecekse, bunun 4 bin lirasını hükümet üstleniyor, sadece bin lirası faturaya yansıtılıyor olacak.
YABANCI YATIRIM MİKTARINDA ARTIŞ, CDS PUANINDA GERİLEME
İşin aslı, 2021 sonbaharında Türkiye ekonomi modeli diye adı konulan modelin güncel sonuçlarına bakıldığında, ihracat, üretim, yatırım, istihdam anlamında gerçekten de iyi bir performansın yakalandığı görülüyor.
Örneğin, 2019’un bahar aylarında yüzde 14’lerin üzerine çıkan işsizlik rakamları, (2019 ortalaması %13,7) Mayıs 2022 itibarıyla yüzde 11’lerin altına geriledi. (% 10,9)
Ancak, enerji maliyetlerinin çok sert bir biçimde artması sonucu cari açıkta hedef tutturulamadı.
Şöyle bir rakam daha vereyim de, herkes ne olduğunu, nasıl bir durumla karşı karşıya kaldığımızı daha iyi fark etsin:
2021 yılında petrol ve türevi ürünler için 51 milyar dolarlık bir maliyet söz konusu iken, bu yılın daha ilk 7 ayında bu rakam 75 milyar doların üzerine çıktı.
Yıl sonunda 100 milyar doları bulacağından söz ediliyor.
Dolayısıyla, döviz getirici kalemler olarak ihracat ve turizmde gayet iyi bir gidişat olsa da, net enerji ithalatçısı bir ülke olarak (Petrolde %92, doğalgazda %98 dışarıya bağımlıyız) enerji maliyetlerinin alıp başını gitmesi yüzünden yıl sonu itibarıyla 40 milyar doları aşması beklenen bir cari açık sorunuyla karşı karşıya kalacağımız anlaşılıyor.
Ekonominin asıl zayıf karnı burası.
Yani, daha önce öngörülmeyen, 50 milyar dolar ilave enerji maliyeti.
Bu böyle iken, cari açığın finansmanı, ülkeye daha fazla nakit döviz akışını zorunlu kılıyor.
Başlığa taşıdığımız “Birkaç iyi haber” işte tam da bu bağlama oturuyor.
Evvelsi akşam Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati, A Haber’de katıldığı programda, “Türkiye, bu virajı nasıl alacak” sorusuna cevap arayan çevrelere duyurmak istercesine müjdeli haberler verdi.
Şöyle dedi:
“Geçen haftadan itibaren yabancı yatırımcılar hız kazandı. Doğrudan yatırımlar geliyor. Şu anda girişler oluyor. Her hafta Merkez Bankası açıklar. Geçen perşembe açıkladığı rezerve bakın, yarın açıkladığı rezerve bakın, sonraki haftaya da bakın. Bu iş başladı, devam edecek. Nereden geldiğinin önemi yok. Türkiye güvenilir bir ülke. Geçen haftadan itibaren Türkiye'ye akış hızlandı.”
Bu güzel bir haber.
İnşallah devamı da gelir.
Muhtemelen bu gelişmeye bağlı olarak bir başka iyi haber ülkenin risk primini gösteren CDS puanı üzerinden geldi.
Kısa süre önce 900’lerin üzerine çıkan CDS puanımız, 800’ün de altına gerileyerek 786’ya düştü.
Bu hala yüksek bir rakam.
Ancak, ibrenin aşağı doğru yönelmesi, başlı başına önemli bir gelişme.