Doğu Karadeniz'de son yıllarda sıkça yaşanan, can ve mal kaybına yol açıp, alt ve üstyapıda hasara neden olan heyelan, taş düşmesi, taşkın ve sel gibi doğal afetlerin yanı sıra deprem riskiyle de gündeme geliyor.
Bilimsel araştırmalarında Karadeniz fayı üzerinde meydana gelen küçük depremlerin, özellikle heyelanları tetiklediğini savunan uzmanlar, en ufak yer altı hareketliğinde de denize paralel uzan dağlara enerji transferi olduğuna dikkat çekiyor.
'KARADENİZ FAYI, SAHİLİ TEHDİT EDİYOR'
Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, Trabzon’un Akçaabat ilçesinde önceki gün meydana gelip, kentin birçok yerinde hissedilen 3.2 büyüklüğündeki depremi değerlendirerek, aktif olan Karadeniz fayının olası 6.6 büyüklüğüne kadar deprem üretme potansiyeline sahip olduğunu vurguladı. Bektaş, “Trabzon-Rize sahili iki deprem kuşağı arasında kalan yerleşim alanlarıdır. Güneyde Türkiye’nin en aktif fayı olan Kuzey Anadolu Fayı ve Kuzey Doğu Anadolu fayları var; güneyden sahili çeviriyor. Kuzeyden ise Karadeniz fayı, sahili tehdit ediyor. 3.2 büyüklüğündeki deprem, sahile paralel olduğu için Trabzon’u teğet geçmiştir” diye konuştu.
'6.6’DAN DAHA BÜYÜK DEPREM ÜRETME OLASILIĞI VAR'
Karadeniz sahilinin hem kuzeyden hem de güneyden deprem kuşaklarıyla çevrili olduğunu kaydeden Bektaş, “AFAD verilerine göre önümüzdeki 50 yıl içerisinde bu fayın üretebileceğin en büyük deprem büyüklüğü 6.6’dır. Yüzde 90 olasılıkla böyledir. Ancak yüzde 10 olasılıkla bu 6.6’dan daha büyük bir deprem üretme olasılığı var. Bu yüzden Doğu Karadeniz sahili hem kuzeyden hem güneyden 2 deprem kuşağı arasında kaldığından bu nedenle de yapı stokunun ona göre yapılması gerekir” dedi.
‘HER AN 6.6 BÜYÜKLÜĞÜNDE DEPREME HAZIR OLUNMALI'
Karadeniz sahilinde meydana gelen depremlerin faylardaki gerilimin artışına etki ettiğini ifade eden Bektaş, “Depremin yeri oldukça enteresan. 2012 yılında Trabzon fayı üzerinde yani denizde 5.6 büyüklüğünde bir deprem oldu. Bu ana depremin artçıları, Trabzon’a kadar uzandı. Artçıların Trabzon’a kadar uzanması bu bölgedeki fayların gerilmelerinin artırdığını gösteriyor. Aynı şekilde 2024’ün son aylarında Rize Çamlıhemşin’de 4.7’lik depremde bu bölgedeki faylardaki gerilmelerin arttığını gösteriyor. Bu deprem öncü mü? Bunun için bir şey söylemek mümkün değil. AFAD verilerine göre Karadeniz sahili, her an 6.6 büyüklüğünde ya da daha üstünde bir büyüklükteki depreme hazır olmalıdır. Sahil kesimleri çok daha tehlikeli ve risklidir. Sahildeki kumsal alanlar depremin büyüklüğünü daha artırıyor" diye konuştu.
‘DEPREMLER YAMAÇLARDA ÇEKİÇLEME VAZİFESİ YAPIYOR'
Depremlerin Doğu Karadeniz’deki heyelanları tetiklediğine dikkat çeken Prof. Dr. Osman Bektaş, “2012 yılından günümüze kadar Karadeniz sahilinde ve denizde 3 büyüklüğünde depremler oldukça fazlalaşmaya başladı. Çamlıhemşin depreminden sonra Artvin'de yamaçlar son derece hareketlenmiş ve orada çok sayıda heyelan meydana gelmiştir. Yamaçlarda bu heyelanları tetikleyen faktör yalnızca yağış değildir. Dağlar sürekli yükselerek yer çekimini artırıyor. Küçük ve orta ölçekli bu depremler yamaçlarda çekiçleme vazifesi yapıyor. Kırıklı, heyelanlı yapıları ve stabil olmayan yapıları hareketlendirebiliyor. Heyelanlar, bölgenin depremselliğinden, dağların yükselmesinden ve yağıştan etkileniyor. Yağış, gravite ve depremsellik bölgedeki heyelanların ana nedenidir” dedi.
#ESHAHABER.COM.TR #haber #gündem #sondakika #news #press #worldnewsEditor : Eshahaber