Esha tv
Gündem

Metro İstanbul'da işten çıkarılan güvenlik görevlisi CHP'li Tanrıkulu'dan şikayetçi o

CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun Yenikapı-Hacıosman metro hattındaki 4. Levent durağında tartıştığı ve şikayeti üzerine işten çıkarıldığı iddia edilen özel güvenlik görevlisi Hakan Karakuş, Tanrıkulu'dan şikayetçi olacağını söyledi.

Metro İstanbul'da işten çıkarılan güvenlik görevlisi CHP'li Tanrıkulu'dan şikayetçi o
10-03-2022 02:24

Metro İstanbul'da 5 yıldır güvenlik görevlisi olarak çalışan 33 yaşındaki Karakuş, CHP Milletvekili Tanrıkulu ile Yenikapı-Hacıosman metro hattında bulunan 4. Levent durağında tartıştı.

Tartışmanın ardından Tanrıkulu'nun şikayeti üzerine yaşanan süreçte işten çıkarıldığını öne süren Karakuş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 17 Şubat'ta saat 16.15 sıralarında 4. Levent metro istasyonunun kuzey çıkışında Tanrıkulu'nun istasyondaki büfede çalışan bir kadın ve erkek görevliye adres sorduğunu, adresi bilmedikleri için arkadaşının soruyu kendisine yönelttiğini söyledi.

Bir yandan adresi tarif ederken bir yandan da görevli olduğu turnike bölgesine baktığını aktaran Karakuş, "Sonrasında aynı soruyu bu sefer bana yöneltti. 'Bu taraftan çıkıp aşağı inip karşıdan çıkarsanız gideceğiniz yere ulaşabilirsiniz.' dedim. Sonrasında 2-3 adım geriye doğru gitti. Geldiğinde omuzuma vurarak 'Benimle neden ilgilenmiyorsun?' dedi." ifadelerini kullandı.

Karakuş, Tanrıkulu'nun sonrasında yaşadıkları diyalog sırasında milletvekili olduğunu söyleyip kendisine hakaret içerici sözler sarf ettiğini savunarak, olayı uzatmamak için "Tamam, siz haklısınız." ifadesini kullanması üzerine Tanrıkulu'nun, "Seni mahvedeceğim, gününü göreceksin. Sana göstereceğim." şeklinde karşılık verdiğini aktardı.

Bunun üzerine "Ne yapabilirsiniz, yapın, şikayet etme hakkınız var." dediğini ifade eden Karakuş, şöyle devam etti:

"Elini kimliğime doğru uzatınca, '1 saniye' dedim. Çıkarttım kimliği. Telefonun kamerasını açtı. 'Kusura bakmayın resim çekmenize müsaade edemem ama 4. Levent istasyonu kuzey çıkışı Hakan Karakuş derseniz, bana zaten ulaşırlar. Şikayetiniz değerlendirmeye alınır.' dedim. Benim hiçbir şekilde terbiyesizliğim yok. Makamlara ve unvanlara hizmet etmiyorum. Bu şekilde yaklaştım ama kendisi tehditlerini savura savura gitti."

Hakan Karakuş, olaydan 20 dakika sonra telefonunun çaldığını ve kendisine "Sen kiminle kavga ettin, farkında mısın?" dendiğini belirterek, sonrasında kendisine bir tutanak gönderildiğini kaydetti.

Yaşanan süreçte daha sonra disiplin kuruluna çağrıldığını anlatan Karakuş, buradaki görüşmeden sonra 22 Şubat'ta işten çıkarıldığını ifade etti.

"İnsan hakları savunucusuysa, benim de hakkımı savunsun"

İşe iadesi için mahkemeye başvurduğunu dile getiren Karakuş, "Benim milletvekiliyle bir işim yok. O da stresli, yoğun bir gün geçirmiş, kötü bir zamanına denk gelmiş olabilir. Ben direkt işimi elime almak istedim. Çünkü benim bakmakla yükümlü olduğum insanlar var. Annem, babam var. İkisi de tedavi görüyor, kanser hastası, araştırabilirler. Bunlara bakmakla yükümlüyüm. İşe iade mahkemesini açtım." dedi.

Hakan Karakuş, dün akşam Tanrıkulu'nun videosuna denk geldiğini ve çok üzüldüğünü anlatarak, "Dediğini yaptı, beni işimden etti. Acaba mutlu muydu, uyuyabildi mi? Ben dün akşam uyuyamadım. Umarım o uyumuştur. Bir işçinin ekmeğiyle oynamak, bir anda bu şekilde işten atmak, tazminatsız, senelik izinlerim içeride, hiçbirini alamamışken, işsizlik maaşı dahi alamıyorum." diye konuştu.

Sezgin Tanrıkulu'dan bizzat şikayetçi olacağını dile getiren Karakuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İnsan hakları savunucusu bir insanın, hani bir güvenlik personeline 'İyi ki de işten atılmış. Geçmişte işte tutanakları da varmış.' demesi... İspat etsin, kendisinden özür dileyip önünde diz çökeceğim. Ben böyle bir adamsam neden milletvekilinin davasından dolayı işten atıldım? İşkur'da dahi bu yazıyor. O zaman geçmişte yapmış olduğun suçlardan dolayı atılabilirdim. Ekmekle oynamak bu kadar kolay olmamalı. Bazen insanların bir tutunacak dalı vardır. Bu dalı da sorgusuz sualsiz, araştırmadan koparmak çok kolay. Bunu yapmasınlar. İnsan hakları savunucusuysa ben de bir insanım, benim de hakkımı savunsun. Ben bir haksızlığa uğradım. Bunun hesabını da devletime ve yargıya bırakıyorum."